Esen Esen Mimarlık'ın tasarladığı Molla Yegan Medresesi Restorasyon Tadilat Projesi tamamlandı.
Tarihi 14. yy. sonlarına kadar uzanan ve Bursa’nın Yıldırım ilçesinde yer alan Molla Yegan Medresesi, 2018 yılından itibaren yeni bir projelendirme sürecine dahil oldu. Bu sürecin ilk aşamalarından itibaren hedef, hem medrese yapısının unutulmuş tarihi değerini iade etmek, hem de bu değeri Yıldırım mahallesi sakinlerinin gündelik hayatını zenginleştirecek biçimde geliştirmekti. Bu bakımdan, mimari proje çalışmaları 2018 yılında başlayan ve 2022 yılında inşaatı tamamlanan Molla Yegan Medresesi Restorasyon Tadilat Projesini açıklamaya geçmeden önce yapının tarihi ile ilgili kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.
Molla Yegan Medresesi, belirtildiği gibi 14. yy. sonlarından beri, yani Bursa’nın Osmanlı şehri olmasından yakın bir zaman sonra Bursa’nın hayatına dahil olmuş bir yapıdır. Tarihi ve coğrafi olarak Yıldırım Külliyesi’ne yakınlığı ile anılan medresenin, Yıldırım Bayezid Dönemi’nin meşhur beylerinden Kara Eyne Bey tarafından inşa ettirildiği ve o dönemde Kara Eyne Bey medresesi olarak anıldığı bilinmektedir. Molla Yegan, medresenin Kara Eyne Bey tarafından yaptırılmasından yaklaşık 50 yıl sonra medresede müderrislik yapmış, medresenin bakımını ve eğitim faaliyetlerinin devamlılığını üstlenmiş ve medreseye adını vermiştir.
Medresede 16. ve 17. yüzyıllarda, yani Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde eğitim verildiği belirtilirken , bir başka kaynakta da eğitimin 20.yy. başlarına kadar devam ettiğini açıklanmaktadır.
Medresenin bulunduğu yerin tarifi de, Yıldırım Külliyesi referans alınarak aktarılır: Kazım Baykal Molla Yegan Medresesinin konumunu “Yıldırım Medresesinin altında” diye tanımlarken, medresenin 1950’lerdeki durumunu “sadece iki sıra odası kalmış” diye özetler. Ayverdi “Tatarlar Caddesinden Yıldırım Cami’ne sapınca sol kolda idi” diye başladığı ve medresenin 1950 lerdeki durumunu betimleyen yazısını, “Şimdi bu medreseden bir kaç duvar parçasından başka bir şey kalmamıştır. Yerinde birçok evler ve avlusunda birkaç kabir taşı bulunmaktadır.” diye sonlandırmaktadır.
M. Y. Medresesinin tescili, 1956 yılında, Küçük Yıldırım Medresesi adıyla yapılmıştır. Aralarında Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemali Söylemezoğlu gibi oldukça değerli isimlerin olduğu Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu üyeleri, Y. mimar Mualla Eyüboğlu’nun izahları neticesinde, yapının “Anadolu’da ve İstanbul’da rast gelinmeyen ve mimari tarihimizin, hatta bugüne kadar, meçhul kalmış bir hususiyetini tasvir edecek değerde numune olduğu” notuyla tescil etmiştir.
Medrese yapısının izini, depremden sonra çizilen ve Bursa’nın ilk detaylı haritalarından olan 1862 tarihli Suphi Bey haritasında sürmeye çalıştığımızda, Molla Yegan Medresesinin iki kolunun haritada yer aldığını, ve yapının medrese olarak tanımlandığını görürüz.
1921 tarihli tarihli başka bir haritada medresenin iki kolu ve doğuda ona yapışık başka bir alan görülür.
Y. Mimar Ertuğrul Menteşe tarafından hazırlanan “Bursa Tarihi Eserler Haritası”nda ise yine Molla Yegan Medresesi iki kolu gözükmektedir.
