fardaa architecture & urban design tarafından tasarlanan konut projesinde arsadaki mevcut yapının karakteri korunarak modern yaşam ve çalışma alanları eklenmiş.
Islington’da, iki ev arasında konumlanan Fortyfour House, yanındaki evin sahibi tarafından 1870’lerde inşa edilmiş.
İki garaj arasında izole bir konumda yer alan Fortyfour House, mavi boyalı cephesiyle yanındaki çıplak ve çeşitli tuğlalarla tezat oluşturuyor. Bina, küçük ölçeği ve kendine has mimari yapısıyla dikkat çekerken bölge sakinleri tarafından “The Blue House” olarak adlandırılıyor.
Projenin uyarlamaları kapsamında cephe, yan duvarlar, zemin döşemesi ve kirişler korunmuş, arka kısım ise birinci katta mülk sınırına kadar uzatılmış ve alt kısımda korunmuş ancak küçültülmüş bir teras yer alıyor. Dışarıdan bakıldığında, mevcut açıklıkların kemerlerini kaplayan yeni ince çerçeveli pencereler, genişletilmiş yan duvarlar ve yeni bir parapet ile yapılan değişiklikler minimal bir görünüm sunuyor.
Cephenin mavi tonu, Wedgewood Jasperware’in mavisini andıran daha açık bir ton olarak korunmuş, özellikle beyaz detaylarla birleştirildiğinde estetik bir bütünlük sağlıyor. Mimar, evin kaba tuğla işçiliği, eğik duvarları ve minyatür ölçeği ile birlikte gururlu bir kişiliğe sahip olma hissini korumak istemiş.
Zemin katın iç mekanı, üç doğrama parçasıyla tezat oluşturan basit ama dokulu bir kutu olarak tasarlanmış. Bu doğramalardan her biri odanın bir köşesini kaplamakta ve ya bir pencere, merdiven ve mutfak ya da kompakt terasa açılan pencereleri içeriyor.
Tamamen katlanabilir pencereler, teras ve evle örtüşerek öğleden sonra ve akşam güneşinden yararlanılmasına olanak tanıyan yarı açık hava yemek alanları sunuyor. Üst dolap kapaklarının aynalarla kaplanması, mekanın genişlemiş hissini artırmakta ve beklenmedik perspektifler oluşturuyor.
Üst katta, her biri mükemmel ışık ve doğal havalandırma sağlamak için tavan pencerelerine sahip iki yatak odası ile bir banyo bulunuyor. Mantar döşemeler, ayakları sıcak tutarken mekanlar arasındaki ses hareketini azaltırken duvarlara ile tavanlara uygulanan kireç sıva, dokulu ve ses emici bir yüzey sunuyor.
Fortyfour House, karakteristik binayı geliştirirken, evin sokaktaki varlığının cazibesini yansıtan çağdaş bir iç mekan sağlamayı hedefliyor. Bu proje, tarihi binaların günümüzün sürdürülebilirlik ve yaşam tarzı ihtiyaçlarına uygun olarak uyarlanmasının, hala hareketli ve kişisel yaşam alanlarıyla sonuçlanabileceğini gösteriyor.