17 Ocak 2012 Salı günü saat 19.30'da, Nevin Apaydın (KORDER adına) tarafından "Ankara'nın Heykelleri ve Anıtları" konulu söyleşisi gerçekleştirilecek.
Sunu Özeti
Türkiye’de çok uzun bir geçmişi olmayan heykelin Ankara’daki öyküsü. Gezgin heykeller, kaldırılanlar, hatıra fotoğraflarında yer alanlar…
Mimari ile heykelin bağı çok yoğun. İkisinde de kütle ve mekan anlayışı var. İkisi de üç boyutlu bir sanat. Ama mimarlar biraz unutmuş heykeli. Azıcık anımsatmakta yarar var.
Ankara’da kaç tane anıt ve heykel var acaba dedik ve çıktık yola. Bir süredir heykel avcılığı yapıyoruz.
Kimi heykeller şanslı, çevresi kalabalık, insanlar gelip yanında oturuyor, fotoğraf çektiriyor.
Kimilerininse bahtı açık değil;, bir parkın köşesinde bekleyip duruyorlar. Kuşlardır çoğu zaman tek ziyaretçileri.
Bazıları ise sanki yoklar, görünmezlik pelerinine bürünmüşler. Yanından geçenlere sorarsınız, hiç farkında değillerdir sessizce çığlık atan heykellerin.
Heykeller kağıtlar uçmasın diye üstüne koyduğumuz ağırlıklar gibidir. Kentin belleğinin uçmaması için önemli bir işlev görür.