Studio Morphogenesis Dakka şehrinin yakınlarında pembe pigmentli betondan yekpare bir cami tasarladı.
Dakka şehrinin yakınlarında hızla büyüyen bir sanayi kompleksinin ortasında, mevcut bir su kütlesinin kenarında inşa edilen cami, su ile toprak arasında daha derin bir bağlantı kuran ve bir sanayi yerleşkesi içinde hem ruhani hem de nefes alma alanı olarak hizmet veren bir geçirgen pavyon olarak tasarlanmış.
Sanayi kompleksinin sahibi merhum annesinin anısına işçiler için bir cami inşa etmek istemiş.
Cami, filtrelenmiş doğal ışık ve havalandırmaya olanak tanıyan unsurlar içeren “nefes alan bir pavyon” şeklinde hayata geçirilmiş. Bangladeş’in deltaik arazi yapısındaki “Bhiti” (höyük) üzerine inşa edilen yerel ev formlarını anımsatan yüksek bir kaide üzerine yerleştirilmiş monolitik bir kütle ile basit ama etkili bir tasarım olarak planlanmış.
Caminin planı, dairesel bir hacmi çevreleyen bir kare ile basit geometrik şekillerden geliştirilerek, her iki tarafta ışık avluları olarak hizmet veren dört kapalı bahçe oluşturulmuş. Eğri duvarın kuzeydoğu asma köşesi ile endüstriyel yerleşkenin iki ana iç yolunun mevcut düğüm noktasına bakan ana giriş oluşturulmuş.
Çift katmanlı kalın duvarlarla cami içinde mikroklimatik bir atmosfer oluşturularak termal konfor sağlanmış. Sıcak ve nemli bir iklime sahip olan cami, dışarıdaki doğal su kütlesinden gelen ve inşa edilmiş su havuzu dizisi boyunca iç ibadet salonuna ve dış mekandaki yükseltilmiş kaide yüzeyine akan serin bir esintinin tüm açıklıklardan geçtiği gerçek bir doğal havalandırmalı alan olarak tasarlanmış.
Kapılar ve diğer eşiklerin tümü, şiddetli muson döneminde filtrelenmiş bir rüzgar akışı sağlamak için delikli metal levhalardan yapılmış.
Alçak ince kabuklu bir kubbe, delikli eğri duvarların üzerinde yükselerek ibadet salonunun tekil iç mekanını yükseltiyor. Yüzen kubbe ile İslam dünyasında cami mimarisinin kronolojik gelişimi boyunca ortaya çıkan ara destekler olmadan geniş bir alanı kaplamanın yapısal ustalığının altı çizilmiş.
Geleneksel camilerdeki kıble duvarlarının aksine, bu caminin kıblesi, ince kavisli batı duvarındaki geniş kemerli bir açıklıkla tanımlanmış. Yansıtıcı bir su kütlesinin, kemerli açıklık aracılığıyla turkuaz mozaikli iç mekanı mevcut gölete bağlayarak ibadet alanının ışık dolu bir sonsuzluğa doğru kesintisiz bir şekilde akması sağlanmış. Camide, sığ su kütlesinin üzerine yerleştirilen yarı saydam cam mihrap dışında başka bir cam yüzey planlanmamış.. Cam mihrap, yerel cam parçaları kullanılarak yerinde benzersiz bir şekilde el işçiliğiyle üretilmiş.
Caminin güneydoğu avlusunda, sanayi kompleksinin kadın işçileri için korunmuş olan hilal şeklindeki üst kata bağlanan delikli metal bir merdiven tasarlanmış. Bu alanın kadınlar için hem toplantı hem de ibadet alanı olarak hizmet vermesi planlanmış.
Abdest alınan bölüm ise namaz kılmadan önce arınma eylemi sırasında maneviyat duygusu uyandırmak için tasarlanmış. Rustik pembe mozaik zemin yerine burada sükûneti temsil eden turkuaz rengi kullanılmış.