Kişilere atfedilen sokak isimlerini karşılaştıran ve OBC Transeuropa tarafından koordine edilen araştırma şaşırtıcı sonuçları gözler önüne seriyor. Araştırma, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde yer isimlerinin sembolik gücüne dikkat çekiyor.
Mapping Diversity, Avrupa’daki sokak adlarındaki çeşitlilik ve temsil hakkındaki temel gerçekleri keşfetmeye ve kentsel alanlarımızda kimlerin eksik olduğuna dair bir tartışmayı ateşlemeye yönelik bir platform. 17 farklı ülkeden 30 büyük Avrupa şehrinde 145.933 caddenin adı taranmış. Bireylerin isimlerini taşıyan sokakların %90’ından fazlası beyaz erkek bireylere adanmış durumda. Yer isimlerindeki çeşitlilik eksikliği, geçmişimiz hakkında çok şey anlatıyor ve Avrupa’nın bugününü ve geleceğini şekillendirmeye katkıda bulunuyor.
Araştırma kapsamında incelenen şehirler arasında Atina, Berlin, Brüksel, Bükreş, Budapeşte, Kişinev, Kopenhag, Kiev, Lizbon, Madrid, Paris, Prag, Roma, Stockholm, Viyana, Varşova ve Zagreb yer alıyor. Şehirlerin seçiminde, dil becerilerine ve güvenilir dış kaynakların mevcudiyetine dayalı olarak Avrupa’nın çeşitli bölgelerini kapsamak amaçlanmış.
Projede açık ve kitle kaynaklı veri kaynakları kullanılmış. Analizler, belirli kişilere ayrılmış sokaklara odaklanan OpenStreetMap verilerine dayanmakta. Ekip, OpenStreetMap’teki sokak listesini temsil ettikleri varlıkların Wikidata tanımlayıcısıyla eşleştirmiş. Bu eşleştirme işlemi otomatik olarak gerçekleştirilmiş ve sokak sokak manuel olarak doğrulanmış. Wikipedia ile ilişkili Wikidata, sistematik bilgi çıkarımı sağlamış. Analiz, çıkarılan cinsiyet bilgilerinin yanı sıra meslek ve doğum tarihi gibi diğer alanları da kullanmış. Cinsiyet bilgileri eksikse, eksik bilgiler ekip tarafından ilişkilendirilmiş.
Henüz OpenStreetMap’e eklenmemiş sokaklar ve belirli ortak alanlar hariç tutulmuş, ancak bunun minimum etkiye sahip olduğu kabul ediliyor. Kolektif isimlere veya varlıklara ayrılmış sokaklar dikkate alınmamış ve bireylere atıf yapılırken titiz davranılmış. Analiz, gerçek ve kurgusal bireylerin yanı sıra mitolojik figürler ve cinsiyetlendirilmiş antropomorfik varlıkları da içermekte.
Veri toplama süreci, adım adım prosedürler ve tartışmalar da dahil olmak üzere metodolojik bir notta ayrıntılı olarak açıklanmakta. Otomatik ve manuel kontrolleri içeren farklı aşamalarda ayrıntılı kalite kontrol gerçekleştirilmiş. Belediyelerin sokak adlarının resmi listeleri gibi dış kaynaklardan yararlanılmış. Bununla birlikte, veri setinin boyutu ve karmaşıklığı dikkate alındığında, olası hatalar veya eksik bilgiler olağan karşılanmakta. Kullanıcıların, verileri doğrudan OpenStreetMap veya Wikidata’da düzenleyerek veya sorunları ekibe bildirerek katkıda bulunmaları teşvik ediliyor.
Genel olarak, incelenen 30 farklı şehir, çeşitli geçmişlere sahip 2.791 benzersiz kadını onurlandırıyor. Meryem Ana, 30 şehrin 25’inde 365 sokak ithafıyla en sık kullanılan isim. Karşılaştırma yapmak adına, en popüler erkek ismi olan Havari Pavlus’un 28 sokakta ismi geçiyor. İkinci en yaygın kadın sokak adı da dini bir figür: Saint Anne, 19 farklı şehirde 35 caddeye adını veriyor.
Araştırma yapılan şehirlerde Meryem Ana ve Aziz Anne en sık kullanılan kadın isimleri olsa da, bir kadının adını taşıyan sokakların çoğu dini bireylere ait değil. Bunun yerine, bu tür sokakların yaklaşık yarısına kültür, bilim ve sanat alanında önemli katkılarda bulunan kadınların adı veriliyor ve en yaygın meslek yazarlık. Ancak, özellikle dini adların yaygınlığı açısından şehirler arasında farklılıklar bulunmakta.
İsmi bir sokağa atfedilmiş kadınların çoğu geç modern tarihte, çoğunlukla 19. ve 20. yüzyılda yaşamış bireyler. Birden fazla ülkede adı sokağa adanmış olan en son figür, 2006’da öldürülen Rus gazeteci ve aktivist Anna Politkovskaya, Prag, Paris ve Roma’da çeşitli sokaklar Anna’nın ismini taşımakta.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece sokaklarımızın adlarının ötesine geçen karmaşık bir konu olsa da, yer adlarının sembolik gücü göz ardı edilemez. Sokak adlarındaki mevcut cinsiyet farkının şaşırtıcı sonuçlarını gözler önüne seren araştırma bu sorunun ele alınması gerektiğini belirtiyor. İlerleme kaydetmenin bir yolu, şehirlerimizin yer adları komisyonlarını bu sorunu tanımaya ve yeterince temsil edilmeyen rakamların ve onların paha biçilmez katkılarının kentsel alanımızda tanınmasını sağlamak için harekete geçmeye çağırmak.