Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi’nin yürütmekte olduğu “Ankara Roma Tiyatrosu Restorasyonu ve Arkeopark Çevre Düzenleme Uygulamaları” ile uzun bir aradan sonra yeniden dahil olduğu Tarihi Kentler Birliği’nin “Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü”ne değer görüldü. 1 Ekim 2022 tarihinde düzenlenen törenle ödüller sahiplerini buldu.
Antik Ankara (Ankyra) Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Alanı, 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanında yer alıyor ve Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı sınırları içerisinde bulunuyor. Ankara’nın Roma İmparatorluğu döneminde de önemli bir Roma kenti olduğunu gösteren ve Ankara’nın köklü tarihine ışık tutan eserlerin aynı zamanda güncel kullanımda da kentin kültürel birikimine katkı sağlaması bekleniyor. Bu çalışma çok katmanlı, modern bir başkentin 2000 yıl öncesine uzanan tarihini koruma ve günlük yaşamına katma çabasını oluşturuyor. Arkeopark alanında yapılan bilimsel kazı çalışmaları, daha önce kazı yapılmamış bir alanda ve henüz bilimsel yayını yapılmamış bir kazı olma özelliği taşıyor. Roma dönemi yapılarının 3 boyutlu dijital rekonstrüktif sergilemesi yapılarak yapıların ve yapı izlerini bütünleşik, görünür kılma ve kültür turizmine kazandırmak da proje hedefleri arasında yer alıyor.
Roma Tiyatrosu’nun MS 2.-3. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülüyor. Daha önce metruk halde bulunan tiyatro ve çevresinde çalışmalar 2020 yılının Eylül ayında başlamış. Ankara Roma Tiyatrosu Restorasyonu çalışmaları Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanlığı, Uygulama ve Denetim Şube Müdürlüğü tarafından sürdürülüyor ve 2022 yılı sonunda bitirilmesi planlanıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında imzalanan hizmet protokolü kapsamında, kazıları Anadolu Medeniyetleri Müzesi denetiminde yapılıyor. Roma Tiyatrosu restorasyonu aynı zamanda ABD Büyükelçileri Kültürel Mirası Koruma Fonu [Ambassadors Fund for Cultural Preservation (AFCP)] tarafından da fonlanıyor.
Tiyatronun restorasyonunda kullanılan teknikler Venedik Tüzüğü’ne uygun olarak ve en uygun maliyetler ile karşılığını buluyor. Uluslararası pek çok antik tiyatro rekonstrüksiyonu örnek alınarak hazırlanan restorasyon projesi tamamlandığında tiyatro yaklaşık 1500 kişilik seyirci kapasitesine sahip bir açık hava sahnesi olarak da kullanılabilecek.
2022 yazında ‘cavea’nın tüm sıralarının örümü ve sahne platformu da tamamlanarak Arkeopark ile bütünlüklü bir alan oluşturulacak. Burada ayrıca önemli olan husus, modern kent dokusunun altında kalan ya da özgün hali öngörülemeyen mimari kısımların fiziksel olarak tamamlanmadan bırakılmasının bilimsel olarak tercih edilmiş olması. Ancak tüm mimari yapı dijital olarak üç boyutlu haliyle tamamlanacak ve tiyatroya gelen herkes ücretsiz bir mobil uygulamayla artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisi sayesinde kolaylıkla görüntüleyebilecek.
Çalışmaları 2021 yılı Kasım ayında başlayan, Mezon Mimari’nin proje müellifi olduğu projede, Arkeopark Çevre Düzenleme Uygulamaları da Roma Tiyatrosu restorasyonu ile eş zamanlı olarak 2022 yılı sonu tamamlanması hedefiyle sürdürülüyor. Roma Tiyatrosu ile bütünlüklü bir alan yaratma çabası içinde Arkeopark çalışmaları sürerken, bilimsel kazı çalışmaları da devam ediyor. Daha önce kazısı yapılmamış olan bu alanda farklı kültür katmanlarına ait bazı arkeolojik kalıntılar bulunmuş.
Arkeopark’ın uygulama aşamasında kazı çalışmalarının da yanı sıra yürütüleceği bilindiği için, kentsel ve mimari projesi bu tasarım kararları çerçevesinde verilmiş. Alanda yürütülen kazılar sonucunda elde edilen mekansal bulgulara göre, proje her aşamada revizyon görmeye devam ediyor; arkeolojik kazı çalışmalarının olduğu bir alanda doğru çalışma yöntemi olarak benimseniyor.
Arkeopark alanındaki arkeolojik kazı sonucunda, Osmanlı Dönemi’ne ait bir hamam kalıntısı bulunmuş. Arkeopark Karşılama Merkezi olarak tasarlanan binanın oturum alanında açılan 14 sondaj çukurunda yine Osmanlı Dönemi’ne tarihlenebilecek deri işleme atölyeleri olduğu düşünülen mekânlar tespit edilmiş; Karşılama Merkezi’nin yeri revize edilmiş. Kazılarda pithos’lar, sikkeler ve bir adet sütun tanburu bulunmuş. Yaşayan bir açık hava müzesi gibi, ziyaretçilerin uzun zamana yayılacak kazı çalışmalarına tanıklık edeceği ve bizzat deneyimleyebileceği bir arkeopark hayali gerçeğe dönüşmüş.
Arkeopark bittiğinde, kazı alanlarının ve buluntuların sergileneceği açık hava müzesi ve peyzaj düzenlemesi ile müze gibi çalışması tasarlanan ziyaretçi merkezi yapısı içerisinde çocuklara ve gençlere arkeoloji bilimini tanıtmayı ve sevdirmeyi amaçlayan atölyeler, tematik bir çocuk kitaplığı, Ankara’nın tarihi katmanlarının anlatıldığı tematik sergiler, yine hem çocuklara hem yetişkinlere yönelik tarihi yapıları tanıtıcı sanal gerçeklik (VR) deneyimleri yer alacak.
Ankara’nın Roma İmparatorluğu döneminin yansıması olan bu alanları halkın öğrenmesi, kentin kültürel mirasına sahip çıkması için her yaş grubuna yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Haber kanallarında ve basılı / dijital yayınlarda çıkan yayınlar, “Ankara Miras Konuşmaları”, “Ankara Miras Şantiye Gezileri”, “Ankara Miras Kültür Elçileri” programları çalışma alanlarının halka tanıtılmasına ve korumanın emanet mantığı ile gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunuyor.
Ankara Miras Kültür Elçileri Eğitim Programı, Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 8-11 yaş arasındaki ilkokul öğrencilerine yönelik olarak, Tohumluk Vakfı Başkanı ve Sanatçı Pınar Ayhan ile Çekül Vakfı Ankara Temsilciliği üyelerinden Mimar Faruk Soydemir destekleriyle düzenleniyor. Eğitim programı sonunda çocuklara kültürel mirasına sahip çıkan ve onları gelecek nesillere aktaran bir “Kültür Elçisi” olarak görev alacakları sertifikaları veriliyor.
Ankara’nın tarihi dokusunda yürütülen ve kentlinin ilgisini çeken koruma ve restorasyon uygulamalarını şeffaf biçimde kentliyle buluşturmak üzere Ankara Miras Şantiye Gezileri hazırlanmış. 2022 yılının yaz aylarında düzenlenmeye başlanan program kapsamında, Roma Tiyatrosu restorasyon çalışma alanı ile hemen yanındaki Arkeopark kazı alanı kentlilere açılmış.