Anakaradan Uzakta Sedirden Bir Kulübe

Akb Architects, bir sporcu için Kanada'nın Ontario bölgesindeki uzak bir takımadada, sedir kaplı yazlık bir ev tasarladı.

Toronto’nun üç saat kuzeyinde yer alan Pointe Au Baril’in manzarası, Georgian Körfezi kıyısında uzanan kayalık adalardan oluşuyor. Whistling Wind Adası, anakaradan en uzak yerleşim yerlerinden biri olup bu bir dönümlük alanda, bir uçurtma sörfçüsü (kitesurfing) ve ailesi için bir konut yer alıyor.

Ada, sürekli olarak değişen su seviyelerine ve sabah güneşinin öğleden sonra beklenmedik dolu fırtınalarına dönüşebileceği değişken hava koşullarına maruz kalıyor. Ayrıca güçlü rüzgâr koşulları, Pointe Au Baril’i sahibinin uçurtma sörfü tutkusunun tadını çıkarabileceği ideal bir yer haline getiriyor.

Konut, her biri gümüş rengine dönen batı kırmızı sediri şıngılları ile kaplanmış, dört eğimli çatılı yapıdan oluşuyor ve belirli ışık koşullarında çevredeki kayalarla uyum sağlıyor. Ana kulübe en yüksek rakımda yer alırken, misafirler için bir misafir evi, sauna ve küçük bir fitness stüdyosu içeren tekne deposu ise diğer çıkıntılara yerleştirilmiş.

İki büyük binanın etrafını saran ahşap güverteler, her açıdan manzara sağlarken kayaların ve suyun üzerinden geçen geçitler ve iskeleler, tüm yapıları birbirine bağlıyor. Büyük üç camlı paneller açılarak iç mekân ve dış mekânı birbirine bağlarken çapraz esintilerin, iç mekanları doğal olarak serinletmesine olanak tanıyor. Diğer pencereler, yazın yüksek güneşinden gölge sağlayan derin saçaklara sahipken içeride de oturma alanları ve masalar için nişler oluşturuyor.

167 metrekarelik ana kulübe, açık planlı bir oturma odası, mutfak ve yemek odası, iki yatak odası, ortak bir ebeveyn banyosu ve bir çamaşır odasından oluşuyor. Mekanlar, manzaranın çizgilerini vurgulamak amacıyla yatay olarak döşenmiş, özel beyazlatılmış sedirle neredeyse tamamen kaplanmış.

Benzer bir malzeme yaklaşımı, dört kişilik yatak kapasitesine sahip olan ve içinde bir banyo, küçük bir mutfak ve bir oturma alanı bulunan misafir evinde de kullanılmış. Manzara üzerindeki etkiyi en aza indirmek için iki ana yapı, önceden var olan yapıların ayak izleri üzerine inşa edilmiş.

Isıtma, odun yanan şöminelerle sağlanırken çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi için anında sıcak su sağlayan tanksız bir su ısıtma sistemi kullanılmış. Banyo ise koy tarafında olup duş için dışarıdaki doğal su kaynağı kullanılıyor.

Kulübenin mevsimlik kullanımı, Pointe Au Baril’de kasım ayı civarında suyun üzerinde buz oluştuğunda sona eren tekne erişimi tarafından belirleniyor. Sert kış aylarında, binaların pencerelerini kapatmak için içe gömülmüş alüminyum garaj kapısı benzeri kapılar aşağıya doğru iniyor ve yüzer iskeleler sudan çıkarılıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın