Katılımcı, Kaira Looro Architecture Competition 2024

Katılımcı, Kaira Looro Architecture Competition 2024

Çağatay Çomaklı’nın Kaira Looro 2024 uluslararası yarışma kapsamında, Senegal’in güneyinde yerel referanslardan yola çıkan ve "oradalık" prensibiyle geliştirdiği bir doğum merkezi yapısı önerisi.

PROJE RAPORU

Doğum meselesine iyimser bir anlayışla her zaman oradaymış gibi ve oralı olan bir yapı sistematiği ile yaklaşmak ana hedef olmuştur. Daha sağlıklı mekanların olanağı sağlamak adına mimarinin araçları kullanılarak sağlanmaya çalışılmıştır.

Dünya üzerindeki nüfusun büyül bir kesiminin yaşadığı Afrika coğrafyasında yer alan Senegal’in bulunduğu konum ve değerleri ile öne çıkmaktadır. Bu bağlamda Senegal’in yerel sorunlarına çözüm olabilmek adına çıkılan bu yolda, tasarlanan yapı her zaman oradaymış gibi duran ama sunduğu çözümler ve mekansallıklar ile çevresine değer katacak bir tasarıma sahiptir.

Tasarım alanı, Güney Senegal’in büyük kentlerinden birisi olan Sedhiou’ya kuş uçuşu 10-12 km mesafede, daha küçük ölçekli bir kent olan Bambali’de yer almaktadır. Üst ölçekten bakıldığında kentler arası iletişimde de bir hiyerarşi doğrultusunda ağ sisteminin bir parçası olan kentin diğer farklı işlevlerdeki yapılar ve çevre kırsal yerleşimlerin buluşma noktası olması sebebiyle stratejik bir konumda olduğu söylenebilir. Bambali merkezindeki diğer işlevlerdeki yapılara yakın konumdaki boşluk tasarım alanı olarak seçilmiştir.

Çevresel verilerden, iklimsel verilerden, mevcut mimari dokudan, yerel malzeme ve yapım tekniklerinden, çevredeki renk ve dokulardan ve bunların yanı sıra yerel planlama çözümlerinden referans alarak gelişen tasarım çok boyutlu bir yapıya sahiptir.

Tasarlanan yapı, ihtiyaç programının gerektirdiklerini iklimsel veri ve geleneksel mimari tipolojiler ışığında çözümlemektedir. Bu bağlamda,  ihtiyaç programındaki daha steril olması gereken ve birbirleriyle bir sirkülasyon ağına sahip olması gereken doğumhane,  sezaryen ameliyathanesi,  yenidoğan ünitesi ve gözlem alanları kendi içinde bir koridor ile bağlanırken yapının diğer kolunda daha dışa dönük birimler konumlandırılmıştır. Bunlar personel alanları,  muayane alanları,  tuvalet alanları ve gözlem alanlarıdır. Bütün bu birimleri bir araya getiren ve aynı tek mekana açılan bir avlu yer almaktadır. Bu avlu ise hem resepsiyon işlevini yerine getirmektedir hem de oturma-bekleme alanlarına dönüşmektedir. Bu avlu çatı formunun farklılaştığı yerdir. Kesittteki bu farklılaşma sayesinde doğal ışık ve doğal havalandırma kontrollü bir biçimde yapının içine alınmaktadır.

Tasarımın bir diğer önemli noktası ise plandaki birimlerin müstakil birimler olmasıdır. Bu sayede birimler arasındaki 50 cm’lik boşluklar iç avluya ve iç mekanlara doğal temiz havayı alıp sirkülasyon ile soğutma etkisi de yaratmasıdır. Ayrıca bu sistem sayesinde yapı tek seferde inşa edilmek zorunda da değildir. Farklı dönemlerde inşa edilebilir ve en son çatı sistematiği entegre edilebilecektir. Yapının deprem yüklerine karşı müstakil birimler ile maksimum direnç göstermesi de sağlanmıştır.

Minimum seviyede mekanik sistem kullanılması öngörülen yapıda ışık-gölge oyunları mekanların açıklıklarını oluşturan dairesel boşluklarla sağlanmaktadır. Yapıda,  klasik pencere açıklıkları yer almamaktadır. Minimum iş gücü gerektiren ve ekonomik malzemelerle inşa edilmesi planlanan yapıda rosewood beams, brick ve metal sheet kullanılmaktadır. Açılan dairesel boşluklar hem ışığı kontrollü biçimde içeriye alıp yapının aşırı ısınmasını engellemektedir hem de sürekli bir hava sirkülasyonunun yapının içerisinde dolaşımına imkan vermektedir.

