Katılımcı, “Odak Ürgüp” Kent Merkezi İçin Fikir Projesi Yarışması

Ömer Özeren ve ekibinin “Odak Ürgüp” Kent Merkezi İçin Fikir Projesi Yarışması için hazırladığı proje önerisi.

Proje Raporu:

HAzaN

“Üzüm bağlarının bereketinde, buluşma, umut etme, birlikte yaşama ve mutlu olma düşlerini saklayan sürekli canlı kalan bir sonbahar durağı.”

Meydanlar, tüm kültürlerde insanların buluştuğu, bir araya geldiği, alışveriş yaptığı yeme-içme mekânları, sosyal-kültürel yapılar ve tören alanlarının kesişiminde, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçası ve kentlerin önemli mekânsal bileşenleridir. Tarih boyunca medeniyetlerden günümüze kent kültürünü ve görkemini simgeleyen bu alanlar, hem fiziksel hem de sosyal birer miras olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Ürgüp’ün kent içindeki önemli aksları olan Güllüce ve Suat Hayri Ürgüplü Caddeleri arasında yer alan bu meydan, Güllü Sokak ile ana caddeye bağlanmaktadır. Meydanın bu yönde ana giriş ve bağlantı noktası Güllü Sokak ile sağlanırken, Dumlupınar Caddesi yönünde ise merdivenlerle Ürgüp Köy Terminali’ne açılan otopark alanı bulunmaktadır. Meydanın kamu yoluna açık olması ve bu yolların uzantısı olarak algılanması, giriş düzenlemesiyle mekâna davetkâr bir hissiyat katmaktadır. Otobüs durakları ve otopark alanları gibi taşıt trafiğiyle ilişkilendirilen bu alanda, düz ve rampa yollar tercih edilerek engelsiz erişim sağlanmıştır.

Koruma Amaçlı İmar Planı’nda, kentin farklı bölgelerinde yer alan küçük meydanlar için tekrarlanabilir bir tasarım modeli geliştirilmiştir. Ancak bu model, tek tip bir yaklaşımdan ziyade, her meydanın bulunduğu fiziki çevre ve topoğrafya ile bütünleşmesini gözeterek şekillendirilmiştir. Ürgüp’ün geleneksel dokusundaki organik yapılanma ve ritmik düzen, meydan tasarımına ilham vermiştir. Yerel malzeme kullanımı ile şekillenen ve yapılarla mekânlar arasında saygılı bir uyum sergileyen bu geleneksel doku, meydanın düz ve fon oluşturan tasarım unsurları ile bir kontrast yaratacak şekilde ele alınmıştır.

Mevcut meydanın çevresindeki ulaşım yolları ve farklı kotlardaki yapılar, Ürgüp topografyasının doğal bir yansıması olarak meydanı şekillendirmiştir. Organik ve kotlu yapılanma, çeşitli kentsel mekânları birleştiren bir yürüme aksı ile tasarlanmıştır. Çevredeki yapılar, zemin ve üst kat ilişkilerini artıracak şekilde kamusal alanlarla buluşturulmuş ve meydanın erişilebilirliği güçlendirilmiştir. Bu aks, engelli erişimine uygun rampalar ve gerektiğinde kullanılacak merdivenlerle desteklenerek diğer meydanlarla bağlantı sağlanmıştır.

Tasarım alanın, etkileşim alanlarını kapsayan bir geçiş mekânı olmanın ötesine geçerek, aidiyet duygusunu güçlendiren ve şehrin kültürel geçmişiyle derin bağlar kuran, günümüz yaşamının dinamiklerine yanıt veren bir işlevsellik kazanması amaçlanmıştır. Böylece, geçmişten günümüze ve geleceğe yerin ruhunu (genius loci) deneyimleten, sahiplenilen ve yaşanabilir bir kentsel durak haline getirilmiştir.

Ana Fikir

Merleau Ponty’e göre “Bir deneyimi(fenomeni) gerçeklik düzleminde kendi özüne taşıyabilmek için onun karşısında mesafe almamız, onu ve kendimizi bütünüyle düşsel olanın saydamlığına sokmamız, onu hiçbir zeminin dayanağı olmaksızın düşünmemiz, yani hiçliğin derinliğine inmemiz gerekir.”

