Benedetti Architects, Londra'daki 19. yy'dan kalma tarihi binadaki BAFTA'nın Yönetim Merkezi'nin kapsamlı genişletme ve yeniden tasarımı projesini tamamladı.
Bu proje, film, tiyatro oyunları ve televizyon alanında sinema sanatının mükemmeliyet merkezi olarak uluslararası kimliğini güçlendiriyor.
Proje, yenilikleri ve son teknolojiyi entegre ederken maliyet-etkinlik açısından duyarlı bir denge sağlanarak üyelerin ihtiyaçları ile halka açık erişim ve gelir oluşturma çabasını dikkatlice gözetiyor. Bu sayede kuruluşun uzun vadeli sosyal, çevresel ve mali sürdürülebilirliği sağlanıyor.
1974’ten bu yana BAFTA’nın Londra’daki evi olan 195 Piccadilly, 1883 yılında Royal Institute of Painters in Water Colour olarak inşa edildi. Binanın boyutu, düzeni ve hizmetlerinin yetersizliği, BAFTA’nın genişleyen hayırsever programları karşısında yetersiz kalmış. 100. yıldönümlerinden sonra New Crown Estate, Benedetti Architects’i mekân tasarımcıları olarak görevlendirilmiş. BAFTA, bağışlar ve rezervlerle finanse edilmekte olup hükümet desteği almıyor.
2.050 metrekarelik bina yıpranmış, amaca uygun bir durumda olmayan ve işletme/bakım maliyeti yüksek bir durumdaydı. Benedetti Architects’in tasarımı, 2.465 metrekarelik maksimum esnekliğe sahip modern alanlar yaratırken hayır kurumunun eğitim çalışmalarını üyelerin ihtiyaçları ve gelirle dengeliyor. Bunun merkezinde ise, film/oyun/TV alanlarında çeşitli genç yaratıcıların ilham almasını, desteklenmesini ve eğitimini sağlayan “Öğrenme ve Yeni Yetenek” katı bulunuyor.
Tasarım, kullanılabilir alanı önemli ölçüde artırarak kapasiteyi ikiye katlıyor ve tamamen yeni altyapı, yangın güvenliği, enerji performansı, akustik, termal konfor ve kullanılabilirlik sağlıyor.
Benedetti Architects’ın tasarımı çeşitli alan, hacim, manzara ve sıralı hareket kombinasyonlarını yaratıcı bir şekilde yeniden çalıştırarak BAFTA’nın benzersiz karakterini sağlamlaştırıyor.
Bu, hayır kurumunun uzun vadeli sosyal ve finansal sürdürülebilirliğini sağlamak için sağlam bir hayırsever/ticari adapte edilebilirlik sunuyor ve tiyatral sürprizler/özel etkinlikler için fırsatlar yaratıyor.
Tasarımın en çarpıcı ve keşfedici yönü, iki büyük 1883 Viktorya dönemi çatı penceresinin restorasyonunu, yükseltilmesini ve yeniden entegrasyonunu sağlayan yeni bir üst katın oluşturulması olmuş.
Bu çatı pencereleri ve dekoratif sıva işleri, 40 yıldan fazla süredir kapatılmış ve kaybolmuş biçimdeymiş. Tarihi yapılar ve sıva işleri, 3 metre yükseltilerek yenilikçi ve yüksek performanslı Eyrise akıllı cam ile çevrelenmiş ve St James Kilisesi ve bahçesi üzerinden muhteşem manzaralar sunan yeni bir üst kat oluşturuyor.
Proje, 227 koltuklu Prenses Anne sinema/tiyatro salonunu (Dolby Atmos ses sistemi ile donatılarak İngiltere’nin en iyisi olması sağlanmış), yeni bir 41 koltuklu sinema/tiyatro salonunu, yemek salonunu, 4 mutfağı, çok amaçlı etkinlik/sergi alanlarını, üyelerin bar/restoran bölümünü, inşaat sırasında bulunan tarihi malzemeleri yeniden kullanarak oluşturulan yeni gökyüzü aydınlatmalı yönetim kurulu odasını, özel olarak tasarlanmış yeni masa/sandalyeleri, değerlendirme/toplantı odalarını, personel hizmetleri/ofislerini ve Piccadilly ve St. James Kilisesi mezarlığını gören yeni terasları içeriyor.