1994 yılında yapıyı ziyaret ettiği anlaşılan Yekta Demiralp, doktora tezinde, o yıllardaki Molla Yegan’ı şöyle anlatmaktadır: “…hücrelerin her biri ve hücreler arasındaki geniş alan, fakir halk tarafından işgal edilmiş durumdadır. Bu nedenle yapının mimari özellikleri kesin olarak algılanamamaktadır. Hücreler oldukça geniştir ve önlerinde avluya açılan bir eyvan bulunmaktadır.” 1994 yılındaki hava fotoğrafındaki durum ise bu betimlemeyi destekler.
Daha sonra ulaşılan bilgiler, yapının 2006 yılındaki rölöve çalışmasına aittir. Yapının rölöve raporundaki fotoğraflarda yapının işgalinin devam ettiği, medresenin odalarının ve avlusunun farklı eklemelerle konut olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Molla Yegan Medresesi, yanındaki alan ile birlikte, muhdes ekler kaldırılarak 2006-2009 yılları arasında kapsamlı bir restorasyondan geçmiştir. Bu restorasyonda medrese odaları tamir edilmiş, orta avlu temizlenmiş, yapının kuzeyine bir eyvan eklenmiş, binanın kuzey batısında yer alan komşu arsaya alt kotu otopark olan bir meydan ve yeni betonarme bir bina inşa edilmiş, medrese yapısının önündeki alana ise yine alt kotta başka bir betonarme yapı eklenmiş, bu alanın çevresi ve üzeri kapatılarak giriş yapısı olarak kullanılmıştır.
Medresenin doğusuna yeni eklenen ve dershane/eyvan duvarlarının medrese odaları ile birleştiği noktada, revak olarak düşünüldüğü tahmin edilen bir koridor bırakılmıştır. Bu koridorun ve eyvanın üzeri kapatılmış , yapının kullanımına restoran olarak devam edilmiştir. Ancak 2015 tarihinden sonra yapı terkedilmiş ve kendi haline bırakılmıştır.
2018 yılında Yıldırım Belediyesi ile, medresenin onarılmasını, medrese orta avlusunun yeniden ele alınmasını ve medrese yapısının batısında bulunan belediye hizmet binası ve önündeki küçük meydanın da bu kullanımları destekleyecek şekilde düzenlenmesini ön gören bir çalışmaya başlandı. Bu düzenlemede önem verilen fikirlerden ilkinin, daha önce de açıklandığı gibi, yapının Yıldırım mahallesinin gündelik hayatının zenginleştirmesi, ikincisinin ise uzun bir dönem atıl kalmış medrese yapısının Bursa’nın zengin tarihindeki yerini almasını sağlamak olduğu belirtilebilir.
Böylece, medrese yapısının yeniden kullanılmasında, medresenin 700 yıllık hikayesini ve mirasını aktarılmasında önceliğin çocuklara verilmesi, tasarımda alınan ilk kararlardan biri olmuştur. Bu amaçla, Molla Yegan Medresesi ve yapının kuzey batısında yer alan belediye hizmet binası çocukların eğitim görebileceği bir alan olarak yeniden ele alınmıştır.
Öncelikle, medrese yapısında odaların çocukların eğitim alanları olarak düzenlenirken, avlunun ortak etkinlik ve sosyalleşme alanları için ayrıldığı belirtilebilir.
Medrese odalarının özgün mekansal özeliklerinin, farklı yaş grubundan çocukların eğitimine olanak sağlayacak karakterde olduğu anlaşılmıştır. Öyle ki, kuzey-güney istikametinde karşılıklı dizilen altışar medrese odasının boyutları ve yüksekliği birbirinden farklıdır; ve genel oranda, güneydeki altı oda, kuzeydeki altı odaya göre daha geniş ve yüksektir. Bu sebepten, kuzey kanadındaki beş oda okul öncesi çocuklar için, güney kanadındaki beş oda ise okul çağındaki çocuklar için çalışma alanı olarak düzenlenmiştir.