Bu tasarımın ana fikri, Temenni Tepesi’ndeki ağaçlara bağlanan umut bezlerinden ve şarap veya pekmez süzme işlemlerinde kullanılan, kentin belleğinde iz bırakmış bezler ve asmalardan esinlenmiştir. Tasarımda, karşıtlıklar arasında bir akış yaratmak amacıyla “bez” kavramı üzerinden bir dil geliştirilmiştir. Ana tema, belirli alanları bilinçli olarak dışarıda bırakarak figüre odaklanmak gerektiği fikrine dayanır. Bu yaklaşım, dikkatimizi uyandırmak için rüzgarın sahneyi hareketlendirmesi gerekliliğini vurgular. Tasarımın temel hedefi, göz ardı edilen veya unutulmuş olayları hatırlatma amacıyla, belirsizliğin anlamını açığa çıkarma ihtiyacını algısal bir güce dönüştürmektir. Bu tasarım dili, mekânın kendisini, izleyicinin bellekle ve algıyla kurduğu ilişkide işlevsel bir aracı olarak konumlandırır.

Belirsizliğin anlamsal düşünce biçimi fenomenlerle ele alınmıştır. Fenomenler insanın görebileceği, duyabileceği, koklayabileceği, dokunabileceği ve sezebileceği her tür olgu, durum, olay ya da yaşantıyı konu edinebilen basit nesnelerin gündelik deneyiminin düşünce biçimi için bir çıkış noktası olarak kabul edilir (Zahavi, 2020). Tasarım alanı içerisinde ışık, renk, doku, doğal malzeme, mekânın sesi: rüzgar, mekanın kokusu fenomenler olarak belirlenmiştir. Mimarlıktaki bu kavramlar, özne ile nesne arasındaki bağı fenomenolojik bir olgu olan deneyim temelli tasarım üretim süreci aracılığıyla incelememize olanak tanırken “yer” e ait bir fikrin geliştirilmesine katkı sağlamıştır.

Holl’a (2000) göre, Sayısız bakış açısından yönlendirilen bir mimari ürünün yer ile mekan arasındaki yakın bağlantısı mekansal alanla vurgulanır. Mimarlık ile yerleşim alanı arasındaki duyusal ilişkiyi şiirsel ve metafizik bir bakış açısıyla vurgular. Diğer sanatsal disiplinlerin aksine, mimari ile yer arasındaki yakın bağlantıyı, mimari yapının sabit yapısının çevreleyen ortamla harmanlanma biçimine de bağlanır. Tasarım alanı içerisindeki arkitektonik elemanlar Ürgüp şarap mahzenlerine atıfta bulunarak geçmişe mekansal özne-nesne, beden-mekan ilişkilerini tinsel, fiziksel, zihinsel gibi tüm yönleri ile ele alındığı, fenomenolojik deneyimin yeniden yorumlandığı bir mimarlık ortamına kaynaklık etmektedir.

Meydan tasarımında kullanılan fenomenler “Lirik bir kapasiteye” sahip olarak yorumlanmaktadır. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere kullanılan fenomenlerin “lirik” özellikleri, duygusal boyutu önemli bir unsurdur. Malzemelerin işlevsel ve fiziksel niteliklerinin ötesinde, algılayıcı üzerinde duygusal ve duyusal etkiler deneyimsel bakımdan yoğun bir mimari tasarım oluşturmak için maddenin duygusal derinliğini çıkarabilmeyi amaçlamaktadır. Geçmişte Anadolu’da gelenek haline gelen ağaca çaput bağlama ritüelinde yola çıkarak tasarım alanı içerisinde kumaşlar ahşaplara geçirilmiş sanatsal lirik bir mekan tasavvur edilmiştir. Fenomenolojik yaklaşıma duyulan ihtiyaçtan doğan sorunlara tektonik bir dil ve malzemenin duyusal boyutunu kullanarak yanıt bulmaya çalışılmıştır.

