Miray Kazmaz, Ahmet Tunahan Demirbaş ve Melike Özcan'ın projesi Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Mimari Fikir Yarışması 2022'de birincilik ödülünü kazandı.
1) Proje Hakkında Genel Bilgi: Bizler sürdürülebilirliği sadece çevresel strateji üzerine kurulu olmayan, daha çok kullanıcının deneyimlediği, her yaştan, durumdan ve statüden, farklı insanlara hitap eden, erişilebilir, insancıl mekânlar, engelsiz aktiviteler, enerji akışını dengeleyen ve doğayı anlayıp ona saygı duyan, yaşayan sistemler üretmek olarak işledik. Projemizde; İnsanların birbirleriyle etkileşirken aynı zamanda doğayla ve doğanın sürdürülebilirliği ile bağlantı kurması, farkındalık kazanmayı deneyimleyerek öğrenmesi amaçlanmıştır. Yaptığımız araştırmalar sonucunda proje alanımız için, etkileşimin yoğun olduğu, kentsel sorunları olan ve projemizin amaçlarına hizmet eden ESKİŞEHİR PORSUK NEHRİ- KANLIKAVAK PARKI kıyısındaki “39.768381, 30.495811” GPS koordinatlı alanı tercih ettik. Söz konusu arazideki peyzajın çevrede yaşayan canlılar için elverişli olmaması, araziye atılan atıklar ile kentli için görüntü ve çevre kirliliğinin yanında tarımda sulama ve musluk suyu olarak kullanılan porsuk nehrinin de kirliliği, bu kirlilik nedeniyle alandaki toprağın tuzlanması ile bitkilere zarar verirken suda biriken azot nedeniyle hem suda yaşayan hem de sudan yararlanan canlılar için tehlike oluşturması gibi sorunlar bu alanda sürdürülebilir bir tasarım senaryosunu da beraberinde getirdi. Bu senaryoyu kurarken, “sürdürülebilirliği duyular ile deneyimlemek” mottosu ile yola çıktık. İçerisinde fitolojik sera, sera mutfağı, dönüşüm merkezi, atölye alanı, kafeterya ve yarı açık bir alan olarak iskele bulundurmasının yanında Eskişehir’de bisiklet kullanımının en yoğun olduğu bu bölge için bir de bisiklet parkı bulunduran YAŞAM LABORATUVARI’nı tasarladık. Fitolojik serada bitki yetiştirme ve tohum ıslahı, Dönüşüm Merkezinde Porsuk suyunun temizlenişi ve serada kullanımı, Atölye alanında özellikle hafta sonları bu alana bırakılan atıl maddeler ile işlevsel, soyut objelerin yapılıp sergilenmesi, kafe, mutfak ve iskelede yeme içme dinlenme gibi aktiviteler düşündük.
2) Tasarım Kurgusu: Projemiz üzerine çalışırken ilk olarak bir tasarım stratejisi belirledik. Bunlar; İyileştirme, Temas etme, Bütünleştirme…
İYİLEŞTİRME: Bölgedeki yeşil alanı koruyarak, çoğaltarak daha yaşanılabilir bir alan sunmak.
TEMAS ETME: Alanın etrafındaki sokaklardan referans alan diyagonal akslarla belirli alan ve onu kırmaya çalışan eğrisellik ile kıyıda araziyi – kota çekip, sudaki ve karadaki bir dizi kentsel alanı tanımlar. Bu da suya temas aksın oluşturmuş olur.
BÜTÜNLEŞTİRME: Gerektiğinde Porsuk nehrine değerek, gerektiğinde yaya ve bisiklet yollarına dahil olarak kentliyi proje alanına maruz bırakmak amaçlanmıştır.
Form: Yapı formuna karar vermemizde etkili olan en önemli şeyler; yaya, bisiklet yolları ve etraftaki sokakların aksları olmuştur. Bunun yanı sıra iç kısımda yapının hava sirkülasyonunu sağlayabilmek ve sıcaklığı kontrol etmek için iç avluyu modern bir şekilde kullanmaya karar verdik. Aynı zamanda çatıda kent silüeti üzerinde bir topografya hareketi izlenimi verebilmek ve yine sıcaklığı kontrol edebilmek için yeşil çatıyı aynı eğimler ile ancak içerde kotları farklılaştırarak kullandık, bu farklılaşma yapının içine güneş ışığını daha fazla almasını da sağlıyor.
