ARCity Office, Shenzhen Nantou Antik Şehri'nde yeni bir "brikolaj mimarlık" tipolojisi üretmeyi amaçlayan bir proje başlattı. "Altı Brikolaj Ev" adlı projede, mimarlar altı adet evi yenileyerek, kentsel yenileme ve konut tasarımı adına farklı bir yaklaşıma sahip bir model oluşturdu.
Nantou Antik Kenti, çeşitli hanedanlıkların tarihi boyunca idari merkez, kıyı savunma, dış ticaret merkezi gibi farklı işlevlere sahip bir kentti. Shenzhen’in hızla kentleşmesi ve sanayileşmesiyle Nantou, 1.700 yıllık antik şehir tarihini sonlandırarak doğal olarak Nantou Köyü’ne dönüştü. Burada tarihi mimarinin yerini ise plansız ve bağımsız gelişen konut kompleksleri aldı ve kaotik bir kentsel yapı ortaya çıktı.
2017’de, kentsel dönüşüm ve mimarlık üzerine odaklanan Shenzhen ve Hong Kong Çift Şehir Bienali (UABB), Nantou’yu ana sergi mekanı olarak seçti ve bu karar Nantou’nun resmi olarak Shenzhen’in kentsel gelişim planlarına dahil edilmesini sağladı. 2022-2023 yıllarında UABB, dokuzuncu edisyonu için “Urban Village Tangram” temasıyla Nantou’ya geri döndü. Sanatçılar köy içindeki dar ara sokaklarda eserler üretmeye ve sergilemeye davet edildi. Aynı zamanda mimar da olan etkinliğin küratörleri, Nantou’da köylüler tarafından inşa edilmiş altı konutu seçip bu evlerde ‘mikro güncellemeler ve değişiklikler’ gerçekleştirdi.
Le Corbusier, “Bir Mimarlığa Doğru” kitabında işlevselci bir vizyonu yansıtan “Ev, içinde yaşanan bir makinedir” cümlesini kullanır. Burada ‘makine’ kelimesi, ihtiyaçlara göre sürekli olarak değiştirilebilecek bir yapıyı ifade eder. ARCity Office, bu doğrultuda “Nantou’daki bu evlerde birçok elemanın farklı üç boyutlu entegrasyon ve organizasyonlarını deneyerek parça parça değişiklikler yaptık,” diyerek projenin içeriğini açıklıyor.
Brikolaj mimarlığında, mevcut malzemeler yaratıcı ve alışılmadık bir şekilde kullanılarak benzersiz yapılar üretilir. ARCity Office, belirli işlevlerin iyileştirilmesi, mekansal mantığın yeniden düşünülmesi ve eski ile yeni unsurların entegrasyonu gibi konularda bu yaklaşımı benimsiyor. Mimarlar “Altı Brikolaj Evi” projesinde modern mimari tasarımı Nantou’nun tarihi dokusuyla harmanlıyor ve bu konseptlerini “eski ağaçların yeni tomurcuklar vermesi” şeklinde betimliyor.
‘Altı Brikolaj-Ev’ şu yapılardan oluşuyor: U1 Platform Pazar, U2 Benim Yurdum, U3 Modifiye Ev, U4 Kentsel Köy Sanat Galerisi, U5 Şehir Duvarı Miras Atölyesi ve U6 Wutong Topluluk Merkezi.
U1, ilk başta kentlilerin kendi kendine inşa ettikleri bir evin zemin katında yer alan bir dükkandı. ARCity Office, binada küçük çaplı yenilemeler yapıyor ve esas olan konut işlevini koruyor. Dükkan girişine üç set farklı yüksekliklere sahip konsol platformlar eklenerek sokak hayatından keyif almak için farklı bakış açıları sunuluyor ve yerel halk arasındaki ilişki güçlendiriliyor. Bu platformlar sergi alanı olarak da kullanılabiliyor. “Platform Pazar” ifadesi de buradan geliyor.
U2, Chunjing Caddesi’nde yer alan iki katlı kulübe benzeri bir yapı ve bitişiğindeki harap durumda olan üç katlı bir binadan oluşuyordu. ARCity Office, bu alanları karma kullanımlı bir kentsel komplekse dönüştürdü: zemin ve birinci katlarda kuryeler için yurt odaları bulunurken, en üst kat bir sivil toplum örgütünün ofisi olarak kullanılıyor. Yapının yasadışı şekilde inşa edilmiş metal kaplama çatısı ise kutu şeklinde alanlara dönüştürüldü. Ayrıca, birinci katta altı çelik kolonun desteklediği çelikten yeni bir balkon alanı oluşturuldu.
