Katılımcı, Cumhuriyetin 100. Yılında Tasarımla Düşünmek

Katılımcı, Cumhuriyetin 100. Yılında Tasarımla Düşünmek

Helin Özge Orhan, Berke Kayalar, Şakir Onat Köşe ve Ali Yılmaz'ın, Cumhuriyetin 100. Yılında Tasarımla Düşünmek yarışması için hazırladığı proje önerisi.

Proje Raporu:

Tarihi bir dokuya ev sahipliği yapan topraklarda, Anadolu’nun en batısında, İzmir’de, Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe kampüsünde bulunan ve proje alanı olarak belirlenen Mimarlık Fakültesi’nin bahçesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılının hikayesinden esinlenilen bir sahne olarak tasarlandı. Bu tasarım, geçmişin izlerini takip ederken, geleceğe bir köprü ve örnek olma amacı taşımaktadır. Mimarlık, sanat ve kültürün kesişim noktasında, bu bahçe sadece bir mekan olarak değil, bir ayna olarak tasarlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılının, Mustafa Kemal Atatürk’ün inkılapları ile nasıl hızlı ve güçlü şekilde geliştiğinin bir aynası. Bu nedenle projede, bu ilk yüzyılın bitişini onurlandırırken, ikinci yüzyılın kapılarını aralamak amaçlanmıştır. Türkiye’nin, İzmir’in ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin mimari, kültürel ve sosyolojik gelişmişlikleri, bu bahçede bir araya gelerek, geleceğe ilham veren bir deneyim yaratmayı amaçlamaktadır.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Tınaztepe Kampüsü’nde bulunan Mimarlık Fakültesi binası, kabaca üç ksıımdan oluşan bir binadır; Mimarlık Bölümü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Dekanlık binası. Bu üç bölümün oluşturduğu U şekilli bir tarafı açık avlu, proje alanı olarak belirlenmiştir. Mevcutta bu alan, yeşil alanlar, oturma ve aydınlatma elemanlarının bulunduğu, belirli fonksiyonların karşılanamadığı bir alandır. Fakültede okuyan aktif öğrenci sayısının 1.200 olduğu bilinmektedir. Bu öğrenci sayısı için mevcuttaki bahçe kullanımı yetersiz kalmakta, bazı konularda küçük de olsa değişikliklere ihtiyaç oluşturmaktadır.

Bu sebeple, fakültenin bahçesi, kullanım fonksiyonlarını arttırma ve öğrenci sayısını karşılayacak biçimde oturma elemanlarına sahip olma, geceleri daha aydınlık bir alan oluşturma ve 100. yıl konsepti ile tasarlanan strüktür ve diğer elemanlar ile daha estetik bir görünüme kavuşma amacı ile yeniden tasarlanmıştır.

Yapılan tasarımda, Tınaztepe Kampüsü’nün tasarım ilkelerinden esinlenilerek, elemanlar belirli bir aks üzerine oturtulmuş ve simetrinin devamlılığı da göz önünde bulundurulmuştur. Ancak bu simetriyi kırma amaçlı bazı düzenlemeler de yapılmıştır. Tasarıma başlarken, ana aks olarak, Dekanlık Binası’nın girişinden dik bir çizgi çizilmiştir. Bu ana aksın 1. Etkileşim Alanı’nı kestiği yer, bahçenin ana girişi olarak belirlenmiştir. Bu girişten Dekanlık Binasına gidene kadar, kullanıcı, bir simetrik perspektif ile bahçeye girmekte, daha sonrasında gölge elemanı ile karşılaşınca, bu simetri algısı bozulmaktadır. Ancak bu kısımda düzen görülmekte, gölge elemanının bitmesi ile, simetri algısı tekrardan oluşmakta ve sonunda Dekanlık Binası’na ulaşılmaktadır. Ana girişteki simetri algısı, havuzlar ile oluşturulmuştur. Girişin iki yanına, aynı boyut ve şekilde yerleştirilen havuzlara, yine aynı boyut ve şekildeki heykeller yerleştirilmiştir. Simetri algısının bozulduğu kısımda, aksın merkezine bir zeytin ağacı yerleştirilmiştir. Bu zeytin ağacı, İzmir’in önemli simge ağaçlarından birisi olması ile birlikte; barış, zafer ve refahı, kısaca geçmiş yüzyılı temsil etmektedir. Bu ağacın etrafında bir çim alan, onun etrafında da yumuşak ve geçirimli bir zemin malzemesi tercih edilmiştir. Bunun asıl sebebi, yaya hareketliliğinin burada biraz daha yavaşlaması amacı ve bu alanın oturma ve dinlenme fonksiyonları ile kullanılması fikri olmuştur.

