Kentin Ortasında Tropikal Bir Yerleşke

Kentin Ortasında Tropikal Bir Yerleşke

Brezilya'da her çeşitten sıra evleri ve ambarlarıyla akıllara kazınan Manaus şehrinin popüler ve endüstriyel bir semtinde konumlandırılmış, Laurent Troost Architectures tarafından tasarlanan proje, bir arkeoloji ofisi ve dinlenme alanının birleşiminden oluşuyor.

Fotoğraflar: Joana França

Ofis ve dinlenme alanı birlikteliğinin amacı, endüstriyel tipolojinin yeniden yorumlanması ile Amazon’un merkezi başta olmak üzere doğa ve kentin kaçınılmaz yakınlaşmasına dair bir manifesto yaratmak.

Endüstriyel tipolojinin yeniden yorumlanması birbiri ardına gelen revaklar ile sağlanıyor. Revaklar pürüzsüz inşaat demirlerinden yapılmış ve üzerinde asmaların büyüyebilmesi için bir rehber niteliği taşıyor. Farklı asma türleri hızla büyürken iki katı yüksekliğinde bir baraka oluşuyor. Baraka, ofis ve dinlenme alanı için gölge sağlarken aynı zamanda tropikal, ferah ve canlandırıcı bir mikro iklim yaratıyor.

Bitkiler arsanın iki yanındaki çiçek saksıları içinden büyüyor. Arazinin merkezindeki eski ağaç da korunuyor ve çevresinde tamamen esnek ve kullanışlı bir açık alan oluşturuyor. Yakıcı ekvator güneşinden etkilenen bir arazi olmasına rağmen asmaların büyümesi kısa sürede gölgelik bir oyun alanı oluşumu sağlıyor. Bunların yanı sıra peyzaj tasarımında kullanılan PANCs (geleneksel olmayan gıda tesisleri) -gök asması, inç bitkisi, yabani zencefil, ok yapraklı fil kulağı, çarkıfelek meyvesi asması, ararot gibi bitkiler- projeyi üretken bir araziye dönüştürüyor.

Ön taraftaki dinlenme alanı devasa tuğlalardan oluşan, rüzgar geçirgenliği olan içi boş cepheden oluşuyor ve mütevazı bir şekilde, detayları göstermeden alanın derinliğini ortaya çıkarıyor.

Dinlenme alanı barbekü alanıyla entegre bir masa, bir duş, hamaklar ve ek olarak bir yüzme havuzu içeriyor. Bu alan hem komşu konutlarla birlikte işliyor hem de mülk sahiplerinin yaşadığı yerle ve arazinin arkasındaki ofisin oturma alanıyla bağlantılı olarak konumlandırılmış. Dinlenme alanındaki masa, pandemi sonrası “yeni normal” için uygun olan ferah ve açık havadaki konumu sebebiyle gerektiğinde toplantı masası olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmış.

Arazinin arka tarafındaki arkeoloji ofisi, çalışma ve toplantı masalarıyla merkezi açıklığı kaplıyor. Tuğla duvar, iç ve dış mekanı yani bahçe ve teknik alanları (tuvalet, kiler, depo) birbirinden ayırıyor. Bu kıvrımlı tuğla duvar çapraz havalandırmayı sağlamak için açık ya da kapalı mekanları tanımlamak ve komşu duvarların girişlerindeki çapraz havalandırmayı engellemek için kapalı olarak kullanılabiliyor.

Ofisin iki kat yükseklikteki kısmı 5 metrenin biraz üstündeki bu araziye daha fazla ışık ve ferahlık sağlıyor. Bahçelerin girişleri iki tarafta da ofis ortamlarının çapraz havalandırılmasına izin vermenin yanı sıra parlaklık konusuna da katkı sağlıyor.

Düşük teknolojili sürdürülebilirlik anlayışına ek olarak yukarda açıklandığı üzere, oturma alanının çatısı, asma revakları arasında süzülüyor gibi görünüyor. Burada alanı fiziksel olarak soğutmak için toplanan yağmur suyunu sandviç kiremit çatının üzerine akıtan otomatik bir sulama sistemi bulunuyor. Çatı, oluk olmadan bu sulama kanalının yanlardaki su yataklarından akmasına izin veriyor. Suyun akışıyla çıkan ses de kullanıcıları psikolojik olarak olumlu yönde etkiliyor ve refah seviyelerini üst düzeye taşıyor.

Kısaca, bu tipolojik yeniden yorumlama bu proje için gerekli görülmüş ve ek olarak esnek ve ferah alanlar oluşmasına olanak vermiş. Duyusal bir tropikal ortam yaratmak için Amazon’un kentsel çevrelerine yönelik farklı bir seçenek sunarak yoğun bir etkileşim ortamı sağlamış. Birleşik ve çok işlevli tasarım anlayışı son yıllarda Amazon’da yaşayan nüfusun çoğunluğunun kırsaldan kente göç etmesinden bu yana ortaya çıkan bir konsept.

Etiketler

Bir yanıt yazın