U3, köylüler tarafından 1980’lerde inşa edilen, küçük bir sokağa bakan avlusu ve geniş bir terası olan bir konuttu. Mimarlar, bu yapının mekansal kompozisyonunu yeniden tanımladı: avlu duvarları kaldırıldı ve iç ve dış mekanlar arasında dolaşan bir merdiven eklenerek labirent benzeri bir deneyim yaratıldı. Avludaki kaçak metal yapılar kaldırıldı ve yerine tuğladan bir ekleme yapıldı. Yeni gelen çatı çelik bir yapıya sahipken yerel zanaatkarlar tarafından geleneksel tekniklerle yapılan bir kiremit stiliyle kaplı.
U4, 1980’lerde köylüler tarafından inşa edilmiş, dış malzemesi taş kaplama olan bir konuttu. Başlangıçtaki mekansal düzeni, işçiliği ve malzemeleri bozulmadan korunmuş ve neredeyse 40 yıldır hiç değişmeden günümüze ulaşmıştı. Bu nedenle, mimarlar yapıya saygı göstererek yeni unsurların eklenmesinin eski mirası daha etkili hale getireceğini düşündüler.
ARCity Office, yapıyı sanat galerisi, mağazalar, yurt odaları ve sergi alanlarından oluşan karma kullanımlı bir alana dönüştürdü. Taş cephe korunurken, Zhongshan Sokağı’na bakan cepheye iki büyük çelik levha ve küçük, kıvrımlı bir dış koridor ekledi. Yeni mekansal deneyimler sunmak için yapının içine bir L şeklinde merdiven yerleştirildi ve merdiven boşluğu aynı zamanda sanat eserlerinin sergilendiği bir galeri işlevi kazandı. Üçüncü kattaki terasta ise ziyaretçiler, eski binaya ‘yapıştırılmış’ bir cam kutuyla karşılaşırlar ve teras, merdiven galerisinin devamı olarak bir sergi alanına dönüşür.
U5, başlangıçta köylülerin kendilerinin inşa ettiği bir grup evden oluşuyordu. Üç katlı bir bina, iki katlı kulübe benzeri bir yapı ile bunlara bağlı tek katlı bir yapıdan oluşuyordu ve hepsi Ming Hanedanlığı’na ait antik şehir surlarının temelleri üzerine inşa edilmişti. ARCity Office bu yapı grubunu ‘Şehir Duvarı Miras Atölyesi’ olarak yeniden düzenledi: geleneksel el sanatları atölyeleri, sanatçı konaklama birimleri, sergiler, ticari alanlar ve ofisler programa dahil edildi. Genel yapı içinde doğu ve batı tarafları arasına açık hava merdivenleri dahil edildi ve iki ana binayı birbirine bağlayan bir köprü yerleştirildi. Bu sirkülasyon sistemiyle binaların altındaki şehir surlarının temellerini ziyaretçilerin görebilmesi, dolaşabilmesi ve deneyimleyebilmesi amaçlandı.
U6, Wutong Caddesi üzerinde köylüler tarafından inşa edilen altı katlı bir konuttu. Önünde kentliler tarafından arabalar ve elektrikli araçlar için geçici park alanı olarak kullanılan küçük bir meydan bulunuyordu. Çöp toplama noktaları, elektrik direkleri ve geçici yaşam alanları da vardı ve bu da alanı aşırı kalabalık hale getiriyordu. Yenilemenin ardından bu sıradan ev ‘Wutong Topluluk Merkezi’ oldu. Birinci ve ikinci katlar sosyal ve kültür alanlar; üçüncü ila beşinci katlar konaklama birimleri ve altıncı kat ise sanat müzesi olarak hizmet vermeye başladı. Maliyet ve inşaat sınırlamaları binadaki müdahaleleri kısıtlamış olsa da ARCity Office bir dizi “işlevsel bileşen” tasarladı ve bunları özgün bir mimari form yaratmak için orijinal yapıya entegre etti. ARCity Office altıncı kattaki yasadışı yapılmış eklemeyi kaldırarak onun yerine her biri mini bir sergi alanı görevi gören beş adet çok renkli çelik kutu yerleştirdi.