"Mimarlık Bienali", Mimarlar Odası Antalya Şubesi önderliğinde tüm Mimar Odalarının desteğine açık olarak 26-29 Ekim 2011'de Antalya'da düzenlenecek.
Mimarlar Odası Antalya Şubesi önderliğinde tüm Mimar Odalarının desteğine açık olarak 26-29 Ekim 2011’de Antalya’da düzenlenecek olan “Mimarlık Bienali” ile; farklı kültür ve sanat alanlarının ve de toplumunun mimarlık ile birlikteliğinin öneminin bir kez daha vurgulanmasının yanı sıra, ülkemizdeki mimarların ve mimarlık bölümleri öğrencilerinin çalışmalarını, ürünlerini ve üretimlerini Antalya kentinin farklı mekanlarında gerek birbirleri gerekse Antalyalı ile buluşturmak amaçlanmaktadır. Bienal sistem dışı duruşu ile her bakımdan böylesi bir amacın gerçekleşmesine geniş anlamda ve serbestçe olanak sağlamaktadır.
Yerelin, küreselin, kültürün, ekonominin, toplumun, sosyal hayatın çok yönlü dinamikleri; kendilerine ait izlerin fiziksel çevre, bir başka ifade ile mekan üzerinden takip edilebileceği “kesişme durumları” yaratır. Bu bağlamda gerek mimarlığın doğasında var olan, gerekse Türkiye ve Antalya’nın dinamik yapısından kaynaklanan “kesişmelerin” özellikle mekân üzerinden okunma potansiyeli bu ilk Mimarlık Bienalinin temasının “KESİŞMELER” olarak belirlenmesine neden olmuştur.
Yaşamın sahnesi olan “mekân” mimarlığın da temel nesnesidir. Bu yüzden de, yaşama dair her konu dolaylı dolaysız mekânla ilişkilenirken, mimarlık tüm bu konuların “kesişim” alanında yükselen zengin bir içeriğe sahiptir. Bir başka ifade ile mimarlık; psikolojiden sosyolojiye, mühendislikten estetiğe, pek çok farklı bilgi alanının kesiştiği dinamik bir düşünce ve üretim alanıdır. Diğer yandan mekânın, nesnel gerçeklikle, sınırları soyutlaşıp muğlaklaşan bir dünya arasında farklı içerik ve ölçeklerdeki varoluşu, mimarlığın doğasından kaynaklanan dinamik yapıya yeni boyutlar kazandırır. Bilgi alanlarının birbirine karıştığı, sınırların belirsizleştiği bu “kaotik” yapıyı okunaklı kılabilecek olan, her bir gerçeklik ve olgunun birer “kesişme” durumu olarak anlaşılabilmesidir.
Türkiye genç nüfusu, stratejik konumu, Avrupa ve Asya’nın buluştuğu kesişme bölgesi olması nedeniyle mimarlık alanında kesişim kavramının olağanüstü biçimlerde ortaya çıktığı kentsel ve kırsal örneklerle doludur. Bugün coğrafi konumu ile Türkiye ve Anadolu; doğu ve batının, kuzey ile güneyin merkezinde ve zengin, doğal, tarihi, kültürel geçmişli ile de pek çok kesişmenin gerçekleştiği noktada yer almaktadır. Antalya’da benzer bir biçimde artan nüfusu, çeşitlenen kültürü, hızla değişen fiziksel çevresiyle mimarlığa ve mekâna dair kesişmelerin türlü varoluşlarına, yaşanmalarına sınırsız bir değerlendirme ve okuma potansiyeli sunmaktadır.
Dolayısıyla “kesişmeler” teması ile; çeşitli sosyal yaşam ve kültürlerin birbirleri ile iletişimlerini, bu iletişim ve beraber yaşama isteğinin mimariye, diğer sanat ve tasarım alanlarına olan etkilerinin ortaya çıkardığı eserler ile geniş bir tartışma ortamının oluşacağı öngörülmektedir. Bienal’deki programlarda bu doğrultuda toplumun çok kültürlülük, sosyal yapı, ekonomik yapı, gelenek ve göreneklerimizin, insanların dil ve din farklılıklarının mimariye etkileri incelenecek ve diğer sanat dallarından yansımalarının tartışılacağı ortamlar oluşturulacaktır. Bu tartışmalar ve yapılacak workshoplar mimarlık ve diğer sanat ve tasarım dallarında eğitim gören tüm üniversite öğrencilerinin aktif katılımı sağlanacaktır.
Türkiye’nin ilk Mimarlık Bienali’ni düzenleyecek Antalya, bu Bienale gelecekte ulusal ve uluslararası düzeyde ev sahipliği yapma isteğindedir. Antalya’nın uluslararası platformlarda da tanınırlığı , bu ölçekteki deneyimleri, birikimleri ve olanakları ile pek çok organizasyonu gerçekleştirmesi, Türkiye’de düzenlenecek uluslararası bir Bienale de hazır olduğunun bir göstergesidir. 2023 yılı için de UIA toplantılarının adayı olmuş Antalya, bu organizasyonu ve benzerlerini de başarı ile hayata geçirecektir.
Program
2 yorum
Antalya’nın Türkiye’nin ilk mimarlık bienaline ev sahipliği yapması kentin mimarlığa olan saygısını artıracaktır. Fakat Antalya’nın trafiği bu organizasyonları kaldırır mı orası bilinmez.
Değerlendirilmesi lazım;ayrıca böyle bir bienalinin Antalyada olması ayrı bir cezbedicilik katıyor.