Construction and Demolition Waste - CDW (İnşaat ve Yıkım Atıkları) kabaca ahşap, duvar (tuğla, beton ve kaya gibi atıl malzemeler), alçıpan, çatı kaplama, plastik (PVC, yalıtım gibi) ve metallerden oluşan büyük bir ikincil ham madde kaynağı olarak tanımlanıyor.
Bina yenileme ve inşaat için enerji verimli prefabrike elemanlarda CDW malzemelerinin ve yapılarının yeniden kullanımı ve geri dönüşümü konusu uzun yıllardır araştırılıyor.
REuse, REcycling, pREfabricated, Refurbishment (Yeniden Kullanım, Geri Dönüşüm, Prefabrike, Yenileme) kavramlarından yola çıkan ve Avupa Birliği genelinde RE-4 olarak anılan projenin genel amacı, “yüksek derecede geri dönüştürülmüş malzemeler ve binaların kısmen veya tamamen yıkılmasından yeniden kullanılmış yapılar içeren yapısal ve yapısal olmayan prefabrike elemanların tasarımı ve geliştirilmesi için yeni teknolojik çözümleri teşvik etmek” olarak tanımlanmış.
Yılda toplam 750 milyon ton olan inşaat ve yıkım atıkları, tüm AB atıklarının %25-30’unu oluşturuyor. Metallere, ahşaba, cama ve betona yeni bir yaşam imkanı vermek ve bunları çöp sahalarından uzak tutmak AB için bir öncelik olarak tanımlanmış. Bu amacı desteklemek için, üye ülkelerin tehlikeli olmayan inşaat ve yıkım atıklarının ağırlıkça en az %70’ini yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi ve geri kazanılması şart koşuluyor.
Sekiz ülkedeki 13 ortak kurumdan oluşan bir konsorsiyum olan ve AB tarafından finanse edilen RE4 projesinin proje koordinatörü Sonia Saracino, “Projemiz, Avrupa’nın inşaat ve yıkım atıklarını kullanarak binalar inşa ederek ve yenileyerek bu hedefe ulaşabileceğini gösterdi” diyor.
İtalya’daki Technologies Design and Materials European Research Center’ın kıdemli proje yöneticisi Sonia Saracino, “İnşaat ve yıkım atıkları malzemelerini ve yapılarını yeniden kullanarak ve geri dönüştürerek, enerji açısından daha verimli binalar sunabilir ve inşaat endüstrisinin çevresel etkisini en aza indirebiliriz” diye ekliyor. Proje kapsamında sınıflandırma aşamalarından önce, sırasında ve sonrasında atık yönetimini ele almak için birkaç yenilikçi çözüm geliştirilmiş ve etkileyici sonuçlar elde edilmiş.
RE4 projesi ile inşaat ve yıkım atıklarından üretilen malzeme ve yapıların, %50-85’lik bir ikame oranıyla, beton ve ahşap bileşenlerin üretim döngülerine nasıl etkili bir şekilde yeniden dahil edilebileceğini göstermiş.
Proje kapsamında bina yenileme ve inşaat için beş yeni beton malzeme, bloklar, kiremitler, ahşap ve yalıtım panelleri olmak üzere dört yeni bileşen ve dört yeni prefabrike eleman geliştirilmiş. Beton, tuğla, kereste ve kiremit gibi ikincil hammaddelerin kullanıldığı bu elemanlar, cephe panelleri veya iç bölme duvarlarda kullanılmış.
Proje yöneticisi Sonia Saracino %95’e varan geri dönüşüm oranlarına ulaşan yerinde, robotik ayırma sistemiyle başarılar sonuçlar alındığının ve bu sayede ekonomik değeri yüksek atıklara odaklanılarak ayıklanan malzemelerin kalitesinin arttığının da altını çiziyor.
Geri dönüşüm potansiyelinden tam olarak yararlanmak için proje kapsamında, inşaat atıklarından türetilen agregalar için yeni kalite sınıfları tanımlanmış ve her biri için en uygun geri dönüşüm stratejileri belirlenmiş. Bu kalite sınıfları, alandaki standartların geliştirilmesini desteklemek amacıyla AB standardizasyon komitelerine gönderilmiş.
Tüm proje çözümleri, İspanya, İtalya, Birleşik Krallık ve Tayvan’daki maket binalarla gerçek koşullar altında dört farklı gösteri alanında test edilmiş. Yeni geliştirilen RE4 bileşenleri, farklı iklim koşullarının üstesinden gelebilecek kadar esnek olduklarını kanıtlamış. Ayrıca, Avrupa’da bulunan farklı bina tiplerinin yanı sıra depreme dayanıklılık dahil farklı yapısal gereksinimleri karşılayan binalarda da kullanılabilecekleri belirlenmiş.
RE4 çözümlerinin yeşil ekonomiye ve çevreye fayda sağlaması hedefleniyor. Atık bazlı malzemeler ve bileşenler geleneksel olanlara göre %20 daha ucuz üretiliyor, CO2 emisyonlarında %50’den fazla tasarruf sağlıyor ve daha az enerji ve ham madde tüketiyor.