Kent

Kent; kapandır, ağdır, kafestir
Tuzak kurar, aldatır insanı
İçine gireni bir daha bırakmaz
Tutsak eder onu

Kapitalizm şehre el koyar
Makyajlar, parlatır, kent yapar
Cazibeli bir kadın gibi
Albenili ve davetkâr

Kent, kaba saba değil
Tarzı naif, süzme ve rafine
Kimine fakirlikten kurtulmayı
Kimine zengin olmayı
Kimine şöhret
Kimine kariyer va’deder
Çeker kendine

Girenin çıktığı vâki değil
Fakir çıkamaz, borçlanmıştır
Zengin çıkamaz, sırada güç ve iktidar vardır
Şöhretperest çıkamaz, henüz işin başındadır
Taşralı mezun çıkamaz, zîra tırmanacağı
Daha çoook kariyer basamağı vardır

Oysa…
Oysa kent bir obez
Hormonlu.
Herkesi ve her şeyi yutuyor
İştahı sonsuz
Lâkin hazımsız
Öğürüyor ve kusuyor
Kriz, buhran, kaos

Kentli mi
Kentli her şeyin farkında
Lâkin çâresiz, susuyor
Tutunmak istiyor
İstikrar dalına
Kriz lafını işitmek dahi istemiyor

Kentli mecbur ve mahkûm
İstikrar va’dedenlerin yanında yer almaya
Ey istikrar va’deden siyaset!
Ey istikrar müptelâsı sermaye!
Endişelenmeyin yine siz kazanacaksınız
Çünkü kenti siz kurdunuz
Kent, sizin eseriniz

Etiketler

Bir yanıt yazın