Yapım yöntemine bakıldığında, ahşap kolonlar ve sıvalı duvarların üzerine konumlandırılan birbirine geçmeli kiriş sistemi ile yapı çatıdan koparılıp doğal boşluk elde edilmiştir. Çatı iki farklı kottan oluşmaktadır. İkinci kottaki çatı hem doğal ışığı avluya almaktadır hem de birimleri saran avlu mekanını farklılaştırmaktadır.

Elde edilen yapı çevreden elde edilebilecek yerel malzemeler ve yöntemler ile kurgulandığından minimum ekonomi ve iş gücü ile inşa edilebilecek bir yapıdır.

Doğumhane tasarımının gerektirdiği mekanlar ve onların birbirleriyle olan ilişkileri çözümlenirken, geleneksel yapım yöntemlerinin ve mekan işleyişinin plan çözümleriyle nasıl bir arada düşünülebileceği tasarım aşamasının en önemli noktalarından olmuştur. Bu bağlamda 45×15 m lik parselin yaklaşık olarak 30x12m’lik bir kısmı kütle olarak kullanılıp mekanlar orta avluya açılacak biçimde tasarlanmıştır. Ameliyathaneler ve gerekli birimleri bir tarafta planlanırken diğer tarafta personel alanları muayane alanları ve genel tuvaletler konumlandırılmıştır. Orta boşluğu tanımlayan ikinci kottaki çatı ise olumsuz hava koşullarına karşın avluyu korumaktadır. Geleneksel malzeme, renk ve dokuların orta bir hacme bağlanan planlama ile bir araya getirilmesi tasarımın sonuç ürününü oluşturmaktadır.

Tasarımda malzeme seçimi yapılırken, yarışmacılara verilen material data dosyası referans alınarak, tasarımın gerektirdiği işlevleri yerine getirilebilecek, ekonomik, ulaşılabilir, gerektiğinde kolay tamir ve inşa edilebilir bir tasarım anlayışı kullanılmıştır.

Bir diğer taraftan oluşturulan malzeme kartelası ile çevredeki yapıların renk, doku ve malzemeleri referans olarak alınarak yapı her zaman oradaymış gibi bir his verilmesi hedeflenmiştir.

Yapının duvarları kolay inşa yöntemine sahip ciment brick malzeme ile inşa edilir yüzeyleri ise doğal sıva ile kaplanmıştır. Kolonlar, kirişler, çatı kirişleri, çatı dikmeleri gibi strüktürel elemanlar rosewood beams malzemesi ile tasarlanmıştır. Çatıda ise gerektiğinde kolay tamir edilebilmesi adına corrugated sheet malzemesi kullanılmıştır. Sağlık ekipmanları hariç bütün mobilyalar yine ahşap malzeme ile kurgulanmıştır. Öte yandan peyzaj olduğu gibi bırakılarak yapı zemininde ise broken tiles malzeme kullanılmıştır.

Yapı tasarlanırken öncelikle tuvaletlerin kanalizasyon bağlantısı yapılır. Ardından kütleyi oluşturan ayrı ayrı birimlerin taşıyıcı ahşap kolonları zemindeki tekil temellere ankraj edilecek şekilde inşa edilir. Ardından ciment brick malzemesiyle havalandırma boşluklarına uyularak duvarlar örülür. Eğrisel köşelerde ve boşluklarda merkez noktalar referans alınarak dönüş açılarına göre ip referansları çekilip duvarlar örülür. Duvarlar örüldükten sonra duvar üstlerine ankraj edilecek olan ahşap kirişler inşa edilir. Bu işlemden sonra çatının taşıyıcısını oluşturacak dikmeler ve kirişler çatının eğimine uygun uzunlukta ayarlanarak inşa edilir. Çatı taşıyıcı dikme ve kirişleri inşa edildikten sonra metal çatı yüzeyi konumlandırılır. Ardından ikinci kottaki çatı aynı sistemle inşa edilir. Yapı ortaya çıktıktan sonra doğal renkli sıva ile duvar yüzeyleri sıvanır. Peyzaja ve mekanlara konumlandırılacak mobilyalar da inşa edilip yerlerine yerleştirilerek yapı inşa edilmiş olunur.

Etiketler

Bir yanıt yazın