1970'lerin başında inşa edilen yapı, Calq Architecture ve Bond Society işbirliği ile modern işlevlerle donatılarak yenilendi.
Mart 2024’te Calq Architecture ve Bond Society, Paris 15. Bölge’de yer alan yüksek katlı bir ofis binasının renovasyon projesini tamamladı ve yapı, PONG adlı yenilikçi bir karma kullanım merkezine dönüştürüldü.
1970’lerin başında mimar Marcel Roux tarafından inşa edilen ve Paris 15. Bölge’de yer alan bina, ADOMA’nın merkez ofisine dönüştürüldü. Dönemin mimarisini yansıtan kompozisyonun açıkça okunabildiği binada, prefabrik beton panellerden oluşan sistematik bir cephe tasarımı mevcut.
Bina, -birbirinden içi boş ara katlarla ayrılmış- üst üste hacimlerden (caddeden hafifçe çıkıntı yapan zemin, bir bar ve bir kule) oluşuyordu.
Projenin temelini oluşturan mevcut mimari kompozisyon korundu ve geliştirildi; böylece her işlevin sezgisel olarak yerini bulmasına ve dış mekandan faydalanmasına olanak tanındı.
Yatay hacim içerisine ortak çalışmaya yönelik ofis alanları yerleştirildi, zemin kat canlı ve şehre açık, bodrum katlar ise halka açık aktivitelere yönelik mekanlara dönüştürüldü. Bu müdahaleler sayesinde yapı ile kent arasındaki ilişki yeniden canlandırıldı.
Bina, yeni bir ortak konaklama alanına ev sahipliği yapıyor
Değişen yaşam tarzlarına ayak uydurma amacı güden PONG, genç profesyonellere, ortak konaklama alanları ve modern teknoloji ile donatılmış bir ortak çalışma tesisi de dahil olmak üzere bir dizi yeni ve tamamlayıcı kullanım olanağı sunuyor. Bina, halka açık aktivite alanı, bir kafe ve bir toplum merkezi için ek olarak 1.100 metrekare kullanım alanına sahip.
Ortak konaklama alanları, davetkar bir teras ile birlikte binanın üst kısmında konumlandırıldı.
Mimarlar tarafından geliştirilen genel konsept kapsamında farklı mahremiyet katmanları yaratıldı: ortak alanlar (lobiler, sahanlıklar, spor salonu, çamaşırhane vb.), yarı özel alanlar (ortak yaşam alanları) ve özel alanlar (bireysel konut).
Sekiz dubleks dairenin her biri, büyüklükleri 16 ile 32 m² arasında değişen ve balkonla çevrili bir oturma alanının etrafında düzenlenmiş 12 adet yatak odasına sahip. Her odaya birer duş alanı yerleştirildi ve bazılarına ek olarak mini mutfak yerleştirildi. Bond Society, tüm yatak odalarına ve ortak alanlara özel mobilyalar tasarlayarak evlere özgün bir kimlik kazandırdı.
Coworking – Birlikte çalışma alanları
İlk üç ortak çalışma katı için, optimize edilmiş tavan yükseklikleri ve açık plan kurgusu tercih edildi. Hacimler arasında boş bir bağlantı noktası olan kat ile silüet tanımlandı. Cephe boyunca uzanan geniş pencereler sayesinde dış mekan ile bağlantı kuruldu ve zemin katta oluşturulan şeffaflık yansıtıldı.
Beton, metal ve cam gibi malzemelerin arasındaki ilişki, orijinal yapının geçmişini ortaya çıkardı ve kullanıcılara ferah bir ortam sundu.
Cömert açık alan
Eğimli ön avlu sayesinde çevre ile bağlantı kuruldu. Zemin katta geniş cam alanların yaratılması ile gömülü hacmin hafifliği vurgulandı ve iç mekanın kısmi olarak görülmesi sağlandı.
Her bir işleve özel ayrılan açık alanlar, hem çevre ile etkileşimi güçlendirdi hem de sakinlere rahatsızlık vermeyecek şekilde tasarlandı. Yapı çevresi, doğal bitki örtüsü ile donatıldı.
Kısmi yıkım
20. yüzyıl mirasını korumak ve dönüştürmek için yapılandırılan bu proje, dekarbonizasyon yolunda önemli bir adım olarak görüldü, mevcut malzemeler geri kazanılıp yeniden kullanıldı. Yıkım, yalnızca ihtiyaç durumundaki alanlarla sınırlandırıldı. Dikey dolaşım yeniden tasarlandı, merdivenler açıldı ve çift yükseklikte zemin oluşturuldu.