Parkların Tarihi Yolculuğu: Jardin du Luxembourg

Montparnasse Mahallesi'nin yer alan, farklı tarzlardaki bir dizi bahçe kompleksinden oluşan Jardin du Luxembourg,  şehrin merkezindeki yoğun yaşamın arasında dinlenme ve eğlence için popüler bir mekan.

Tarihi bir bahçe ve saray kompleksi olan Jardin du Luxembourg, İtalyan tarzı bahçelerden esinlenerek çeşitli mimari ögelerle zenginleşmiş bir park. Heykeller, özel tasarımlar ve mimari unsurlarla karakterize edilmiş olan bu park, günümüzde geleneksel öğelerini korurken modern aktivite alanlarıyla da zenginleştirilmiş.

Jardin du Luxembourg’un tarihi, 1611’de Marie de Medici’nin kocası Kral Henry IV’ün ölümünden sonra bu araziyi ve küçük sarayı satın alması ile başlamış.

Marie de Medici, 1612 yılında Salomon de Brosse’u yaklaşık sekiz hektarlık bu alanda yeni sarayın inşaatına başlaması için, Tommaso Francini’nin de aralarında bulunduğu bir bahçıvan ekibini de Floransa’daki Boboli bahçelerine benzer bir park tasarlamaları için görevlendirmiş.

Tommaso Francini, Palais du Luxembourg şatosunun ekseni boyunca yerleştirilen korkuluklu, tarhlı iki teras tasarlamış ve bunlar dairesel bir havza ile hizalanırken ayrıca bugün hala varlığını sürdüren La Fontaine Medicis adlı çeşmelerden birini inşa etmiş.

Jardin du Luxembourg’un genişletilebilmesi için 1630 yılında ek arazi satın alınmış ve yeni bahçe düzeni, Tuileries Bahçeleri ve Versay Şatosu’nun ilk bahçelerinde de çalışmış olan Jacques Boyceau de la Barauderie’ye emanet edilmiş.

Daha Resmi Fransız bahçesinin teorisyenlerinden birisi olan Jacques Boyceau de la Barauderie, alanları çizgiler, kareler ve dikdörtgenler halinde düzenlemiş. Bu yeni bahçe tarzının merkezine, bugün çocukların model tekneleri kullandığı sarayın önündeki havuz olan fıskiyeli sekizgen bir havuz yerleştirmiş.

Jardin du Luxembourg ve La Fontaine Medicis’nin yenilenmesi için Arc de Triomphe’u tasarlayan mimar Jean Chalgrin seçilmiş. Chalgrin bu popüler bahçenin üzüm bağları ve Carthusian manastırının fidanlık bahçesi gibi bazı yönlerini ve resmi Fransız tarzını olduğu gibi korumayı tercih etmiş.

Diğer konsept ve tasarım özelliklerinden biri de, bahçenin Palais du Luxembourg’dan Observatoire’a kadar uzanan bir perspektife sahip olmasını sağlamak olmuş. Bu perspektif, orijinal teraslarla birlikte bugün hala yerinde duruyor.

Monarşi’nin sona ermesinin ardından Paris’in bu zarif ve tarihi parkı heykellerle süslenmeye başlanmış.

Ancak Napolyon III döneminde ve Paris’te meydana gelen büyük değişiklikler sırasında Georges-Eugéne Haussmann yeni yollar ve caddeler ekleyerek parkın düzenini değiştirmiş, hatta La Fontaine Medicis’nin taşınması ve bugünkü konumuna getirilerek yeniden inşa edilmesi o dönemde olmuş.

İşte bu dönemde, Paris’teki birçok anıtın tasarımında etkili olan mimar Gabriel Davioud, süslü kapıları ve çitleri tasarlamış.

Gabriel Davioud ayrıca, biri Pavillon Davioud olarak adlandırılan tuğla bahçe evlerini ve İngiliz tarzı bahçeyi, La Fontaine Medicis’ye yakın olan ve Panthéon’a alışılmadık bir manzara sağlayan diyagonal patikayı da tasarlamış.

Ayrıca bu dönemde La Fontaine Medicis’ye ilave heykellerle birlikte havuz veya yapay su özelliği eklenmiş, ayrıca Fontaine de Léda orijinal yerinden taşınarak La Fontaine Medicis’nin arka tarafına yerleştirilmiş.

1800’lerin sonlarından itibaren Jardin du Luxembourg için çoğunlukla Fransız sanatçılar, yazarlar, politikacılara adanmış pek çok farklı heykel ile anıtın yanı sıra Özgürlük Heykeli’nin bir modeli üretilmiş ve bu 1900’lerin başına kadar devam etmiş.

Halen varlığını sürdüren bir kukla gösterisi olan Guignol Gösterisi ortaya çıkmış ve bu gösteri için Theatre des Marionnettes du Jardin du Luxembourg adında özel bir yer oluşturulmuş.

Elbette son yıllarda Jardin du Luxembourg’a dahil edilen tenis kortları, basketbol sahası, çocuk oyun alanları, boules* sahaları gibi çok daha modern özellikler de bulunuyor.

Yıllar geçtikçe birçok değişikliğe uğramış olsa da, Paris’in bu büyük bahçesi hala ilk yapıldığı dönemden kalma birçok özelliği koruyor ve şehirdeki popüler turistik cazibe merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.

”Jardin du Luxembourg tarih, güzel çeşmeler ve hem Parisliler hem de turistlerle doludur. İki savaş arası dönemde, bahçeler tüm sosyoekonomik sınıflar için bir ilham kaynağı ve boş zaman geçirme alanıydı. Bugün de bahçeler Paris’in ortasında aynı özgür alanı sağlamakta.”

Kaynaklar:

  1. https://omeka.wlu.edu/wluparis/items/show/86
  2. https://parisjetaime.com/eng/culture/theatre-des-marionnettes-du-jardin-du-luxembourg-p1374
  3. https://jardin.senat.fr/histoire-patrimoine/histoire.html

*Boules veya jeu de boules, amacın ağır topları kriko adı verilen küçük bir hedef topa mümkün olduğunca yakın atmak veya yuvarlamak olduğu bowls ve bocce benzeri çok çeşitli oyunların ortak ismidir.

Etiketler

Bir yanıt yazın