İskele: Yapının 0.00 kotunda yer alan kafeteryanın, farklı hava şartlarında kullanabileceği bir yarı açık alanı mevcut aynı zamanda bu alanın kuzey yönünde – kotta yer alan dönüşüm merkezinde insanlar porsuk nehrindeki suyun temizleniş aşamalarını izleyerek deneyimliyor. Bu alanda tamamıyla sert zemin kullanmaktansa manzarayı izlemek için yeşil bir oturma alanı da sunuyoruz.
3) Biyomimikri Yaklaşımı: Doğanın var olduğu süre boyunca boğuştuğumuz pek çok soruna çözüm üreten kendi kendine yaşayan içinde sayılamayacak kadar sistemli bir organizma olduğundan yola çıkarak doğadan ilham alan tasarımımızı sadece form üzerinde değil, yapının işleyişi ve kentsel sorunları da göz önüne alarak yaptık.
Projemizde ilham aldığımız 2 canlı vardı bunlardan birisi Molok Çöl Kertenkelesi bir diğeri de Günebakan Çiçeği…
Dikenli Molok Kertenkelesi ıslak kumlardan suyu emmek için tüm derisini pipet olarak kullanıyor. Bu ona derisi ve ayaklarıyla içme yeteneği veriyor. Bu yetenek çölde oldukça kullanışlı… Vücudunda su depo edebilen kertenkelenin derisi ıslak kalıyor ve ihtiyacı olan suyu yağmur ve duran sulardan sağlıyor.. Dikenli moloğun derisi üst üste biner şekilde mikroskobik oluklarla kaplı, böylece pipetlerden oluşan bir ağ meydana geliyor. Bunlar kılcal hareketlerle vücudun her yerinden suyu tutabiliyor. Günebakan Çiçeğinde ise güneş ışığına karşı oluşturulan heliotropizm hareketi görülür. Işık, oksin üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu için bitkilerdeki oksin seviyesi ışığın durumuna bağlı olarak artıp azalabilir. Bu durumda bitki oksin birikmesiyle pasif bir hareket yapar ve güneşe yönelir. Güneş battığında ise de bunun tersine bir davranış sergiler. Biz projemizde kertenkelenin yağmur suyunu ayaklarıyla ve derisiyle çekebildiği gibi hem dış kolonlardaki hem de yapının ana gövdesindeki dikenli forma sahip kaplama fikrimiz ile suyu depolamayı ve kullanmayı düşünüyoruz. Aynı zamanda günebakan çiçeğinin güneşe yönelmesinden ilham alarak bu kaplamada kullandığımız güneş takip sistemli fotovoltaik panellerle güneş ışığının düzenli olarak depolanmasını ve yapının ihtiyacı için kullanılmasını da planlıyoruz.
4) BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile İlişkisi: Bu süreçte çevre bilincinin tasarım stratejilerine dönüştürülmesi ve BM sürdürülebilirlik ölçütlerinin farklı boyutlardaki dünya sorunlarına nasıl adapte edileceği bizim temel çıkış noktamız olmuştur. Projemiz Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından; Erişilebilen ve herkese eşit yaklaşan tasarım anlayışı ile Toplumsal cinsiyet ve yaşam eşitliği, Tohum ve bitki üretimini arttırarak açlığa son verme, Porsuk suyunu temizleyerek temiz su ve sanitasyon ile son olarak da sürdürülebilir şehirler ve topluluklar yaratmak gibi benzer hedeflere sahiptir.
5) Sürdürülebilirliğe Katkısı: Gerek yapı tasarımımız gerek aktivite ve senaryomuz biyomimikri ile beraber Sürdürülebilir Su Yönetimi, Sürdürülebilir Atık Yönetimi ve Sürdürülebilir Bitki ve Tohum Yönetimi için çalışmaktadır. Aynı zamanda her bir kentliyi kucaklayarak sosyal sürdürülebilirliğe de katkıda bulunmaktadır.