Bu sebeple yerden yükseltilen tepeciklere, doğal görünümlü taşlar kullanılarak oturma elemanları oluşturulmuş, öğrencilerin sosyalleşmesi amacı ile ortak bir alan düşünülmüştür. Bu alanda, gölgelik kolonları kullanılarak, istenilir ise sergi fonksiyonu kazandırılabilmektedir. Ayrıca konser, söyleşi veya dinleti gibi diğer fonksiyonlar için de uygun bir alana dönüştürülebilmektedir. Bozulan simetri algısı, aksın son kısmına, yani Dekanlık Binası’na ulaşılan kısımda tekrardan kazanılmakta, bu da aks ile paralel oluşturulan ve yürüyüş yolunun ortasına eklenen bir havuz ile sağlanmaktadır. Havuzun sonuna, Dekanlık Binası’na ulaşıldığını belirten bir Türk Bayrağı yerleştirilmiştir, burada asıl amaç akademinin ciddi ve saygı duyulması gerekilen bir müessese olduğunun farkına varılması gerektiğidir. Ayrıca Türk Bayrağı’nın zeytin ağacı ile hizalı olması da, projenin ana konsepti olan yüzüncü yıla bir saygı belirtmektedir.

Daha sonra, bu ana aksı, merkezde kesecek şekilde iki tane çapraz aks oluşturulmuştur. Bu iki aks da, ana aks gibi 1. Etkileşim Alanı’nı kesmekte, bu noktalarda bahçeye alternatif giriş oluşturmaktadır. Yine giriş kısmında korunmak istenen simetrik perspektif, burada da dikkat çekmektedir. Bu perspektif, kent mobilyaları ile oluşturulmuştur. Daha sonra iki aks da merkezdeki zeytin ağacı ve çevresindeki ortak alana bağlanmaktadır. Bu bağlantı sağlanırken, aksların iki tarafında da yeşil alan ve doğal taşlar yardımı ile oluşturulan oturma elemanları kullanılmıştır. Ortak alandan sonra bu iki aksın birisi, direkt olarak Mimarlık Bölümü girişine, diğeri de direkt olarak Şehir ve Bölge Planlama Bölümü girişine ulaşmaktadır. Ortak alanda kaybedilen simetri algısı, bölüm girişlerine ulaşana dek, yeşil alanların konumlandırılması yardımı ile tekrardan kazanılmaktadır.

Bahçedeki yeşil alanlar oluşturulurken, akslar hayali bir biçimde korunmuş, bu aksların oluşturduğu 45-90-135 derecelik açılar, ana tasarım ilkesi olarak kullanılmıştır. Bu açılar ile şekillenen çim alanlar ve doğal taş yardımı ile oluşturulan oturma alanları, korunması gereken ve eklenen ağaçlar ile güçlendirilmiştir. Bahçeye merkezdeki zeytin ağacı hariç toplamda 6 yeni ağaç dikilmiş, bu ağaçlar da Cumhuriyet Ağaçları olarak isimlendirilmiştir. Her ağaç farklı türde tercih edilmiş, bu ağaçların sembolik anlamları da Cumhuriyet’in yüzyılını temsil etmektedir. Bu ağaçlar, her ağaç merkezdeki zeytin ağacını direkt görecek şekilde konumlandırılmıştır.

