Supertecture, Nepal'de bir okulun genişleme projesini üstlenerek, okula üç derslik ve çok işlevli bir kütüphane tasarladı.
Mimarlık ofisi, Nepal’in yenileyici ve döngüsel inşaat teknolojilerinin sınırsız olanaklarından faydalanmak için her dersliği ayrı bir ev şeklinde tasarlamaya karar vermiş. Yapıların hepsi farklı malzemeler kullanılarak inşa edilmiş: taş, sıkıştırılmış toprak, pencere, tuğla…
Nepal’in ilk tuğla-kitle fonlamasında yüzlerce haneyi 2015 yılında gerçekleşen deprem kalıntılarından bazı tuğlaları bağışlamaya ikna etmiş. Bağış sonucunda 50 farklı tipte 14 binden fazla tuğla elde edilmiş.
Stüdyo, dersliklerden birini oldukça karmaşık toprak agregalarına kadar değişen karışımlarla beş farklı katmandan inşa etmeye karar vermiş. Önce toprağı biraz çimento ile karıştırıp, sonra saman, iğneler ve inek pisliği eklemişler.
Dersliklerden birinin çatısı yerel olarak işlenmiş bambudan yapılmış ve samanla kaplanmış.
2015 yılında gerçekleşen depremde 800.000’den fazla bina yıkılmış. Ofis bu binalardan elde edilen yaklaşık 700 eski pencereyi yenileyerek inşa edilecek kütüphanenin çatı ve cephesinde kullanmış.
“Birkaç yıl önce, köydeki hemen hemen her geleneksel bina, kayalık arduvazlarla kaplı kayalardan inşa edildi. Son depremde birçok ev yıkıldıktan sonra artık kimse bu geleneksel evleri yeniden inşa etmiyor. Betonarme iskelet yapılar, geleneksel mimarinin eski zarafetinin yerini alıyor. Bütün bu çökmüş kayaları yeniden kullanarak ve yuvarlak kaya pencereleri oluşturarak, taş evleri yeniden ‘moda’ yapmaya çalıştık. Dersliklerdeki tüm taş malzemelerin kökeni eski yerel taş binalara dayanıyor.”