New York’ta yer alan The Spiral, BIG tarafından Adamson Associates ve yapı mühendisi WSP Cantor Seinuk işbirliğinde tasarlanmış. Yapı, BIG’in tasarladığı en yüksek bina ve New York'ta yapımı tamamlanan ilk ticari gökdeleni.
Spiral, yakındaki High Line Park’ın peyzajını, görsel olarak Spiral’in cephesinin yukarısına ve çevresine doğru genişletiyor.
Tishman Speyer tarafından geliştirilen ve Turner tarafından inşa edilen Spiral, kapılarını Pfizer, Debevoise & Plimpton, Turner Construction ve HSBC’nin de içerisinde bulunduğu büyük şirketlere açtı. West 34th Street’te Hudson Boulevard ve 10th Avenue arasında konumlanan yapı, Manhattan’ın batısında bulunan High Line ve Bella Abzug Parkı’na komşu oluyor. Çok katlı ticari yapı, BIG tarafından Adamson Associates ve yapı mühendisi WSP Cantor Seinuk işbirliğinde tasarlanmış. 260.000 metrekarelik alanıyla 66 kata sahip bina, yaklaşık 315 metre yüksekliğine ulaşıyor. Spiral, LEED Silver sertifikası alma yolunda ilerliyor.
Sokak seviyesinden bakıldığında, gözünüz yapı boyunca uzanan yeşil kordona kayıyor ve bu görüntü West 34th Street boyunca uzanan High Line’ı genişletirken, Manhattan silüetinden de görülebiliyor. Seraları anımsatan, yapının cam cephesi, yoldan geçenleri parlak ve ferah lobiye bakmaya çağırıyor. Hollanda merkezli stüdyo DRIFT’e ait sanat eserleri ve yemyeşil bitki örtüsü ile süslenmiş lobiye hem Hudson Boulevard hem 10th Avenue’dan giriş yapılabiliyor.
Çevre yapılarla uyumu ve çevrenin endüstriyel tarihi gözetilerek lobide yedi farklı metal malzeme kullanılmış. Zemin panelleri ise High Line boyunca uzanan prefabrik beton plakaların tam boyutlarına uygun olacak şekilde ölçülmüş.
Spiral’de yüksek katlara gidildikçe arazinin imar hattını takip edecek şekilde hacim küçülüyor. Kademelendirme stili, ince ve zarif boyutları, modern malzeme tercihleri, modern gökdelenlerin mimari stiline uygun tasarım tercihleri ile Manhattan’daki Empire State Building ve Rockefeller Center gibi klasik gökdelenlerle benzer şekilde kurgulanmış.
Spiral, High Line’ın kuzey bitimini noktalıyor. Lineer park, kulenin içine doğru ilerliyor gibi gözüküyor ve yeşil alanlardan oluşan kordonu şekillendiriyor. Modernizm öncesi gökdelen modeli diyebileceğimiz klasik Ziggurat silüeti ile ince yapılı, yüksek işlevli plan kurgusuna sahip modern gökdelen yapısını harmanlıyor. Kullanıcılara yönelik tasarlanan Spiral, her katın dış mekana açılmasını garanti ediyor. Zemin kattan zirveye kadar açık zemin plakalarını tek bir kesintisiz çalışma alanına bağlayan asma bahçeler ve basamaklı atriyumlar yaratılmış. Teras dizisi yapıyı sarmalıyor ve kullanıcıların günlük hayatını, dış mekanın havası ve ışığıyla bir araya getiriyor. Ağaçlar, çimler, çiçekler ve asmalar; geçtiğimiz iki yaz boyunca köklenmiş. Spiral, 300 metrelik yapı boyunca yayılan asmalarıyla yavaş yavaş kulenin tüm silüetini saran bir kordon haline geliyor.
Yapıyı saran yeşil teraslar ve sarmal şeklinde binaya asılı bahçeler cephe boyunca uzanıyor ve her ofis katından erişilebilen teras alanları sağlıyor.
Tercih edilen bitki türlerinin çoğu Amerika bozkırlarına özgü bitkiler arasından seçilmiş. Bu da onların şiddetli rüzgarlara ve kuraklığa karşı dayanıklı özellikte olmalarını sağlamış.
Yapı yükseldikçe kışın çiçek açan bitkilerden ikinci bir kat ortaya çıkıyor. Peyzaj, şubat başlarında çiçek açan tek/çok gövdeli ağaçlar ve yapraklarını kış boyunca koruyan İngiliz ve Boston sarmaşıklarından oluşan dikey kafeslerle taçlandırılmış. Bitki örtüsü, güneşin geliş açısına ve rüzgar şiddetine bağlı olarak yapının her kısmında değişkenlik gösteriyor.
Spiral’ın 66. katında, insanların bir araya gelmelerine, bağlantı kurabilmelerine yönelik tasarlanan ZO Clubhouse bulunuyor.
Spiral, doğanın ofis ortamına entegre olduğu ve çalışanların ihtiyaçlarına göre esneklik sağlayabilen bir çalışma alanı yaratıyor. Dış mekanla bağlantıyı güçlendirmek ve Spiral’in iç mekan bitki örtüsünü desteklemek için tercih edilen cömert tavan yüksekliği ve özel olarak seçilmiş cam cephe kaplama; doğal ışığın daha yoğun bir şekilde içeri girmesini sağlıyor. Binanın su yönetim sistemi, taşan yağmur suyunu toplayarak katmanlı peyzaj düzenlemesi boyunca arıtıp yeniden dağıtıyor ve yılda milyonlarca galon su tasarrufu sağlıyor. Bu sadece sürdürülebilir sulamayı teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda Spiral’in Manhattan silüetinde yeşil bir parça olarak yer almasını da sağlıyor.