Bu yazıda davetkar antreler tasarlamak üzere ergonomik, işlevsel ve estetik açıdan konutlarda antre tasarımını inceleyeceğiz.
Antre; Türkçe karşılığı “giriş” olan, giriş holü olarak da bildiğimiz, konutlarla ilk tanıştığımız alanlardır. Eve ilk girdiğimizde bizi karşılayan, evle ilgili ilk izlenimi edindiğimiz bu alanda, hem estetik hem de fonksiyonel olarak çok sayıda ihtiyaç ortaya çıkar. Yaşam tarzına göre değişim gösterebilecek bu ihtiyaçlar arasında vazgeçilmez olan bir dizi unsur sayabilir, bunları kişiselleştirip sıradışı sonuçlar elde edebiliriz. Bu yazıda da davetkar antreler tasarlamak üzere ergonomik, işlevsel ve estetik açıdan konutlarda antre tasarımını inceleyeceğiz.
Antrelerin dış ortama karşı tamamen kapatılmış olması tercih edilir. Açık havadan iç mekana girildiğinde ilk olarak antre ile karşılaşılmamalı, oradan önce bir giriş alanı bulunmalıdır. Bu geçişin, rüzgarlık sistemiyle çözülmesi gerekir.
Sonraki önemli unsur ise modern projelerin gittikçe darlaşan plan çözümlerinde nadiren rastladığımız rahat bir hareket alanı. Mekana oryantasyonumuz açısından büyük önem taşıyan bu bölümde; selamlaşma, üstteki eşyaları çıkarıp yerleştirme, sonrasında ise rahatça konuttan çıkış yapabilme gibi temel hareketler için yeterli alana ihtiyaç duyulur. İçeri giriş yaptıktan sonra ise bu alandan banyo, mutfak, merdiven gibi önemli ortak kullanım alanlarına rahat bir geçiş sağlanmalıdır. Bunların yanı sıra bu kısıtlı alan içerisinde depolama sorunun çözümlenmesi gerekir.
Antrelerde bulunması gereken mobilyalar ve işlevsel çözümleri ihtiyaçlarımızdan yola çıkarak keşfedebiliriz. Dışarıdan eve girildiğinde birkaç aşamada üzerimizdeki yüklerden kurtulma ihtiyacımız doğar.
Elimizdeki eşyaları ve üzerimizdeki giysileri bırakabilmemiz için bir alan oluşturmamız gerekir. Bu ihtiyacı bir portmanto, dresuar ya da gömme/gizli dolap sistemi gibi yöntemlerle çözebiliriz.
Ardından ayakkabılarımızı çıkardığımızda onları hijyenik bir şekilde yerleştireceğimiz bir alan gereksinimi duyarız: ayakkabılık, rüzgarlık.
Ayakkabılığı kullanırken eğer yeterli alan mevcutsa oturmak için de bir mobilya ihtiyacı ortaya çıkar: bench.
Çoğunlukla evden çıkarken kullandığımız bir diğer unsur ise ayna. Aynalar mevcut mobilyalara entegre edilebileceği gibi ayrı bir obje olarak da kurgulanabilir.
Rüzgarlık, yapıya bir ön giriş olarak tasarlanan, içeriye soğuk, rüzgar, çamur vb. girmesini engelleyen bir alan olarak tanımlanabilir.
Genellikle çift kapı ya da döner kapı sistemleriyle gördüğümüz rüzgarlıklar, iklim koşullarına göre değişik form ve malzemelerle tasarlanabilir.
Fransızca kökenli “portmanto” kelimesi, Fransızca’da “port-manteau” olarak yazılıyor ve Türkçe’de taşıma askısı anlamına geliyor.
Temel işlev olarak taşıma askısı görevi gören ancak içerisinde daha farklı depolama yöntemleri kurgulanabilecek ve yüzey kısımlarına ayna vb. işlevler entegre edilebilecek bu mobilya tipi, giriş holleri için oldukça kullanışlı bir alternatif sunuyor.
Portmantolar da her mobilya gibi ihtiyaca göre farklı biçimlerde tasarlanabilmesinin yanında gömme sistemler ve nişlerle kurgulanabilmesiyle çok farklı formlarda karşımıza çıkabiliyor. İçerisinde çözülecek işlevler baz alınarak aşağıdaki giysi, şemsiye, ayakkabı ve şapka ölçüleri baz alınarak ölçüler belirlenebilir.
Portmantolara depolamanın yanında oturma birimi, ayna, açık askı sistemi gibi işlevlerin eklendiği örnekler ise küçük metrekarelerde kullanışlı bir seçenek sunuyor.
Etimolojik olarak, “dresuar” kelimesi Fransızcadaki “dressoir” kelimesinden türetilmiş. Kökeni ise Latince’de düzenlemek veya sıralamak anlamına gelen “directiare” kelimesine dayanıyor.
Hem düzenleme amaçlı hem de dekoratif olarak kullanılan dresuar, portmantoya göre küçük ölçekli bir mobilya çeşidi. Anahtar, kulaklık gibi eşyalarınızı yerleştirebileceğiniz bu yarı dekoratif mobilyalar, genellikle aynalar eşliğinde kullanılarak giriş hollerinde daha sıcak bir atmosfer yaratıyor.
Ayakkabıları düzenli, hijyenik ve korunaklı bir şekilde saklamak için kullanılan ayakkabılıklar, farklı malzemeler, boyutlar ve formlarda tasarlanabiliyor. Kimi zaman açık kimi zaman kapalı sistemlerde tasarlanan ayakkabılıklar; portmantoların içine yerleştirilerek tek bir ünite şeklinde de kullanılabiliyor.
Dar alanda antre çözümlemesi yapılmış bu örnekte, depolama ihtiyacı duvarın formuna yedirilmiş bir gömme dolap sistemi ile çözülmüş. Bu sayede ferah bir atmosfer yaratılırken mevcut metrekareden maksimum verim sağlanmış.
Dolap etrafına entegre aydınlatmalar ile atmosferik bir ortam elde edilmiş. Tavan yüksekliğini olduğundan alçak hissettirecek hantal çözümlerden kaçınılmış. Tavan ve duvarlarda kullanılan açık renkle mekanın dar yapısından büyük ölçüde uzaklaşılmış.
Bu örnekte ise salonun içerisinde bulunan antre; malzeme ve renk farkı ile net çizgilerle tanımlanmış. Malzemenin dokusu içerisinde neredeyse görünmeyen gömme dolap sistemi kullanılmış.
Geniş hareket imkanı sağlayan bu tasarım, mekanlara kimlik kazandırma açısından basit ve etkili bir örnek olarak gösterilebilir.
Bu tasarımda ise renk bloğuyla tanımlama yöntemi zeminde de uygulanarak dar alanda daha yoğun bir etki yaratılmış.
Tüm ihtiyaçların bir arada giderildiği kompakt tasarımlar ile basit ve minimal görünümler elde edilebilir.
Yüksek işlevselliğe sahip bu tip tasarımlar gündelik hayat için pratik bir alternatif sunuyor.
Elverişli mekanlarda, pencere ve cam panel kullanımıyla iç ve dış mekan arasındaki geçiş yumuşatılarak kademelendirilebilir.
Bu tip ipuçları, kişisel ihtiyaçlar, estetik tercihler ve işlevsel çözümlerle antreleri; konutların kimliğini yansıtacak tasarımlarla etkileyici mekanlara dönüştürebilirsiniz.