III. Uluslararası Ahşap Konferansı Kapsamında Tasarım Atölyesi

CESUGA Mimarlık Fakültesi, III. Uluslararası Ahşap Günleri 2023 kapsamında; tasarım ve yapı teknikleri eğitimi aracılığıyla İspanya'nın Galiçya ormancılık bölgesinde ahşabın bir yapı malzemesi olarak kullanımını teşvik etmek amacıyla ahşap tasarım atölyesini inşa etti.

Fotoğraflar: Bruno Giliberto

Yaklaşık 150 yıllık bir su değirmeninin kalıntılarında yapılan çalışma; Senda do Rio Sisalde’de (Atlantik kıyısından başlayıp tarım arazileri, verimli ormanlar ve zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olan koruma altındaki Fraga Ormanı’ndan geçerek tepelere doğru ilerleyen bir nehir yolu) yapılan ahşap tasarım ve yapı atölyesinin, başlangıcı ve odak noktası olmuş.

Barrañan Plajı’nın kumullarından güneye doğru yaklaşık 25 dakikalık yürüme mesafesinde; 200 metre uzunluğunda, doğrusal ve dar bir patika ortaya çıkıyor. Yolun bu bölümünde üç ana nokta yer alıyor: ilkinde; muhtemelen eskiden su değirmeni olan, bitki örtüsü tarafından örtülmüş iki yapı.

Son noktada restore edilmiş bir su değirmeni bulunuyor; ancak ziyaretçilerin erişimine açık değil.

Orta noktada ise zaman içinde aşınmış bir su değirmeni bulunuyor. Çatısı olmayan harabenin duvarları, rüzgar ve yağmura maruz kalıyor; zemini, bitkiler ve otlar tarafından kolonize edilmiş; kökleri, duvar taşları arasındaki kuru derzleri bile doldurmaya başlamış. Duvarların üstünde ise eğrelti otları yetişmiş.

Harabenin durumundaki hassasiyet, projede dikkate alınacak ilk tasarımsal ve yapısal kısıtlamaları belirlemek için yol gösterici olmuş: İnşa sürecinin tüm aşamalarında mevcut duvarlar ve üstlerindeki bitki örtüsüne dokunulmamasına karar verilmiş. Tırmanma, destek aracı gibi sebeplerden dahi kullanılmamış.

Harabenin iç kısmına yaklaşırken de aynı dikkatli tutum izlenmiş. Ayrıca yeni platformun desteklerinden hiçbirinin, Pe’yi (Galiçyaca’da “değirmen taşı”) ayakta tutan taş zeminin üzerine yerleştirilmemesine dikkat edilmiş. Bunun yerine harabe planının yaklaşık olarak yarısını kapsayan toprak alanla sınırlandırılmış.

Öte yandan, yeni yapının harabenin dışına uzatılıp uzatılmayacağı konusu da tasarım aşamasında çözülmesi gereken kısımlardan biriymiş.

Çalışmanın ilk üç gününde, harabe ve çevresinin dikkatlice incelenmiş ve katılımcılar tarafından sunulan dokuz öneri, analiz edilip geliştirilmiş. Ardından öneriler üzerine tartışılmış. Her biri ile ilgili yapılan gözlemler ve belirli özellikler dikkate alınarak tek bir tasarım hipotezinde birleştirilmiş.

Çalışmanın ikinci bölümünde ise nihai tasarım; sahada inşa edilmek üzere oluşturulmuş. Kontrplak paneller ve dış diyagonal destek (payanda) yoluyla güçlendirilmiş olası varyasyonlarla tekrarlayan çerçevelerden oluşan yapıcı bir mantık uygulanmış.

Sık sık yağış olan hava koşulları dikkate alınarak sahadaki kurulum süresini en aza indirmek amacıyla, büyük ölçüde prefabrikasyona yönelinmiş.

Tasarımın son halindeki yapı detayları; çerçevelerin ve yapısal modüllerin boyutlandırılmasının yanı sıra yapının, harabe içinde tam olarak konumlandırılması ve dar girişten geçişin kontrolü için üniversitedeki atölyede inşa edilen birebir prototipler ve inşa sürecine eşlik eden arazi ziyaretleri ile adım adım doğrulanarak uygulanmış.

Kararlaştırılan son tasarım, değirmenin yapısından bağımsız olarak değirmenin etkileyici girişinin hemen dışında duran taş basamakla teması haricinde, doğal toprak üzerinde duran bir yapıdan oluşuyor. Yapının ana eksenini, antik su değirmeninin mekanizması olan Pe’ye doğru perspektifi kuvvetlendiren dar koridor oluşturuyor.

Girişten itibaren platform sağa doğru genişletilerek harabenin güneyindeki, en yüksek ve görünürde en dengesiz duvar ile mesafe oluşturulmuş. Aynı zamanda, bitkisel ve mineral varlığıyla en etkileyici özelliğe sahip olan duvar, ziyaretçileri düşünmeye de davet ediyor.

Platform, dereye ve küçük bir açıklığa bakacak şekilde sağa doğru açılıyor.

Ahşap yapının platformu ile harabenin taş döşemesinin seviyesi arasında ortaya çıkan fark; platformun döşemenin üzerinde 20 ila 30 cm arasında bir çıkıntı yapmasına, iç mekanda temas edilmeden alan kazanmasına olanak tanıyor.

Aynı zamanda, bu seviye farkı platformun zeminini bir koltuk yüksekliğinde bırakarak ziyaretçilere hem dinlenme hem de su değirmeninin silindirik taşını inceleme fırsatı veriyor.

Girişten itibaren tüm yapı, harabe halindeyken de eğimi aynı olan çatı ile yağmurdan korunuyor ve dinlenmek isteyen yürüyüşçülere alan tanıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın