Rakun Mimarlık'ın “Odak Ürgüp” Kent Merkezi İçin Fikir Projesi Yarışması için tasarladığı proje, ikincilik ödülü kazandı.
Kapadokya’nın önemli merkezlerinden biri olan Ürgüp, zengin tarihsel katmanları ve özgün coğrafyasıyla yerli halk ve ziyaretçiler için bir cazibe merkezi olmuştur. Bu proje, Ürgüp’ün merkezinde yer alan Cumhuriyet Meydanı, tarihi çarşılar, eski otogar alanı ve kamusal avlularla çevrili bir alanda bulunmaktadır. Ürgüp’ün geleneksel mimari dokusunu koruyarak, sosyal yaşamın dinamiklerini bir araya getiren bu alan, geçmiş ile geleceği birleştiren bir köprü işlevi görecektir. Temenni Tepesi gibi ikonik yapılarla komşu olan bu alan, hem yerel halkın hem de turistlerin sosyal etkileşimlerini zenginleştirecek ve mevcut kent dokusuna uyumlu bir odak haline gelecektir.
Ürgüp, taşın, toprağın ve zamanın bir arada yoğrulduğu, her köşesinde tarih ve hafızanın izlerini barındıran bir kenttir. Walter Benjamin’in dediği gibi, “Geçmiş, bir anı biriktirme mücadelesidir.” Bu anılar, Ürgüp’ün taş sokaklarında, tarihi taş evlerinde, köklü bağcılık kültüründe yaşamaya devam eder. Bu proje, Ürgüp’ün derin hikayelerini kent merkezinde yeniden canlandırarak, geçmişle bugünü ve sosyal bağları güçlendiren bir “Bağ Bozumu” deneyimi sunmayı amaçlamaktadır. Meydanı çevreleyen yapılar, Ürgüp’ün tarihsel bağcılık kültürünü yansıtır. Üzüm asmalarının yetiştiği, gölgelik alanların yer aldığı bu yapılar, etkinlik günlerinde tentelerle donatılarak sosyal etkileşim için bir toplanma alanı sunar. Meydanı çevreleyen bu strüktür, sosyal bir alan olarak ziyaretçilerin bir araya gelip geçmişin hikayelerini paylaştığı bir alan yaratır. Alanın ekolojik dengeye katkı sağlamak amacıyla eski bir vadinin izlerini taşıyan bir yeşil hat eklenmiştir. Damsa Çayı’ndan sızan bu yeşil hat, kır ve kent ilişkisini vurgulayan bir doğal bağlantı oluşturur.
Proje alanı, İstiklal Caddesi’nden başlayarak eski otogar alanına kadar genişleyen bir yaya aksı üzerine kurulur. Kalkerli doğal taş ile döşenen bu bölge, ek yapılardan arındırılmış, yayaların öncelikli olduğu ve sosyal bağları güçlendiren bir alanlar dizisi oluşturur. Ürgüp Hamamı’ndan başlayan bu alan, kentin kimliğine dokunan bir süreklilik sağlarken, geçmiş ile geleceğin birleştiği bir döngü sunar.
Bu kent meydanı, ortaçağ meydanlarının akışkan yapısına benzer bir yapıya sahiptir. Şehir içinde belirgin rotaların birleşme noktasında yer alan meydan, hem yerel halka hem de ziyaretçilere sosyal bağlar kuran bir mekan sunar. Meydanda Temenni Tepesi’ne uzanan kültürel ve tarih rotaları, gastronomi rotası ve sosyal rotalarla birleşerek kentsel bağları güçlendirir. Ürgüp’ün ruhunu, kentin ritmiyle uyum içinde geleceğe taşıyan bu meydan, sosyal yaşamı zenginleştiren ve geçmişten gelen değerleri kente kazandıran bir merkez işlevi görür.
Projede kültürel bağ, Ürgüp’ün bağcılrt<, geleneğini yaşatan ve Kanlıca deresi su izini yeniden canlandıran unsurlarla kurulmuştur. Meydanı çevreleyen yapı, asma üzümlerinin yetiştiği, gölgeli bir alan sunan bir atmosfer yaratır ve çevredeki çarşılarla bağlantı kurar. Taş döşeli yollar ve yüzeye çıkarılan eski su hatları, Ürgüp’ün doğasına ve tarihine saygılı bir yeniden canlandırma sağlamaktadır.