Mekandaki hareket, ışık, ses, sıcaklık, koku, doku ve akustik duyumları fenomenolojik mimarinin özünü oluşturmaktadır. Bu doğrultuda tasarım yapılmıştır. Meydanı oluşturan malzemelerin ve dokunsal ayrıntılar tam bir mimari algı sağlamaktadır. Mimari projede formun önemi ve iç içe geçmiş duyusal deneyimlerin bütünsel yaklaşımı tartışılmıştır. Bunu oluşturan yüzeylerin, malzemelerin, ayrıntıların, yansıma niteliklerinin ve diğer benzer unsurların önemi vurgulanmıştır.

Mimari tasarımlar bir yerin ruhunu ve anılarını uyandıran güce sahiptir. İnsanların mekanı nasıl kullandıklarıyla ilgilenerek ve mimari çözümlerin çeşitli deneyimler sunmasını istenilmektedir. Sonuç olarak, tasarlanan meydan bireyin deneyim durumlarına duyarlı olmak için özümsenebilen bir mekana dönüşebilmektedir. Bunu deneyimleyen birey için, yapının duyularla hissedilebilme, deneyimlerle yaşanabilme ve Ürgüp bölgesini amacına uygun hayata geçirebilme yeteneğinin yarattığı atmosfer kalıcı bir izlenim bırakması hedeflenir.

Meydanın merkezinde yer alan mimari enstalasyon peribacalarının oluşumu, Ürgüp’te geleneksel bağcılık, şarap üretim mirasını ve ve Temenni tepesinde ağaçlara çaput bağlama geleneğini iç içe anlatmak üzere tasarlanmıştır. Rüzgar, vadilerin içine dolup taşarken, yeryüzünü sanatkarca oyan bir heykeltıraş gibi çalışır. Binlerce yıl boyunca usulca esen rüzgar, Kapadokya’nın derin vadilerinde yankılanırken yumuşak tüfleri aşındırır, sert bazalt tepeleri savunmasız yontar ve zamana karşı direnen başlıklı peri bacalarını yaratır, bir zamanların lav denizinden fışkıran ham madde, ince bir dantela gibi işlenir. Taşla rüzgarın, geçmişle şimdinin, yumuşaklığın ve dayanıklılığın bir buluşmasıdır.

Temenni tepesinde dileklerin gerçekleşmesi için rengarenk bez parçaları aracı kılınır, yaşam döngüsü içinde var olan umuda rüzgarla bırakılır.

Diğer yandan Üzüm bağları, toprağın derinliklerinden çekip çıkardığı sırları güneşe sunar, her asmanın kökleri geçmişe, yaprakları ise gökyüzüne uzanır. Baharın ilk nefesiyle uyanan filizler, umutla tomurcuklanır ve yaz sıcağında aşkın en tatlı meyvesini olgunlaştırır. Üzümler şarap olup zamanın içinden süzülen ve sonsuz bir hikâye anlatan bir nektara dönüşür. Böylece bağlar, toprak ve gökyüzü arasında sessizce örülen, yüzyılların yaşanmışlığını yansıtır.

Rüzgar, Ürgüp’ün topografısını yaratan güç olarak meydandaki enstalasyonun ana fikrini oluşturmuştur. Geleneksel üretimi sembolize eden asmalar ve şarap süzmede kullanılan ince, yumuşak ve yarı geçirgen yapısıyla beyaz tülbentler tasarımda; rüzgarın yarattığı esintisi kentin varoluşunun ve yaşam kaynağının hem somut hemde soyut şekilde deneyimlemektedir. Duyularımıza hitap edecek tasarımdaki tülbentler, dış hava koşullarına dayanıklı nanoteknolojik malzemelerden üretilerek, gerektiğinde toplanabilir veya yükseklikleri ayarlanabilir hale getirilmiştir. Bu sayede, günümüz teknolojisiyle geçmiş ve gelecek arasında bir köprü oluşturulacaktır.

Meydan tasarımında kullanılan strüktür, çelik dikmeler ve üzerindeki metal mesh malzemeler gibi temin, imalat ve kurulum açısından kolay ve ekonomik olan malzemelerden seçilmiştir.