GÖLGELİK: Bahçedeki ana strüktür, birçok fonksiyona elverişli olarak tasarlanmıştır. Öncelikle bu strüktür, İzmir’in içerisinde bulunduğu Akdeniz ikliminin etkilerinden kısmen de olsa korunmak içindir. Yaz-kış yağmurlu olan bu iklimde, yağmurdan korunmak önemli bir etkendir. Ayrıca yazları yakıcı güneş ışıklarından korunmak da önemlidir. Bu sebeple bu strüktür, özellikle bu iki sebep dolayısı ile düşünülmüştür. Strüktürün altında oluşan yarı kapalı alan, ortak alan olarak tasarlanmıştır. Oturma elemanları ve merkezdeki zeytin ağacı ile, kullanıcıların vakit geçirirken sıkılmayacağı bir alan olarak düşünülmüştür. Ayrıca, elverişli durumlarda, bu yarı kapalı alan, fuaye alanı, festival alanı ve konser alanı olarak kullanılabilir olmakta, tasarım ana fikri olan çok amaçlılık ilkesini sağlamaktadır. Ayrıca bu gölgeliğin üst kısmı da, düz bir alan oluşturmaktadır. Sökülüp takılabilen korkuluk ve merdivenler ile oraya ulaşılabilir, o alan da sergi ve diğer fonksiyonlar amacı ile kullanılabilir olmaktadır.

SAÇAK: İklim koşullarının elverişli olmadığı durumlarda, bahçeden binalar-arası geçiş oldukça zor olmaktadır. Bu zorluğu kısmen de olsa azaltmak için, binalar arasında bir saçak sistemi oluşturulmuştur. Tüm binalardan 2 metre çıkma ile oluşturulan saçak, yağmur koşullarında binalar arası geçişi kolaylaştırmaktadır. Saçağın şekli, yine ana tasarım ilkesi olan 45-90-135 derecelerden yararlanılarak oluşturulmuş, esin kaynağı olarak da İzmir’in meşhur imbat rüzgarı alınmıştır. Saçağın altında, merdiven ve rampalar bulunmaktadır. Ayrıca da bu saçağın altına oturma elemanları eklenmiş, olumsuz hava koşullarında öğrencilerin rahatlıkla dinlenebilmesi amaçlanmıştır.

SU SİSTEMİ: Bahçede genel olarak geçirimli yer kaplamaları kullanılmıştır. Buralardan geçen suların taşmaması için bir mazgal sistemi kullanılmıştır. Çim alanlar ve diğer kısımların etrafına mazgallar yerleştirilmiş, bu mazgallarda biriken sular, ana girişteki iki havuzda kullanılması düşünülmüştür. Böylece, kuraklık sorunu ile başbaşa olan İzmir’de su kullanımını minimuma çekmeyi amaçlayan bu sistem, sürdürülebilirlik konusuna da önem vermektedir. Yerleştirilen mazgallar, Anadolu’da yüzyıllardır kullanılan ve çeşitli anlamları olan halı ve kilim desenleri ile bezenmiştir.

HEYKEL: Heykeller; bahçeye ana girişte bulunan, simetrik yerleştirilen iki havuzun içine konumlandırılıştır. Ana girişteki simetri perspektifini korumak amacı ile iki heykel de aynı tasarlanmıştır. Heykeller, plan görünümünden bakılınca, mazgallarda kullanılanlar gibi, Anadolu’da yüzyıllardır kullanılan halı ve kilim motiflerinden birisi olan hayat ağacı motifini göstermektedir. Bu motifi oluşturan çizgilerin kesişim noktaları bir nokta olarak düşünülmüş, her noktadan yükselen mermer sütunlar ile heykel oluşturulmuştur. Bu mermer sütunların her biri bir yılı temsil etmektedir. Yüzüncü yıl konsepti ile yüz tane mermer sütun oluşturulmuştur. Simetriyi koruma amaçlı her havuzda 50 sütun olacak şekilde sütunlar ikiye bölünmüştür. Özel yılları temsil eden sütunlar farklı bir malzeme ile kaplanmıştır. Sütunların her biri farklı yükseklikte planlanmıştır. Bu renk değişimi ve yükseklik farklılığı da simetriyi kırma düşüncesine yardımcı olmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın