Kahve Dünyası'nın 2017 yılı sonbaharında hayata geçirdiği Yanköşe, 21 Kasım 2018-29 Mart 2019 tarihleri arasında SO? Mimarlık ve Fikriyat'ın "Yağmur Duası" adlı çalışmasını ağırlıyor.
Bir yapıtın tüm doğa olaylarına açık bir yerde sergilenecek olması; özel olarak iklimlendirilmiş, kontrollü bir alanda değil de her mevsimin kendine has koşulları ile başa çıkarak varlığını sürdürecek olması neyi değiştirir? Kızgın güneş, sel olup taşan yağmurlar ve rüzgâr önlem alınması gereken faktörler yerine tasarımı dönüştüren işbirlikçiler olarak düşünülebilir mi?
SO?’nun Yanköşe’nin bu üçüncü edisyonu için mekâna özel olarak tasarladığı “Yağmur Duası” bu sorulardan yola çıkıyor. Çalışma, Zeki Sayar tarafından tasarlanan iş hanının cephesinde bulunuyor.
Sonbahar-kış aylarında sergilenecek bu çalışma için açık havada yer almak bir tasarım faktörü. Yerleştirmenin kendisi, gölgesi, hacmi, biçimi ve etkisi zaman içinde değişebiliyor, ancak değişmesi için yağmura ihtiyacı var. Hareketi, hava durumu öngörülebildiği oranda öngörülebilir olan “Yağmur Duası”, kente ait olmasına rağmen doğaya dair, gösterişine rağmen başka bir unsura muhtaç, dışarıdan bakıldığında soyut olmasına rağmen işleyiş anlamında somut bir çalışma. İkiliklerden beslenen bu yerleştirme kentteki kaosa ve hava durumuna usulca ayak uydururken; önünden geçenleri doğaya, kente, zamana dair birkaç saniyeliğine de olsa yeniden düşünmeye sevk edebilirse görevini tamamlamış olacak.
Yanköşe açılışını Nermin Er’in 120 kuş evi ile bir ses kaydından oluşan yerleştirmesi “Tek Göz Oda” ile yapmıştı. Eylül 2017-Mart 2018 tarihleri arasında burada yer alan yapıt, barınmak, korunmak ve kendini güvende hissetmek gibi, tüm canlıların paylaştığı temel ihtiyaçlar üzerinden birlikte yaşamak için bir öneri sunuyordu. 25x35cm büyüklüğündeki kuş evleri, belirli bir düzen içinde, toplu konut fikrine de göz kırparak, yaşam hakkını betonlaşma ile çaldığımız kuşlara alan açmayı hedefliyordu.
Yanköşe ikinci edisyonunda, Mart 2018-Ekim 2018 tarihleri arasında, Özlem Günyol ve Mustafa Kunt’un “AYRIAYRIBİRARADA – harfler, sayılar, noktalama ve diğer işaretler” adlı projesini ağırladı. Türkiye Cumhuriyeti anayasa metnini oluşturan tüm unsurların, içinde bulundukları cümle ve paragrafları terk ederek kendi benzerleriyle buluştuğu ve oluşturdukları çizgilerle, birbirini kesen ancak farklı eksenlerde uzanan doğrulara dönüşerek soyut, kaotik bir manzara oluşturduğu eser, yalnızca toplumsal sözleşmeye doğrudan gönderme yapmakla kalmıyor, belli bir coğrafyada yaşayan bireylerin farklılıklarıyla birlikte bir arada yaşayabilme ihtimalini de düşündürüyordu.
Türkiye’de örneği az bulunan kamusal sanat projelerinden biri olan Yanköşe, her sene iki farklı sanatçının projesini ağırlamaya devam ediyor.