Sınırlar ve Meydan Algısı

Ürgüp Otogarı, 1970’li yıllarda inşa edilmiş ve iki katlı ticari yapılarla çevrelenmiştir. Meydan, bu yapılarla sınırlandırılarak belirgin bir mekânsal tanımlama kazanmıştır. Mekânın algısını güçlendirmek amacıyla geleneksel arkad sistemleri çağdaş bir yorumla yeniden ele alınmış, Güllüce Sokak yönündeki sınırlar ise düşey ve yatay çizgilerle vurgulanarak davetkâr bir giriş oluşturulmuştur. Mevcut yapılar arasındaki kot farklılıklarını bertaraf eden yürüme platformları meydanı kuşatarak açık ama güvenli bir alan yaratmış, mekânsal algıyı pekiştirmiştir.

Meydanın çevresindeki yaya yolları ve erişim alanlarından farklı olarak zemin döşemesinde dörtgen gridler yöresel taş malzeme ile vurgulanmış ve alanın işlevsel sınırları belirlenmiştir. Köy Terminali’nden meydana inen merdivenler oturma sekileri olarak düzenlenmiş, bu alanın devamındaki meydan bölgesi ise farklı zemin döşemeleriyle işlevsel olarak ayrılmıştır. Temenni Tepesi’ne bakan bu sekiler, sanatsal etkinliklerin yanı sıra dinlenme ve vakit geçirme alanları sunmaktadır.

Meydanın sınırlandırılması, mekânsal algıyı güçlendirirken, kentin diğer ticari mekânlarıyla bütünleşen bir yapı sunmaktadır. Bu bütüncül anlayış, kentin zemin seviyesine inen ve yapıların üst kat sınırlarında dolaşan yürüme yolları ile sağlanmış, organik bir geçiş mekânı oluşturulmuştur.

Mevcut Yapıların İyileştirilmesi

Proje odak ve etkileşim alanları ile bu alanları çevreleyen ve sokaktan cephe veren yapılar genellikle zemin+1 katlı olup, cephe düzenleri, kütle ve gabari açısından bir düzen oluşturmaktadır. Ancak, odak meydanı ve açık otoparkın Suat Hayri Ürgüplü ve Güllüce Caddesi’ne bakan Ürgüp Meydanı ile organik bağını engelleyen birkaç yapı, mevcut yapılardan daha yüksek ve düzensiz kütle ve gabariye sahiptir. Bu yapılar, farklı yükseklikleri nedeniyle kentin aksları arasındaki kitle oranını zedeleyerek kent dokusunda uyumsuz bir görünüm oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu yapıların yıkılması ya da kat sayılarının azaltılması ve cephelerinin diğer yapılarla uyumlu hale getirilmesi önerilmektedir.

Kent merkezini oluşturan ve 1970-1980’li yılların mimari anlayışını ve yapım teknolojisini yansıtan diğer yapıların tamamının sağlıklaştırılması hedeflenmiştir. Ekonomik ömrü devam eden bu yapılar, cephe iyileştirme çalışmaları ve mekânsal kalitenin artırılması ile kent belleğinde korunacaktır. Ürgüp’ün geleneksel mimarisine uygun cephe düzenlemeleri en önemli unsurdur. Yöreye özgü kireç taşı kaplamaları, cephelerde dolu-boş oranları ve ritmi göz önüne alınarak yeniden bu yapıların cepheleri yeniden düzenlenmiştir. Cephelerde beyaz kireç taşı pencere ve kapı sövelerini çevrelerken, sarı kireç taşı düzgün moloz örgü olarak kullanılmış; doğramalar siyah veya antrasit renklerde önerilmiştir. Üst kotlarda kemerli, alt katlarda dörtgen açıklıklar önerilerek yapılar, betonarme sistemlerin çağdaş mimarideki yansıması ile geleneksel unsurlar arasında köprü kuran bir estetikle düzenlenmiştir. Reklam panoları ve işletme tabelaları da form, boyut, renk ve doku açısından yeniden tasarlanarak görsel kirlilik azaltılmalıdır.

Pencere ve kapı açıklıkları, alt katlar ile zemin kotlarını bütünleştiren yürüme platformları altında yarı açık mekânlar oluşturacak şekilde yeniden ele alınmıştır. Bu alanlar, Grekoromen stoalardan, Selçuklu kervansarayları ve Osmanlı hanlarının avlulu şemalarına uzanan, kültürel geçmişle günümüzde etkin olarak kullanılmaya devam eden önemli mimari unsurlar arasında yer almaktadır.

