Süleyman Uluışık, DEÜ Mimarlık Bölümü Ulusal Öğrenci Mimari Fikir Projesi Yarışması'nda birincilik ödülünü kazandı.
Yığın, İzmir bağlamında doğal taş ocaklarında arta kalmış ya da bir kenara atılmış, ötelenmiş doğal taş atıklarını dönüştürmeyi konu edinir. Bu bağlamda doğal taşların çıkarılış aşamasından işlenişine kadar süren üretim döngüsünde kenarlara yığılmış moloz, plaka, blok ve tozları yeniden kullanıma sunarak bir yapı malzemesine dönüştürmeyi hedefler. Yaklaşım, doğal taşın çıkışından itibaren kullanılmayan atıkları bir peyzaj unsuruna dönüştürmeyi amaçlar.
İzmir coğrafyasında fazlaca bulunan doğal taş ocakları ve üretim merkezlerinden toplanan molozların, verilen Dokuz Eylül Üniversitesi 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesinde yer alan “Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Bilimler ve Dekanlık Binası” giriş avlusunun iyileştirilmesinde kullanılması önerilmektedir. Yaklaşım başlangıçta verilen alanı ıslah ederek devamında tüm yerleşkeye önerilebilecek bir peyzaj yaklaşımı oluşturmaktır. Buna göre; giriş avlusunun tanımsızlığı ve çevresinde bulunan yapı girişlerinin algılanamayışından hareketle belirli yüzeylerin birbirini tamamladığı bir peyzaj yaklaşımı oluşturulması önerilmektedir. Bu yüzeylerin belirli kotlarla farklı kaideler oluşturması sağlanmıştır. Bu yüzeyler; oturma, uzanma gibi çeşitli işlevlerle birlikte kurgulanmaktadır. Aynı zamanda bilgilendirici yüzeylere, sahne ve masaya dönüşmesi de kurgu ile birlikte düşünülmektedir. Bu yaklaşım öte yandan giriş kotları farklı olan yapıların birbirleri ile bağlantı kurmasını sağlamaktadır.
Peyzaj kurgusunu oluşturan yüzeylerin bir uygulama atölyesi biçiminde yapılması öngörülür. Bu yaklaşıma göre kullanıcılar ilk önce farklı boyutlarda metal kalıplar oluşturur. Ardından bu kalıplara moloz ve artık doğal taşları doldurur. Daha sonra atık mermer tozundan elde edilen harç kalıplara dökülerek yüzeylerin elde edilmesi sağlanır.
Üç farklı yapı bloğunun sınırlandırdığı alanı, güney yönünde kullanıcılara davet edici bir yaklaşımla ele alınması önemsenmektedir. Bu doğrultuda alanı tamamen kapatan bir üst örtü yerine yalnızca bina girişlerini tanımlayan bir yarı açık alan kurgulanması hedeflenir. Bu üst örtünün yine arta kalan doğal taş plaklarla kaplanması önerilmektedir.
Sonuç olarak, İzmir ili ve üniversite bağlamında düşünülen öneri, duvarlarla sınırlanan avluyu davetkar ve sosyal bir peyzaj parçasına dönüştürmeyi önerir. Bu öneriyle birlikte üniversite yerleşkesinin diğer alanlarına katılmayı öngörür.