Mecanoo ve Royal HaskoningDHV tarafından Delft'te tasarlanan yeni çarpıcı multimodal istasyon, yolcuların trenden indiği andan itibaren doğayı kucaklayan tasarımı ile öne çıkıyor.
Hollanda’nın merkezinde bulunan Ede şehri, yaklaşık 120.000 nüfusu ve fundalıklar, kum tepeleri ile ormanlık alanlardan oluşan 55 km² büyüklüğündeki Veluwe National Park’a olan yakınlığıyla biliniyor.
2008 yılında ProRail ve Municipality of Ede, planlanan emlak gelişiminin yol açacağı yolcu artışıyla, 2030 yılına kadar günlük 25.000 yolcuya ulaşması beklenen Ede-Wageningen Tren İstasyonu’nu genişletme kararı aldı. Yeni istasyon tasarımı, artırılmış hizmet alanları, işlevsellik ve yolcu güvenliği sunarken sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşım da sergiliyor.
İstasyonun en ikonik unsuru olan ahşap çatı, yapraklarla örtülü bir gölgeyi andıracak şekilde tasarlanmış. Görsel olarak sade ve sofistike bir izlenim yaratan bu çatı, ulaşım merkezinin çeşitli alanlarını birbirine bağlayarak her yönden kolay yön bulma imkanı sunar. Yapı, her biri 27 metre uzunluğunda 23 ahşap üçgenden oluşmakta olup neredeyse her düğüm ve sütun farklı yönlere bakacak şekilde konumlandırılmış. Bu düzenleme, yapının mimari iddiasını korumasına ve aynı zamanda ciddi bir kuvvet yükü taşımasına olanak tanıyor.
Üçgen çatı pencereleri, gün ışığının platformlara düşmesini sağlarken yolcuları doğal bir şekilde yaya tüneline yönlendiriyor. Yerel Veluwe manzarasından esinlenen ahşap, taş, cam ve çelik gibi tamamlayıcı doğal malzemelerin kullanımı, sağlam mimari detaylarla birlikte tasarımı sadece dayanıklı değil aynı zamanda zamansız kılarak tren istasyonuna doğa hissi katıyor.
Güzel tasarımın yanı sıra işlevsellik, bütüncül yaklaşımın merkezine yerleştirilmiş. Tasarım ekibi, yolculuğun tüm bileşenlerini birbirine bağlayarak, sezgisel mekansal yön bulma çözümlerini tasarımlarına entegre etmiş ve insanların hızlı, kolay bir şekilde hareket edebilmesini sağlamış. İstasyon çevresiyle bütünleşerek, yolcuların trenden indikten itibaren gerçek bir yer duygusunu deneyimlemeleri sağlanmış.
Tasarımlarda, ekibin belirli ekolojik gereklilikleri de dikkate alması gerekiyormuş. Bu doğrultuda, bir trafo merkezinin yarasa mağarası olarak işlev görmesini sağlamak üzere uyarlamalar yapılmış ve optimize edilmiş aydınlatma çözümleri uygulanmış.
Ayrıca, yalnızca demiryolu raylarında yaşayan nadir bir cırcır böceği türü olan Eumodicogryllus Bordigalensis’in habitatı korunmuş. Bu türün yaşam alanlarının korunması, raylar boyunca peyzaj tasarımının temel çıkış noktası olarak belirlenmiş.
İstasyon, yolcuların güvenliği ve konforunu ön planda tutarak tasarlanmış. Peronlara erişim sağlayan yaya tünelinin güney girişinde perakende satış birimleri konumlandırılmış olup, peronlardan tüm ulaşım modları rahatça görülebiliyor. İstasyon meydanı, otobüs meydanı, indirme-bindirme alanı, taksi ve bisiklet park alanları.
Tasarıma entegre edilen geniş kapalı bisiklet park yeri, Veluwe’nin eşsiz manzarasını sunan bir yaya ve bisiklet köprüsüyle doğuya bağlanarak 5.500 bisikleti barındırabiliyor. İşlevlerin akılcı yerleşimi sayesinde yolcular farklı ulaşım türleri arasında kolayca geçiş yapabilirken Ede-Wageningen, gerçek bir yeşil ulaşım merkezi kimliği kazanıyor.
Kapalı otopark, çevre düzenlemeleri ve Ede ile Wageningen arasında demiryolunun altından geçecek yeni yaya ve bisiklet tüneli şu anda yapım aşamasında olup, tamamlanmasının 2026 yılına kadar süreceği öngörülüyor. Bu tasarımlar bir araya gelerek yolcuların kullanımına açılmış olan Ede-Wageningen tren istasyonunu haritada önemli bir nokta haline getirecek ve Veluwe National Park’a açılan bir kapı olarak konumunu pekiştirecek.
Hollanda’da Ede Wageningen Tren İstasyonu Yarışmayla Yap’ılıyor