Kompakt ve dikey evler, bulundukları arazinin doğal topoğrafyasına müdahele etmeden eğime yerleşecek şekilde tasarlandı.
Yapıların yerleştiği arazi, ince çam ağaçlarının, mantar ağaçlarının ve çalı meşelerin alanda yer alıyor. Palafrugell bölgesindeki ormanın içine yerleşen evler, oldukça dik ve düzensiz bir topoğrafya üzerine yerleştirildi.Duvarların, terasların, yeraltı garajlarının dağılımıyla yerleşim sağlanırken, mevcut bitki örtüsü korunup, yeni Akdeniz bitkileri ile arazi zenginleştirildi. Bu sayede doğal çevre korundu ve yeni yapılan binalara rağmen araziye hiç müdahale edilmemiş izlenimi verildi.
Emiliano López Mónica Rivera Arquitectos tarafından tasarlanan konutların tabanı, üzerindeki çapraz lamine ahşap strüktürü destekleyecek şekilde betondan inşa edildi. Yapıların dış yüzeyi iki katlı yalıtıcı mantar malzemeyle kaplandı.
Yapıların birbiri ardına sıralı farklı büyüklüklerdeki iç mekanları, koridorlara gerek duyulmadan birbirleriyle bağlantılı halde çalışıyor. Mekanların işlevleri ise dışarıyla olan ilişkileri dikkate alınarak belirlendi: denizi ne mesafeden gördüğü, çam ağaçlarının görüntüsü ya da araziye doğrudan erişimi olup olmadığı.
Çam ağaçlarının gölgesi mekanlara doğrudan güneş ışığı girmesini önlüyor.
İki evden büyük olanı, daha çok aile buluşmaları için gerekli mekanlara sahip. Ana kat saçaklanarak, denizi ve Les Gavarres Dağları’nı gören üst üste iki terası oluşturdu.
Kumlanmış betondan yapılan saçak, evden ve teraslardan bağımsız bir yapı olarak çalışıyor ve çam ağaçlarının arasında asılı duruyor.
Evlerin her ikisi de, İspanya’daki en yüksek enerji sınıfı olan A Sınıfı enerjiye sahip.