İşlevler

Ürgüp’te yöresel yemek yapan işletme sayısı oldukça azdır (örneğin Zeytin ve TıkTık Yöresel Restoran), ancak turistler bu lezzetlere büyük ilgi göstermektedir. Bu nedenle, yöresel yemeklerin sunulduğu restoranların sayısının artırılması, yerel kimlik ve geleneğin korunmasına katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda, yeme-içme, dinlenme ve hediyelik eşya alanlarının yanı sıra Kapadokya’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Envanteri’ne (SOKÜM) kayıtlı zanaatların ve geleneklerin yaşatılacağı atölyeler de (Halı Dokuma Geleneği, Pekmez ve Şıra Yapımı, Çömlekçilik Geleneği, Kilim Dokuma Geleneği, Nazar Boncuğu Geleneği, Soğanlı Bebekleri/Kapadokya Bebekleri, Oya Sanatı, Taş İşlemeciliği, Kanaviçe İşleme, Kına Gecesi Geleneği gibi) bu alanlara entegre edilmelidir. Böylece, geleneksel el sanatları yaşatılarak meydan sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapabilecektir.

SOKÜM’e kayıtlı kahve kültürü, asmalı kahvehanelerle yerli ve yabancı ziyaretçilere sunulacak; ayrıca Nevşehir’e özgü İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Geleneği ile Nevşehir Kabak Çekirdeği, Derinkuyu Fasulyesi ve Kaymaklı Kaymağı gibi coğrafi işaretli ürünler ürünlerin yanı sıra Avanos Çömleği, Nevşehir Simidi, Nevşehir Testi Kebabı ve Kaymaklı Çöreği de satışa sunulacak restoranlar önerilmektedir. Ayrıca, listede yer almayan ancak yöreye özgü kuru meyve, iğde, gilaburu gibi ürünlerin yanı sıra Gendime, Ürgüp Köftesi, Nevşehir Tava, Domates Dolması, Tandır Ekmeği ve Nohut Ekmeği gibi yöresel lezzetlerin de sunulması sağlanarak Ürgüp’ün gastronomi zenginliği tanıtılacaktır.

Bu iyileştirmeler, mevcut yapıların kamuya kazandırılmasını ve atıl kalan yapıların canlanmasını sağlayacaktır. Özel mülkiyete ait yapıların kamulaştırılması veya yıkımı yerine cephe iyileştirmeleri gibi müdahaleler, toplumsal katılımı artıracak ve ekonomik maliyetleri düşürecektir. Yapılarda yeni malzeme kullanımını minimize eden bu yaklaşım, enerji tüketimini ve karbon salınımını azaltarak çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir. Bu bağlamda, mevcut yapılı çevrenin estetik çekiciliği artırılacak, kentsel alanlar canlandırılacak ve geleneksel sanatların yaşatılmasıyla kültürel süreklilik sağlanarak Ürgüp’e özgü bir kimlik kazandırılacaktır.

Etkileşim Alanı

Ürgüp Köy Terminali, Odak Ürgüp Meydanı ile hem zemin hem de üst yaya yoluyla birleştirilecek; böylece mevcut durumda meydanın güneyindeki açık otopark ve Saat Kulesi’nin yaya erişimlerinin iyileştirilmesi sağlanarak, dört meydan birbiriyle etkileşimli şekilde kullanılabilecektir. Bu sayede Odak Meydanı, çevresindeki diğer meydanlarla sosyal, kültürel ve ticari bir buluşma noktası haline gelerek kentin cazibe merkezi olacaktır.

Odak Meydanı’nın güneyinde bulunan Şarap Fabrikası ve mahzenleri, enstalasyon içindeki açılır kapanır mekânda şarap tadım günleri için ilham kaynağı oluşturmuştur. Bu tasarımla, geleneksel bağbozumu festivali için de etkileyici bir ambiyans yaratılması amaçlanmıştır.

