Philip Johnson tarafından tasarlanan Glass House'un müştemilatı olan Brick House, 15 yıl boyunca kapalı kalmasının ardından restore edilerek yeniden açıldı.
Mimar Mark Stoner ve National Trust for Historic Preservation liderliğindeki proje, tarihi Glass House’un hemen karşısında bulunan küçük bir bina olan Brick House’un dış ve iç restorasyonunu içeriyordu.
Eğimli arazisi nedeniyle yapının sürekli olarak “su sızıntısı” yaşaması sebebiyle bina 2008 yılında kapatıldı.
2022 yılında başlayan restorasyon kapsamında, arazi drenajı, kaplama ve iç kaplamalarda iyileştirmeler, çatı ve tavan pencerelerinin değiştirilmesi, pencere onarımları, sanat eserlerinin korunması; binanın mekanik ve elektrik sistemlerinin tamamen değiştirilmesi gibi yapısal ve estetik unsurlarda güncellemeler yapıldı.
“Görünüşte bu kadar basit bir yapı olan Brick House’u korumak, muhafaza etmek ve restore etmek için gereken çalışma oldukça kapsamlıydı.”
Mark Stoner
“Onlarca yıl boyunca binanın üstünden ve altından içeri sızan suyun neden olduğu hasar binaya ciddi zararlar verdi. Buna rağmen, proje artık tamamlandığına göre, çoğu ziyaretçi bu projeye harcanan muazzam miktardaki dış ve iç restorasyon çabalarından tamamen habersiz olacak.”
Glass House’dan iki ay önce 1949’da tamamlanan Brick House, 2005’teki vefatlarına kadar ABD’li mimar Philip Johnson ve ortağı David Whitney için kişisel ve konuk evi olarak hizmet verdi.
Glass House’dan 24 metre aşağıda, çimenlik bir alanla ayrılmış ve taş bir patikayla birbirine bağlanmış bir konumda bulunuyor.
Diğer ev,n cam duvarlarının aksine Brick House, arkası boyunca uzanan büyük yuvarlak pencereleri olan üç opak tuğla duvardan oluşuyor. Cephesinde tek bir kapı bulunuyor.
Her iki yapı da 17 metre yüksekliğinde olmasına rağmen, Glass House’un yarısı kadar derinliği var.
Bodrum katı da olan Brick House, her iki yapıyı da çalıştıran mekanik ekipmanları barındırıyor.
Johnson, 1991 yılında Ulusal Tarihi Eserleri Koruma Vakfı’yla yaptığı bir röportajda Brick House hakkında “İnsanlar orada pek fazla mimari olmadığını söylüyor. Orada herhangi bir mimari olması amaçlanmadı. Yapı, misafir odaları, banyolar, gerekli eşyalar ve ısıtma sistemlerini içeriyor.”
Johnson’ın tuğla kaplama kullanımı, Prusyalı mimar Karl Friedrich Schinkel’den ilham alan Mies’in malzeme kullanımından da esinlenildi.
“Mies, Schinkel’in basitleştirilmiş, neoklasik yaklaşımının tuğlayı özellikle zarif bir şekilde kullandığını hissetti. Bu yüzden Johnson’ın Connecticut’ta tuğla kullanımı, tarihi referanslarla derinden iç içedir.”
Restore edilmiş versiyon, Johnson’ın 1953 yılında taşındıktan sonra yenilediği evin düzenlemesini içeriyor; bu düzenlemenin içinde yuvarlak pencereleri boyunca yerleştirilmiş geniş bir yatak odası, okuma odası ile evin ön tarafı boyunca devam eden ve içinde tek bir banyo bulunan ince bir koridor mevcut.
İç mekan, okuma odasında eklektik bir malzeme ve mobilya karışımı içeriyor.
“Glass House’un aksine bu yapı, Johnson’ın on yıllar boyunca peş peşe değişiklikler yaparken yeni stiller ve malzemelerle deneyler yapabileceği yaratıcı bir tuvaldi.”
The Glass House’un yöneticisi Hilary Lewis’e göre, yatak odasının kemerleri neoklasik mimarlar Robert Adam ve John Soane’den esinlenerek tasarlandı ve bunlar “Johnson’ın geleneksel modernizmden cesurca uzaklaşmasının en erken örneği”.
“Johnson’ın akıl hocasının estetiğinin benimseyişine rağmen, Johnson hem Brick House hem de Glass House’da Mies’in simetriden orantıya kadar olan pek çok bakış açısından açıkça uzaklaşmıştı.”
“Johnson, Brick House gibi minimal bir şeyde bile, her ikisine de sınıfçılık ve tarihsel referans ögeleri eklemekten kendini alamadı.”