İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanlığı, İstanbul’daki bir mekânda 02 Nisan 2024 tarihinde 29 kişinin ölümü ile sonuçlanan yangına dair açıklama yayınladı.
Ülkemizin, başta deprem olmak üzere, sel ve orman yangını gibi doğa kaynaklı afetlere karşı dirençli hale getirilmesi gerektiği, günümüzde sıklıkla vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra insan kaynaklı afetlerden olan yangına karşı yerleşim alanlarımızın ve kentlerimizin dirençli hale getirilmesine yönelik; yerel ve merkezi idarelere, meslek odalarına, akademisyen, mimar, mühendis, şehir plancısı, müteahhit ve vatandaş olarak her birimize görevler düşmektedir. Bu görevleri her birimizin hakkı ile yerine getirmesiyle 02 Nisan 2024 günü İstanbul’da meydana gelen ve bir kez daha tüm ülkemizi derin üzüntüye sevk eden yangınların tekrarının önlenmesi ve/ veya etkilerinin asgariye indirilmesi mümkün olacaktır.
Başlıca sorunlar:
– Yangının çıktığı mekânın konut alanları içindeki varlığının bölgenin iskân koşulları ile uyumlu olup olmaması,
– Binanın konut/mesken olarak iskâna açılmış olması sebebiyle, eğlence mekânına uygun mimari düzenleme yapılıp yapılmadığı,
– Binanın mekânsal düzeninin yangın riskine göre düzenlenip düzenlenmediği hususları olarak sıralanabilir. Aşağıdaki hususlar kent ve mimarlıkla ilgili tüm aktörler tarafından dikkate alınmalıdır:
1. Yeni yapılan yapılar güncel imar/iskân ve yangın yönetmeliklerinde belirtilen asgari koşullara uygun olarak tasarlanmalı ve tasarıma uygun olarak inşa edilmelidir. İmar planlarında belirlenen işlevlere aykırı ruhsatlandırmaya izin verilmemelidir.
2. Mevcut yapıların yeni ve farklı işlevlere tahsisinde yangın yönetmeliklerine uygun performans değerlendirilmesi yapılmalı ve sonucunda önerilen işlevin uygunluğu belirlenmelidir.
3. Sağlıklı bina tasarımının parsel, ada, mahalle ve kent ölçeklerinde afetlere karşı uygun yer seçimleri ile mümkün olduğu, belirlenen plan kararlarına uyulmasının önemi ve hazırlanan planların süreklilik içinde uygulanması bilinci yerleştirilmelidir.
Yangın ve afet gerçeğini mimarlık eğitimi bağlamında değerlendirdiğimizde aşağıdaki ilkelerin benimsenmesi gerektiği görüşündeyiz:
1. Yangın dirençli yapı tasarımı salt bir mühendislik faaliyeti olmayıp mimari tasarımın belirleyici unsurlarından biridir. Mimarlık ve planlama eğitim müfredatlarında mühendislik-mimarlık arakesitinde yer alan yangın dayanımı, tasarım sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak daha kuvvetli vurgulanmalıdır. Mimarlık ve İç Mimarlık Bölümlerinde yangın dirençli tasarıma daha çok yer verilmelidir.
2. Fiziksel çevre kontrolü derslerinde yangının doğal çevre faktörleriyle birlikte ele alınması gerektiği ve yangın esnasında ve sonrasında oluşacak hasarların yerleşim alanlarıyla ilişkisine ders içeriklerinde daha fazla yer verilmelidir.
3. Tüm afetlerin mimarlık, iç mimarlık, planlama ve tasarım disiplinlerinin odağında yer aldığı bilinci pekiştirilmelidir.
4. Günümüzde doğal afetlere maruz kalan ülkelerin, maruz kaldıkları afetler karşısında, mimarlık eğitimlerini salt güzel sanatlar eğitimi olarak kurgulamadıkları görülmektedir. Afet dirençli kentler tasarlayabilmek için Mimarlık bölümlerinin müfredatında mühendislik konuları ağırlıklı olarak yer almaktadır. Bu bağlamda, mühendis–mimar modelinin gelişmiş pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de mimarlık eğitiminin bir seçeneği olarak yer bulmasında yarar görülmektedir.
4 yorum
Dekanlık bu açıklamayı nereden yapmış?
Böyle açıklamalar yapılabiliyorsa Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Funda Yirmibeşoğlu neden görevden alındı?
Dekan kim diye baktım, Mehmet Küçükmehmetoğlu diye biriymiş. Gebze Üniversitesi’nden zembille gelmiş.
İstanbul Üniversitesi hocam yanlış okumuşsunuz.
Dekanınki ışınlanma yöntemi.
Ama bence açıklamada sorun yok.
Evet, açıklamada sorun yok. Ama aynı dekanlık şehir bölge planlama bölümü benzer bir açıklama yapınca bölüm başkanını görevden almıştı. Sorun burada.