Açık otopark alanı, eski hal yapısıyla bağlantılı olarak yöresel lezzetlerin satıldığı bir alan şeklinde düzenlenerek, kentin bilinmeyen tatlarının tanıtılmasını ve Eski Hal binasında köy üreticilerinin ürünlerini satışını sağlayacaktır. Hal binasının cephe sağlıklaştırılması ve iyileştirilmesi, Ürgüp gastronomisinin önemli unsurlarının geliştirilmesini teşvik edecektir.

Ürgüp Köy Terminali’ni oluşturan yapıların bulunduğu alan, mekânsal olarak konser gibi etkinliklere olanak sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu yapılar, alt katlarında alışveriş ve yeme-içme alanları, üst katlarında ise atölyeler ve işletmeler olarak düzenlenerek, turizmin artmasıyla birlikte kentin ihtiyaçlarını karşılayan canlı bir kentsel alan sunacaktır.

İlçedeki Belediye Kültür Merkezi ve içindeki sinemanın iyileştirilmesi, hem odak meydan hem de Eski Köy Terminali konser alanıyla bütünleşerek mini gösteriler ve dinletiler gibi kültür-sanat etkinliklerine olanak sağlayarak kente canlılık katacaktır.

Belediyenin yanındaki sanayi yapıları yıkılarak, mevcut yapı stoğunun kütle ve yüksekliğine, cephe düzenine ve malzeme kullanımına uygun orta avlulu bir düzen oluşturulacaktır. Bu alanda hediyelik eşyalar, turistik ve yöresel zanaat ürünlerinin satışı ile kafe gibi işlevler yer alacaktır.

Böylelikle, Cumhuriyet Meydanı’ndaki yeme-içme, turist hediyelik eşya satışı gibi birçok işlevin yarattığı mekânsal tıkanıklık, meydan ve çevresindeki etkileşim alanının genişletilmesiyle ferah ve keyifli bir alana yayılacaktır.

Kentte gezi rotaları

Şarap tadım ve kültürel rotalar olarak halihazırdaki rotalar yeniden ele alınmıştır.

Şarap Tadım Rotası; İlçede üç adet şarap tadım rotası belirlenmiştir: Turasan Şarap Mahzeni, Cumhuriyet Meydanı’nın hemen yanındaki hamamın arkasında yer alan Mahzen Şarap Evi ve belediyenin arkasındaki şarap fabrikası ile yeraltı mahzenleri.

Turasan Şarap Mahzeni rotası, ziyaretçilere muhteşem Ürgüp manzaraları sunan mağara otelleri ve restoranlarıyla şarap tadımı yapabilecekleri; ayrıca geleneksel dokuyu deneyimleyebilecekleri, meydana doğru inen keyifli bir yokuş sunar.

Cumhuriyet Meydanı’nın hemen yanındaki hamamın arkasında bulunan Mahzen Şarap Evi, geleneksel mimarisi ve iç avlusuyla kentin kalbinde, odak meydanda şarap tadımı için eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Buradan devam eden kültür yolu üzerinde, geleneksel dokuyu ve modern hayatın konforunu bir araya getiren oteller, kafeler ve bistrolar ziyaretçilere zamanda bir yolculuk yapma hissi yaşatacaktır.

Belediyenin arkasındaki şarap fabrikası ve yeraltı mahzenleri ise belediye ve ilgili özel ve kamu işbirliğiyle rehabilite edilerek hem üretim sürecini anlatan öğretici bir gezi alanına hem de şarap tadımının yapılabileceği bir mekâna dönüştürülecektir. Bu alanın odak meydana yakın konumu, ziyaretçiler için keyifli ve etkileyici bir kentsel deneyim sunacaktır.

Kültür Rotaları; Kentin topoğrafik yapısına göre şekillenen Ürgüp ilçesi, odak meydana doğru çukurlaşan bir vadi formundadır. Bu topoğrafya üzerinde yüzyıllar içinde oluşan yerleşim dokusu, Ürgüp’te odak meydandan başlayarak kuzeyde Temenni Tepesi ve Asmalı Konak güzergâhına, Turasan Şarap Mahzeni güzergâhına; güneyde ise Aziz Georgios Kilisesi ve geleneksel dokuya doğru uzanan rotalar oluşturmuştur. Bu güzergâhlar, hâlihazırda yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından tercih edilmekte olup, kent deneyimini zenginleştirmektedir. Bu güzelliklerin keşfi için, ziyaretçiler yokuşları inip çıkarak eşsiz manzaraların tadını çıkarabilirler.

