Alberto Campo Baeza ve Miguel Quismondo tarafından tasarlanan Robert Olnick Pavyonu, New York'ta açıldı.
Miguel Quismondo tarafından tasarlanan güncel MagaZZino oldukça etkileyici bir yapı. Müzenin başarısı arttıkça zamanla daha fazla alana ihtiyaç duyulmaya başlanmış. Bunun sonucunda da Olnick Spanu ailesi bir ek bina inşa etmeyi talep etmiş.
Yeni yapılan pavyon, iki katlı, dikdörtgen paralel yüzlü forma sahip, betonarme bir yapı. Aynı zamanda da Murano cam koleksiyonu, kafeterya ve daha fazla sergi alanına ev sahipliği yapıyor. Ana sergi alanında; beyaz ve kübik bir izotropik bölüm bulunuyor. Alan, geçici sergilere ev sahipliği yapmak ve müzenin odak noktası olmak üzere tasarlanmış.
Güneşin günün her saatinde içeri sızabilmesi için 10 x 10 x 10 m’lik kübik ve beyaz izotropik alanda her köşeden 2,10 x 2,10 x 2,10 m’lik boşluklar açılmış. Tasarımcılar açılacak boşlukların ölçüsünü, zeminle temas eden duvarlara yerleştirildiği zaman kapı görevi görmeye uygun boyutlara sahip olmaları için 2,10 m olarak belirlemiş. İki delik, beyaz kübün giriş kapıları olacak şekilde konumlandırılmış. Bu 2,10 x 2,10 m’lik deliklerin en önemli özelliği ise oldukça derin olmaları. Tasarımcılar basit bir mantık yürütme ile kat düzlemine karşılık gelen açıklığı ortadan kaldırmış. Ek olarak duvarın merkezlerine derin delikler açılarak bütün mekanın tek bakışta algılanmasını sağlanmış.
Magazzino’nun arazisindeki yamaçta konumlandırılmış olan yeni pavyon, binanın doğrusal strüktürünü aynalayacak şekilde ana binaya bitişik yapılmış. Pencereler ve tavan camları hesaplanarak tasarlanmış olan beton cephe; sanat, mimari ve doğal alan arasındaki diyaloğa aracı oluyor.
Ek bina, mevcut yerleşkeye yaklaşık 335 metrekare daha eklemiş. Ana katta, özel sergiler için kurgulanmış iki adet doğal aydınlatmalı galeri bulunuyor. Alt kat ise Murano camı ve seramiklerin sergilenmesi için üçüncü bir galeri alanı içeriyor. Aynı zamanda gömme açık avluya bakan, 140 m2’lik esnek bir alan yer alıyor. Bu alan, film gösterimleri, sunumlar, paneller gibi eğitici, halka açık etkinlikler için tasarlanmış. Üst katta ise engebeli arazinin çıkıntısına denk gelen, iç ve dış mekan imkanı sunan bir kafe ve okuma alanı bulunuyor. Bu alan sayesinde ziyaretçilerin mola vermesi için uygun bir ortam yaratılmış.
Projenin mimarı Miguel Quismondo, “Mevcut binanın zarif, yalın ve modern tasarımına bir övgü niteliğinde tasarladığımız yapı; müzenin gelişmekte olan yerleşkesine yeni bir boyut getirdi,” diyor. “Stratejik olarak tasarlanmış pencere ve tavan camlarıyla birlikte izleyicileri yerleşkenin güzellikleriyle tanıştıran bina, müzenin büyümekte olan eğitim ve küratöryel programları için gerekli alanı sunuyor. Aynı zamanda da projelerin yeni formatlarda sunulmasına olanak tanıyor. Mentorum Albreto Campo Baeza ile bu yeni yapının tasarımında birlikte çalıştığımız için de oldukça heyecanlıyım. Bu proje, kurumun büyümesinin yanı sıra Nancy ve Giorgio’nun da inancının ve the Cold Spring topluluğunun bağlılığının da bir yansıması niteliğinde,” diye de ekliyor.