Olimpiyatlar Öncesi Son Düzlük…

Herkese yeniden merhabalar!

4 Temmuz’da Sao Paulo’dan döndükten sonra birkaç günlük güzel bir tatil ile Rio sahillerinin yorgunluğunu Balıkesir’de attım. Tam tazelenip dönüyorum diyecektim ki, ülkecek kendimizi enteresan olayların içinde bulduk. Ancak toparlanabilip bu yazıyı yazmaya başlayabildim.

Brezilya dönüşü kafamda belki de gittiğimde götürdüğümden çok soru işareti vardı. Görüp de araştırmak istediğim veya sonrasını merak ettiğim onlarca konu ile ilgili notlarımı almıştım ancak haliyle, bakmaya zaman kalmamıştı. Yeni yeni okuyabiliyorum, elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Artık ben de sizler gibi yalnızca izleyiciyim.

Başlamadan önce; seyahatim boyunca beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkürler! Çok keyifli bir araştırma süreci ve seyahatti, tabii ki sizlerin katkısıyla. En azından kaçırılmadım, gaspa uğramadım -ki bu noktada profesyonel taktikler kullanmam konusunda mütevazi olamayacağım- dayak yemedim. Çok gezdim, gördüm, güldüm eğlendim. Peki tedirgin oldum mu? Evet, çok. Ama sağ salim ve pek keyifli anılarla birlikte geri döndüm.

Bu yazımı da ilk yazılarım gibi yazma kararı aldım. Bir izleyici olarak paragraflar dökmek yerine bulduğum, okuduğum ve izlediğim bir çok şeyi özet halinde linkleyeceğim sizler için. Kemerlerinizi bağlayın, başlıyorum!

[1] Olimpiyatlar yarın başlıyor!

Teaserları, reklamları vs. rahatlıkla görebilirsiniz ancak yine de bir tane de buraya bırakayım.

Brezilyalılar kendilerinin sürekli kalça sallayan ve dans eden bir toplum olarak lanse edilmesinden pek memnun değiller. Hatta benimle ilgili “Türk mü? Terörist olmasın?!” şakası yaptıktan sonra misilleme olarak yaptığım “Bence siz Brezilyalı değilsiniz çünkü 10 dakikadır hiçbiriniz kalça sallamıyorsunuz,” şakasının ardından bozulan suratlardan da kolaylıkla anlamıştım. Haliyle, aslında en büyük özellikleri olan -haftanın 7 günü her yerde parti olduğunu söyleyebilirim- eğlence sektörlerinin yerine, official teaser’da tropikal hayvanlar üzerinden ilerlemeyi seçmişler.

Ancak biraz alındım. Hosteldeki 2. günümde masama “konan” avuç içim büyüklüğündeki “arı” olduğunu iddia ettikleri canlıyı teaser’da göremedim. Ancak şu jaguarı kolaylıkla görebildim. Kendisi ben oralardayken meşale seramonisinden kaçmıştı.
RIP. “Amazon jaguar shot dead after Olympic torch ceremony” 

Tamam, bu official kısımları siz zaten takip edersiniz. Teker teker her birinizin stalk yeteneğine sığınıyor ve asıl meselelere geçiyorum.

[2] Araştırmamın merkezine koyduğum Porto Maravilha projesi meğerse kuzeydeki dev viyadüğün yıkılması ile viyadük altında kalan liman bölgesinin dönüşümü üzerine planlanmış. Bu fazla etkileyici. Neden? Çünkü İstanbul’da bu büyüklükte bir viyadüğü aynı anda dinamitle yıkmaya kalksanız sanırım Mecidiyeköy’ü silmek zorunda kalırsınız. Garip bir cesaret. İzleyin, siz karar verin. Viyadüğün yıkılması ile birlikte kuzey bölgesinde başlayan dönüşüme, yani “Porto Maravilha” projesine dair tüm timelapse’leri de aşağıya linkliyorum. Bizim gibi inşaat izlemeyi seven bir halk için timelapse’ler hipnotize edici.

Timelapse implosion of Perimetral | Olympic City

Timelapse: revelando um novo Rio | Cidade Olímpica

Timelapse: #RioSemPerimetral – Julho 2015 | Cidade Olímpica 

Museu do Amanhã | Porto Maravilha 

Bu timelapse’te ise kuzeydeki Porto bölgesinin merkez olan Centro bölgesine ulaşımını sağlamak üzere yapılan dönüşüm var. Yüksek doz yayalaştırma mevcut.