Projede, Meydanı meydana bağlayan yolların her bir aksı, insanların birbirine ve kente bağlanmasını sağlayan bir ağ olarak işlenmiştir. Bu yollar, kentin dinamiklerini meydana akıtırken, ziyaretçileri Temenni Tepesine doğru panoramik bir bakış açısına davet eden amfi alanında buluşturur. Amfi, sadece bir oturma ve toplanma noktası değil, aynı zamanda altında yer alan atölye ile kente sosyal ve kültürel bir değer katmaktadır. İnsanları bu odakta bir araya getiren amfi, Ürgüp’ün panoramik güzelliklerini gözler önüne sererken, kent ile doğa arasında kurulan bağları güçlendiren bir geçiş alanı sağlar.
Ürgüp’ün panoramik güzelliklerini sunan amfi alanı ise yalnızca bir oturma alanı değil; altında yer alan atölyesi ile kent için sosyal ve kültürel bir merkez işlevi de görür. Temenni Tepesine uzanan bakış açısı sunarak kentle doğa arasında bir bağ kuran amfi, çevresinde geçirgen bir çeperle peyzaj ve kent dokusunu birleştirir. Bu alan, açık hava sineması ve toplumsal etkinlikler için kurgulanan bir yüzey sunarak Ürgüp’ün sosyal belleğine katkı sağlar.
Proje kapsamında, meydanı çevreleyen tüm bileşenler dizgesel bir gezi rotası ile birbirine bağlanır. Bu rota, kentin hikayesini, tarihi ve doğal unsurları bir çerçevede sunarak ziyaretçilere Ürgüp’ü keşfetme imkanı sunar. Dizgesel gezi rotası, zemin kaplamasındaki farklılıklar ve belirli noktalara yerleştirilen üç boyutlu elemanlar ile güçlendirilir. Kentin taş avluları, açık hava sineması, festivaller ve toplu yemek etkinlikleri gibi etkinliklerle zenginleştirilmiş bu alanlar, kentsel hafıza öğelerini ve sosyal bağları bir araya getirir. Güllüce Caddesi’nde, gastronomi sokağı olarak planlanan alanda, masalar, sarmaşıklarla kaplı mekanlar ve basamaklar dizilerek sosyal bir doku kazandırılmıştır. Yaya, öncelikli düzenlenen bu alan, kentlinin ve ziyaretçilerin Urgüp’ün gastronomi kültürünü deneyimleyebileceği ve kentin ritmini hissedebileceği bir rota olarak hizmet verir.
Ürgüp’ün tarihi taş evlerinde, eski sokaklarında bir m sal gibi var olan tarih, bu projede yeniden hayat bulur. Cahit Külebi’nin dizelerinde olduğu gibi, Ürgüp, taş evleriyle, çocuk sesleriyle geçmişi fısıldayan bir, kent olarak projede vücut bulur. Ürgüp’ün kültürel ve sosyal belleğini yaşatan bu proje, modern kentsel yaşantıyı kültürel mirasla buluşularak yerel kimliğini korur. Sosyal bağları güçlendiren, kültürel ve doğal dengesini önemseyen bir kent vizyonu sunan bu meydan düzenlemesi, Ürgüp’ün köklü tarihini korurken, geleceğe yönelik sürdürülebilir çözümler üretir.
Ürgüp’ün ruhunu, doğasını ve geçmişini yaşatan bu proje, sade estetik bir düzenleme değil; sosyal ve kültürel mirası, ekolojik dengeyi, kentsel bağları güçlendiren bir yaşam alanı yaratır. Kentin tarihine, doğasına ve kültürel değerlerine saygılı bir yaklaşımla Ürgüp’ün kimliğini gelecek kuşaklara aktaracak, kentin belleğinde yeni bir iz bırakacaktır.
Sürdürülebilirlik, proje kapsamında yeşil alanlar ve doğal taş döşemeler gibi ekolojik unsurlarla desteklenmiştir. Ürgüp’ün iklimine uyumlu bitki örtüsü, asma üzümleri ve yerel bitkilerle donatılan yapılar, kent içindeki doğal serinliği koruyarak mikro iklimi dengeler. Bu alanlar, kente sosyal yaşantıyı zenginleştirmenin yanı sıra çevresel bir duyarlılık da sunar. Sürdürülebilirlik, yalnızca ekolojik unsurlarla değil; meydanı çevreleyen modüler ahşap ve metal strüktürlerle de sağlanır. Sarmaşıkların kolayca büyüyebileceği bu strüktürler, yağmur suyu toplama sistemleri ve fotovoltaik panellerle donatılarak güneş enerjisini aydınlatmada kullanılır. Ürgüp’ün kent merkezinde yaşayan, doğal kaynakları koruyan ve kentin ekolojik dengesine saygı duyan bir çevre yaratmayı amaçlayan bu düzenleme, kent deneyimini çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda geliştirmektedir.