İkonik Sandalye Tasarımları serimizin ilk derlemesi ile karşınızdayız. Bu kapsamda tanıtacağımız tasarımlar, Gerrit Rietveld'den Red and Blue Chair, Elieen Gray'den Transat ve Le Corubiser'den Lc4 Chais Lounge sandalyeleri olacak.
Gerrit Rietveld’in en ünlü tasarımlarından biri olarak bilinen bu sandalye, döneminin geleneksel sandalye biçimini parçalayıp işlevselliği vurguluyordu.
Aynı dönemde De Stijl akımının bir parçası olan Rietveld, akımın ana renklerinden olan mavi, sarı ve kırmızıyı tasarımına entegre etti. Red and Blue Chair, Neoplastisizm akımının en önde gelen örnekleri arasında yer alan gerçek bir tasarım şaheseri.
Buharlı gemilerin şezlonglarına benzeyen bu tasarım, adını “transatlantik” kısaltmasından alıyor. Modernist mobilya tasarımının önemli simgelerinden olan bu sandalyenin tasarımı Eileen Gray’e ait. Gray, erkek tasarımcıların egemen olduğu o dönemde ortaya koyduğu işlerle dikkati ve ilgiyi başarıyla toplamıştı.
Tasarımda rijit ahşap parçalar kullanılması üretimi kolaylaştırıyor gibi görünse de, birleşim detayları kompleks olduğu için elle üretilmişti.
1903’ten beri Paris’te düzenlenen Salon d’automne yıllık sergisinin 1928 yılı eserlerinden olan LC4-Chaise Lounge, Le Corbusier tarafından “rahatlama veya dinlenme makinesi” olarak tanımlanmıştı. Tasarımın kullanıcı için farklı şekillere dönüşebilmesi, makine çağının tasarıma yansıması olarak yorumlanıyor.
Mimarlık ideolojisinde ev kavramını “yaşamak için bir makine” olarak açıklayan Le Corbusier’nin bu ikonik tasarımında da fikirlerine paralel gittiği görülüyor.
(Yazıları derleyen: Sude Arslan)