Timelapse VLT | Cidade Olímpica 

Peki problemler neler? Herkesin bahsettiği, tarihin en kötü olimpiyatları olmaya aday bir olimpiyat sezonuna hazırlanan Rio’da meseleler karışık. Tüm dünyanın gözleri üzerindeyken çıkacak aksiliklerin nasıl üstesinden gelecekler bilmiyorum ancak bu meseleler gayet ciddi. En çok endişe ettiğim ise malesef güvenlik.

Bu senenin en çok ilgi çeken meseleleri arasında Zika virüsü dolayısıyla bir çok sporcunun Rio’ya gelmekten vazgeçmesi, su oyunlarının yapılacağı Botafogo, Copacabana ve Gloria sahillerindeki sularda bol miktarda tehlikeli bakteri bulunduğunun saptanması, yaklaşık 4 aydır maaş alamayan polislerin güvenlik açığı vermesi beklentisi, Avustralyalı atletlerin olimpiyat köyü sorunu ve bir atletin polis tarafından kaçırılması olayları var. Olimpiyatlar ise “henüz” başlamadı.

“Olimpiyatların başlamasına günler kalar Rio’da eyalet yönetimi ‘kamusal felaket’ ilan etti. Spocular saldırılara uğradı, silahlı çatışmalara tanık oldu.”

“Tarihin en başarısız olimpiyatını izleyebiliriz.”

Protestolar da alttan alta kendini hissettiriyor tabi.

“The Trials And Tribulations Of The Rio Olympic Torch Compilation” 

Sizlere sahilde kum üzerine yapılan yapılara asla anlam veremediğimden de bahsetmiştim. Brezilyalı arkadaşlarım bazen dalgaların çok yükseldiğini ve bulvara kadar su altında kaldığını söylemişlerdi, ben de özellikle Copacabana sahilinde gezerken bu yapıların su altında kalabileceğini düşünmüştüm. Yaz Olimpiyatları olsa da orada mevsim kış, haliyle dalgaların en yüksek olduğu dönemlerden biri. Eee problemler kaçınılmaz oluyor tabi.

“Waves hit Olympic Broadcasting Services building on Copacabana”

Ve son olarak uluslararası medyaya baktığımızda da okuyabileceğimiz gibi, Rio malesef olimpiyatlara hala hazır değil. Şehri çok sevdiğimden, oradaki arkadaşlarımı özlediğimden midir bilmiyorum ama oldukça endişeli hissediyorum. Bu kadar büyük güvenlik açıklarının bulunduğu bir organizasyonda birilerini başına kötü şeyler gelmesi en kötü senaryolardan biri olur. Daha kötüsü, olimpiyatların uzun vadede Rio’yu çöküşe sürükleyebileceği tehlikesi.

“4 days before the Olympic Games start, Rio seems far from ready” 

Major problems for Rio Olympics

Toparlayayım.

Olimpiyatların etkisinin bu kadar büyük olacağını tahmin bile edemezdim. Kısa vadede güvenlik problemleri atlatılsa dahi dünyanın en büyük spotlarından biri olan Rio de Janeiro şehrinin uzun vadede büyük zararlar görme ihtimali malesef çok yüksek. Zarar verilen kent dokusu kendini olimpiyat gerginliği sonrası görünür kılacaktır elbet. Daha kötüsü, bu problemleri çözmek için ülkedeki tek bir insanın dahi enerjisinin kalmayacak olması.

Olimpiyatlar yarın başlıyor. Kimsenin başına bir şey gelmemesini umarak yazımı burada noktalıyorum. Sizlerle paylaştığım linkleri izledim, okudum. Rio’yu çok seven ve ne şehrin, ne insanların zarar görmesini istemeyen bir izleyici olarak 5 Ağustos – 21 Ağustos arası televizyon başında olacağım.

Ufak bir öneri; olimpiyatlar ile ilgili sıcak gelişmeleri uluslararası basından takip edin. Şimdilik benden bu kadar. Güney Amerika problemlerini bırakıp biraz da kendi ülkemin problemleri ile ilgileneyim. Bilirsiniz, bitmiyor. Oh, oh, suyundan da, koy, koy.

Sevgiler! #rio2016

Etiketler

Bir yanıt yazın