OpenAct Architecture tarafından tasarlanan Tuzla Yaşam Vadisi projesinin inşaat çalışmaları başladı. Projede, İstasyon Mahallesi Hacıoğlu Sokak ile Evliya Çelebi Mahallesi Gündoğdu Sokak arası 1. Etap saha çalışmaları ise sürüyor. İstasyon Mahallesinde Hacıoğlu Sokak ve Ercihan Sokak arasında çalışmalar yoğunluklu olarak sürerken Evliya Çelebi mahallesi UTK süreci devam ediyor. Projenin 2024 yılından tamamlanması planlanıyor.
Projenin 1. Etabı, yaklaşık 4.3 km boyunca devam eden Umur deresi hattındaki parçalı yeşil alanları birbirine bağlayan yeşil bir koridora dönüşerek okullara, kamu binalarına ve olanaklarına yaya ve bisiklet yolları aracılığıyla erişim sağlanabilen ekolojik bir mahalle omurgası olarak tasarlanmış.
İstasyon Mahallesi Hacıoğlu Sokak ile Evliya Çelebi Mahallesi Gündoğdu Sokak arası 1. Etap saha çalışmaları ise sürüyor. İstasyon Mahallesinde Hacıoğlu Sokak ve Ercihan Sokak arasında çalışmalar yoğunluklu olarak sürerken Evliya Çelebi mahallesi UTK süreci devam ediyor.
Tuzla Yaşam Vadisi, Umur Deresi hattı boyunca ortak bir yaşam alanı olarak, sosyo-ekolojik etkileşimler aracılığıyla mahallelilerin kullanımına yönelik yeni bağlantılar sağlamakta; farklı yaş gruplarından kullanıcıların çeşitli geri bildirimlerde bulunduğu ortak tasarım katılım süreçlerini içeriyor.
Yaklaşık 3 ay süren Burada Birlikte Hareketi ile Yeşil İstanbul ekibinin organize ettiği katılımcı faaliyetleri kapsayan etkileşimli alan uygulaması ile birlikte mahallede yaşayan ve mahalleyi kullanan vatandaşlardan alınan geri bildirimler doğrultusunda projenin etkilerinin ölçümleri yapılmış.
Proje kapsamında yeşil alana dönüştürülmesi düşünülen Evliya Çelebi Mahallesi, Aygün Sokak ve Yenice Sokak geçici olarak araç trafiğine kapatılmış, iki alternatif üzerinden kullanıcıların deneyimleri gözlemlenmiş. Mahallelilerin görüşleri, mevcut durumdaki sorunlar ve proje beklentileri; online anketler, mülakatlar, çeşitli etkinlik ve atölyeler ile değerlendirilmiş.
“Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul’un tuz ihtiyacını karşılayan Tuz Gölü’nden (bugünkü adıyla Kamil Abduş Gölü) adını alan Tuzla, üzerine kurulu olduğu su kaynakları ile tarih boyunca farklı kimliklere dönüşmüş; deniz-göl-dere kesişiminde ve kent çeperinde olmanın getirdiği etkilerle geçişken ve dinamik bir yapıya sahiptir. Tarih boyu gölden tuz üretimi, denizden balıkçılık ve kaplıca suları ile şifahane işlevlerine tanıklık etmiş alan, uzun yıllar İstanbul’un sayfiye kasabası olarak kullanılmış; alanda çatallanan dere hatları ile tarım için elverişli toprakları, bugün Tuzla Yarımadası’nda hala devam etmekte olan zeytin ve tütün üretimini beraberinde getirmiştir.
1950-1970 yılları arasında tersane ve askeri kışlaların alana konumlandırılması ile büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının faaliyet alanı haline gelen ve hızlı sanayileşmeye paralel hızlı göçle plansız büyüyen ve
bugünkü yapısını alan Tuzla Yarımadası, dere, deniz ve göl ögelerini birleştiren proje alanının konusudur. Hızlı gelişmenin süregelen etkileri doğrultusunda, İstanbul ve Kocaeli eşiğinde çok çeşitli doğal su kaynakları ve altyapısal bağlantıları ile kentsel çekim potansiyeline sahip alan, paradoksal olarak İstanbul merkezden görece uzaklığı sebebiyle Tuzlalılar’ın kent merkezine gitmek zorunda kalmadan ihtiyacını karşılayabileceği ve vakit geçirebileceği alanlar bakımından fazla seçeneğe sahip değildir.
Tuzla’nın tarih boyu su ve suyun getirdiği ekonomik altyapısal dönüşümlerle değişen çok çeşitli ve devingen kimliğininin devamı, buradaki hayatın kökenini oluşturan su kaynaklarının korunumu, onarımı ve günlük hayatın parçası olarak katılımı ile mümkündür. Bu sebeple proje, mahalle, ilçe, kent ve iller arası ölçekte Tuzla Yarımadası’nın doğal peyzaj ve yaşam karakterini oluşturan su hattı/hatları üzerinden bir tasarım kurgusu geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Proje alanı, Kuzeyde D-100 karayolu ve Marmaray hattı; güneyde Marmara Denizi, doğuda Tuzla Piyade Kışlası ve Gebze, batıda Kamil Abduş Gölü ile çevrili olan proje alanı, Tuzla Doğan-Umur Deresi’nin Marmara Deniz’ine döküldüğü iki kolu; Tuzla-Bayramoğlu sahil bandı ve Kamil Abduş Gölü-Marmara Denizi bağlantı rotalarını içermektedir.
Yaklaşık 7,5 km uzunluğunda olan çizgisel yapıda dere koruma kuşağı boyunca ilerleyen alan yarımadanın farklı karakter, işlev ve sosyo-ekonomik yapıda mahallelerinden geçerek yarımadanın deniz, dere, göl, kaplıca sularını bütüncül şekilde bağdaştıran; sahil yolu, D-100, Marmaray ve İDO iskelesini (mevcut durumda kapalı) birleştiren; sahil parkı, yerel belediye, kaymakamlık, devlet hastanesi, marina, İBB spor kompleksi, üniversite, ilköğretim okulları ve liseleri birbirine bağlayan bir rota niteliğindedir. Kentsel, ekolojik ve altyapısal tasarım kurgusunu bu rota üzerinden tanımlayan proje, sirkülasyon kuşağı, ekolojik kuşak ve rekreatif kuşak olmak üzere üç katmandan oluşan Tuzla Vadisi Suyla Yaşam Halkası üzerinden mekansallaştırmaktadır.”