Oda içlerinde sıva raspası yapılmış, zemin özgün zemin olan el yapımı tuğla döşeme olarak değiştirilmiştir. Eskiden var olan iç duvarların izleri ise, tonozları çevreleyen tuğla ile belirtilmiştir.
Avlunun düzenlenmesinde, medrese avlularının geleneksel kullanımı dikkate alınmıştır. Bilindiği gibi medrese avluları hem odaları birbirine bağlayan hem de öğrenciler ve çalışanlar tarafından kullanılan ortak alanlardır. Bu sebeple oda sıraları arasındaki avlu mekanı, yapının hafızasına aykırı olmayacak doğrultuda, ortak öğrenme alanı olarak düzenlenmiştir. Avlu içindeki özgün kot farkı, mekanı ikiye böler, böylece avlunun birbirinden bağımsız iki mekan olarak düzenlenmesine olanak sağlanır. Avlu üzerindeki çelik taşıyıcılı şeffaf üst örtü ise, formunu medresenin iki kolunun çatı eğimlerini taklit ederek bulur; ve sonradan oluşturulan eyvana ve yine üzerleri şeffaf bir örtüyle kapanan koridorlara bağlanır.
Koridorların ön yüzeyi, avluyu ve medrese kollarını öne çıkarmak için geri çekilmiştir. Böylece yeni yapı ve medrese odaları, kendi dönemlerini yansıtan karakterleri ile bir arada var olurlar. Bu düzenleme sonucunda doğrudan dışarıdan giriş verilen kuzeydeki ilk medrese odası yönetim ve halkla ilişkiler, güneyindeki ilk medrese odası ise güvenlik için kullanılmaktadır.
Medresenin doğusunda yer alan ve yapıya 2006-2009 yılında eklenen eyvan bölümü, mekansal olarak orta avludan ayrılır. Eyvan, avlu bölümünden daha yüksek bir kottadır ve aldığı az ışık ile daha içe dönük bir mekan haline gelmektedir. Bu sebeple eyvan bölümü, hem kütüphane ve okuma alanı olarak kullanılacak, hem de küçük bir kukla tiyatrosunun kurulabileceği bir alan olarak tasarlanmıştır.
Medresenin batısında yer alan mevcut belediye hizmet binası, betonarme bir yapıdır ve medresenin komşu arsasına 2009’da yapılan proje ile eklenmiştir. Tek katlı bu yapının birinci katı ailelerin eğitimi için ayrılmış odalardan oluşmaktadır. Birinci kata ayrıca, medresenin kuzey kolunun önündeki rampadan da ulaşılmaktadır. Meydana açılan zemin katı ise mahalleliye de hizmet verebilecek bir kafeterya olarak düzenlenmiştir. Zemin katta Yıldırım mahallesi muhtarlığı da yer almaktadır.
İki yapı arasında kalan, alt katı da otopark olarak kullanılan sert zeminden oluşan meydan alanı ise yapıların Yıldırım Mahallesi ile bağlantısını sağlamaktadır. Bu meydanın hem medrese kullanıcılarına hem de Yıldırım halkının kullanımına açık bir ortak alan olarak düzenlenmesine önem verilmiş, bu sebeple meydanın çocuk parkı olarak ve açık hava etkinlikleri için kullanılması planlanmıştır.
Ayverdi, Ekrem Hakkı. Osmanlı Mimarisinin İlk Devri. Fetih Cemiyeti. İstanbul, 1966.
Baykal, Kazım. Bursa ve Anıtları. Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu. Bursa, 1950.
Demiralp, Yekta. Erken Dönem Osmanlı Medreseleri (1300-1500) Doktora Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji ve Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı. İzmir-1997. S.12
Deniz, Şeyma.Osmanlı Kuruluş Döneminde Bursa’da İz Bırakmış Önemli Bir İlim Adamı Molla Yegan ve Yeganzadeler. Yüksek Lisans Tezi. T.C. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Sanatları Anabilim Dalı, İslam Tarihi Bilim Dalı. Bursa, 2021
Hızlı, Mifail. XVI. Asır Bursa Medreseleri Yüksek Lisans Tezi, T.C. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Bursa, 1986.