Güney Kore'nin Seorak Dağı Ulusal Parkı'nda yer alan Doldam House, parkın sonbahar yaprakları ve anıtsal kaya oluşumlarından ilham alınarak çağdaş bir mimari eser olarak hayata geçirilmiş.
New York ve Seul merkezli mimarlık ofisi One-aftr tarafından tasarlanan bu eğlenceli yapı aracılığıyla, sürekli değişen doğal çevrenin izlenmesi ve sakinleri için gerçekten sürükleyici bir deneyim yaratılması amaçlanmış.
Ofis projenin tasarımında çevredeki peyzajla diyalog kurmaya büyük özen göstermiş. Parktaki kayaların benzersiz oluşumlarından ve mevsimlik ağaçların büyüleyici dönüşümlerinden ilham alan ekip, bağlamının dinamik doğasıyla uyumlu bir konut tasarlamış. İnşaat sırasında, araziden çıkarılan kayalar ön bahçeyi doldurmak için yeniden kullanılmış, kontrollü bitki büyümesini kolaylaştıran ve bina ile doğal çevresi arasındaki çizgiyi daha da bulanıklaştıran organik bir taş ve çakıl peyzajı yaratılmış.
Doldam’ın ön cephesi sakinleri için hem koruyucu bir bariyer hem de ön bahçeye açılan bir kapı görevi görecek şekilde planlanmış. Hafifçe kesilmiş gibi görünen bir tasarıma sahip olan bu ayırt edici özellik, perspektifle oynayarak binanın etrafında hareket ettikçe değişen bir görsel deneyim sunmak üzere planlanmış.
Turuncu bir kapı, Doldam’ın avlusunda sakinleri karşılayan çarpıcı bir görsel unsur ve işlevsel bir bileşen olarak düşünülmüş.
Avlu, iç ve dış mekan arasındaki sınırları bulanıklaştırarak yerleşim planı içinde stratejik bir konumda yer almış. Konutun güneydoğu tarafında yer alan avlu ve açık teras ile ışığın, rüzgarın ve çevredeki ağaçların dingin görüntüsünün iç mekana da aktarılması sağlanmış.
Evin kat planı, özenli tasarım ve işlevsellik düşünülerek oluşturulmuş. Dört metre genişliğinde iki sıra ve toplamda birbirine bağlı altı alandan oluşan yerleşim planı, gerekli tüm yaşam olanaklarının elverişli bir şekilde dahil edilmesini sağlamış. Evin açık konfigürasyonuyla bir alandan diğerine kesintisiz geçiş yapılmasına imkan verilmiş. Bu tasarım yaklaşımı, ev sakinlerinin evin her köşesinden çevrenin büyüleyici güzelliğini deneyimlemelerine olanak tanıyarak doğal çevreyle olan bağlantılarını güçlendirmek üzere düşünülmüş.
Ofis, evin doğal unsurları kucaklamak ve geliştirmek için büyük özen göstermiş. Bina genelindeki geniş pencerelerle, iç mekanlara bol miktarda doğal ışık girmesi sağlanarak sıcak ve davetkar bir atmosfer oluşturulmuş. Ayrıca, stratejik olarak yerleştirilmiş bu pencereler yoluyla çapraz havalandırma sağlanarak evin her yerinde sağlıklı ve ferahlatıcı bir hava akışı oluşturulmuş.
Doğal ışığın ve havanın gücünden yararlanılan projede sürdürülebilir yaşam ilkeleri somutlaştırılarak enerji tüketimini de azaltılmış.