Koruma Amaçlı İmar Planı’nda tanımlanan ve bu yollar üzerinde yer alan irili ufaklı meydanlar, ziyaretçilere dinlenme, kenti dinleme ve izleme imkânı sunacaktır.

Koruma Amaçlı İmar Planında KTPA-1 Kent Meydanı olarak tanımlanan Saat Kulesi, Belediye Hamamı ve Hacı Mustafa Ağa Camii önündeki alanların birleştirilmesiyle oluşturulacak meydan, kentsel mobilyalarla donatılarak hem bir buluşma hem de sanat meydanı olarak düzenlenebilir. Bu şekilde, bekleme ve buluşma sürelerinde keyifli vakit geçirilecek bir alan haline gelecektir. Proje alanın girişi karşılayan konumuyla ve etkileşim alanları kapsayan kültür, sanat, ticari adasıyla doğrudan ilişkisi ile halihazırdaki yoğunluğunu paylaşarak, insan yoğunluğu dengelenecek ve kentin merkezi bütüncül şekilde aktif kullanılarak her özel mülkiyet bu canlılığın ekonomik getirisinden faydalanacaktır.

Halkevi’nin köşesinde bulunan Çeşme Meydanı, Saat Kulesi Meydanı ve Lozan Sokak üzerinden Odak Meydanı ile bağlantılı olarak, buluşma alanları olarak düzenlenip kent mobilyaları ve küçük büfe satış birimleriyle donatılarak uğrak mekânlar haline getirilebilir.

Dutlu Cami ve Sütunlu Çeşme, Hacı Veli 2 Caddesi, Hacı Hafız Efendi Sokak ve Asmalı Konak gibi geleneksel konak yapılarının bulunduğu bu alanlar, yöre sakinleri, üniversite öğrencileri ve yerli-yabancı turistlerin yaya olarak gezintilerinde soluklanabilecekleri, yöresel atıştırmalıkların tadına bakabilecekleri ve hoşça vakit geçirebilecekleri meydanlar olarak düzenlenebilir.

İstiklal Caddesi üzerindeki ve Aziz Georgios Kilisesi yolu üzerindeki meydan, yol kenarındaki konumu sayesinde yöresel zanaatların sergilenebileceği bir alan olarak düzenlenebilir. Bu alanda, ziyaretçilerin yöresel atıştırmalıkların tadını çıkarabileceği ve keyifli vakit geçirebileceği bir ortam sunulacaktır.

Temenni Tepesi eteklerinde, kuzeyde Karamanoğlu Camii önündeki Hayri Efendi Meydanı ve Tursan Şarap Mahzeni’nin doğusundaki Yunak Camii önündeki meydanlar da buluşma alanları olarak düzenlenerek kent mobilyalarıyla toplum yaşamına etkin şekilde dâhil edilebilir.

Ulaşım

Güllüce ve Suat Hayri Ürgüplü Caddesi’nin köşesindeki yapılaşma nedeniyle ana caddeyle doğrudan bağlantısı kesilen meydanın ana girişi, önünden geçen Güllüce Sokak tarafından sağlanmaktadır. Meydan ve etkileşim alanını bütüncül bir yaklaşımla ele alarak, çevresindeki tüm ara yolların yayalaştırılması, alanın yöre sakinleri, üniversite öğrencileri, yerli ve yabancı turistler tarafından benimsenmesini ve kesintisiz meydanlar arasında zaman geçirme isteğini artıracaktır.

Kaynaklar

  • Holl, S. (2000). Ankraj. Boyut Yayın Grubu, İstanbul.
  • Zahavi, D.2020, Fenomenoloji: İlk Temeller, Ayrıntı Yayınları, İstanbul)
  • Osman Eravşar. (1993). Ürgüp ve Çevresindeki Türk-İslam Devri Yapıları, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat tarihi Bilim Dalı
  • Aytülü Dırık. (2021). Geleneksel Sivil Mimari Doku Üzerinden 19.Yüzyıl Gayrimüslim Yapılarının İncelenmesi; Ürgüp Örneği,2021, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı
Etiketler

Bir yanıt yazın