AEDES/ANCB’de düzenlenen ilk “Mind the Gap” konferansı; mimarlıkta çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konularını ele almak amacıyla uluslararası kadın mimarları, akademisyenleri, öğrencileri ve genç uzmanları bir araya getirdi.
1 Kasım 2024’te Berlin’de düzenlenen Mimarlık Forumu AEDES/ANCB’de düzenlenen ilk “Mind the Gap” konferansı, mimarlıkta çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konularını ele almak amacıyla uluslararası kadın mimarları, akademisyenleri, öğrencileri ve genç uzmanları bir araya getirdi.
Kâr amacı gütmeyen Diversity in Architecture (DIVIA) tarafından organize edilen etkinlikte; akademide, sektörde ve diğer alanlarda “mevcut boşluklar” üzerine diyaloğu derinleştirmek, başarılı girişimleri öne çıkarmak ve ilham verici eylemler başlatmak hedeflendi.
Adjaye Associates NYC Studio CEO’su ve Ulusal Azınlık Mimarları Örgütü’ne (National Organization of Minority Architects) 53 yıl boyunca başkanlık yapan beşinci kadın olan Pascale Sablan, az temsil edilen sesleri mimarlık alanında yükseltme konusundaki kararlılığına dair bir açılış konuşması yaptı.
Sablan, önyargılarla mücadele ve sistemsel sorunların üstesinden gelmek için geliştirdiği girişimleri paylaştı ve öğrencilik yıllarındaki bir deneyimini aktardı: Erkek bir profesör, ona ayağa kalkmasını söylemiş ve siyahi bir kadın olduğu için mimarlıkta başarılı olamayacağını iddia etmiş. Bu olay, meslekteki sistemsel zorlukları ele alma konusundaki kararlılığını körüklemiş.
“Yıllar önce ayağa kalkmam istendi ve o zamandan beri bizler için ayakta durup mücadele ediyorum.”
Siyaset teorisyeni ve kentsel sosyolog Dr. Friederike Landau-Donnelly, mimarlıkta süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri üzerine düşüncelerini paylaştı ve bu eşitsizliklerin nüanslı ve kesişimsel doğasına dikkat çekti.
“Bu ‘boşluk’, herkes için aynı derecede sorunlu ve acı verici olan tek şey değil. Boşluk içindeki kesişimler üzerine düşünmek gerekiyor.”
Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’ndeki (KIT) Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Arşivi (saai) araştırma görevlisi Mechthild Ebert, arşivin neden 248 kayıttan yalnızca altısında kadın mimarlara yer verdiğine dair bilgiler sundu. Bu dengesizliği gidermek için atılan adımları açıkladı.
“Koleksiyonları çeşitlendirmeye çalışıyoruz; alternatif formatlar, tematik odaklar ve çapraz okumalar oluşturuyoruz. Yeni koleksiyonlar oluştururken kadınlara ve marjinal gruplara öncelik veriyoruz. Arşiv materyalini erişilebilir hale getirerek araştırmayı destekliyor ve arşivin evrimini yansıtarak boşlukları aktif bir şekilde tanımlıyor ve şeffaflığı artırıyoruz.”
Oslo merkezli Snøhetta’nın Direktörü Jette Hopp, firmanın “boşluksuz mimarlık” yaratma çabalarından bahsetti. Çeşitliliği merkeze alan ve diyalog odaklı süreçlerle stüdyo, katılımı ve etkileşimi teşvik ediyor.
“Bu tek bir katkıdan ibaret değil, bu kolektif bir yazarlık.”
Londra’daki Zaha Hadid Architects’in Direktörü Melodie Leung, firmanın evrimini ve ekibinin Zaha Hadid’in vizyonunu bugün nasıl somutlaştırmaya devam ettiğini anlattı.
“Dünyanın değişen ihtiyaçlarıyla çalışmak ve farklı disiplinler arasında iş birliği yapmak her ne kadar zorluklarla dolu olsa da, projeler ve ekipler arasında fikirlerin birbiriyle etkileşime geçmesi çok değerli.”
Rozana Montiel Estudio de Arquitectura’nın Kurucusu Rozana Montiel, etkinliğe şiirsel bir dokunuş kattı ve mimarlığı üç eylemden oluşan “kolektif bir eylem” olarak tanımladı: sanatsal pratik, yapılı çevrede müdahale ve pedagojik bir öğrenme pratiği.
“Güney Yarımküre’den gelen bir kişi ve bir kadın olarak, somut varlığımın belirli alanlarda değişimi görünür kılmasından dolayı kendimi şanslı hissediyorum.”
Üç bölümlük konferans; Anupama Kundoo, Claudia Berger-Koch, Sol Camacho, Mona Bayr ve Renato Turri gibi mimarlığın önde gelen isimlerinin katıldığı bir panel tartışmasıyla sona erdi. HPP’nin ortağı olan Claudia Berger-Koch, kadınların büyük firmalarda liderlik pozisyonlarına gelmesini engelleyen keyfi bariyerlerden bahsederek bu engelleri yıkma taahhüdünü yineledi. Hint mimar ve profesör Anupama Kundoo ise, yükselmek isteyen mimarlara, başkalarının onlara nasıl davrandığından bağımsız olarak özdeğerlerini yüksek tutmaları gerektiğini hatırlattı.
Bu ilk etkinliğin ardından, DIVIA konferansı, iki yılda bir yapılan DIVIA Ödül Törenleri arasındaki yıllarda düzenlenmeye devam edecek. 2023’te başlatılan ödül, şu anda 2025 edisyonuna hazırlanıyor: Adaylar bu Aralık ayında, finalistler Ocak 2025’te açıklanacak ve kazanan, Mayıs 2025’te Venedik Mimarlık Bienali’nde onurlandırılacak.