Tasarım raporu:
Yarışma projesinin konsepti mimari olarak tarih, kültür, güzel sanatlar, farkındalık, kentsel algı, yeşil doku, açık alan kurguları üzerine kurulmuştur. Beyoğlu İstiklal Caddesine gelen yerli, yabancı turist veya halk yarışma kapsamı içerisinde verilen tasarım alanında keyifli vakit geçirecek, İstiklal Caddesinin tarihini daha yakından algılayacak, hem sosyal hem de kültürel ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Mevcutta sıradan sirkülasyon alanı olarak kullanılan bu alan tasarım fikirleri ile eğlenceli, ilgi çekici bir meydan ve meydana bağlanan kültürel ve sanatsal bir geçit haline gelecektir.
Mevcutta tasarım alanından elde edilen verilere baktığımızda; Odakule yapısının zemin katı Odakule giriş holü, güvenlik, danışma ve kule sirkülasyon alanları dışında özel bir giyim mağazasına ayrılmıştır. İstiklal Caddesi ve Meşrutiyet Caddesi arasındaki geçişi sağlamaktadır. Bu geçiş gün içerisinde yoğun ve gece seyrekleşen bir sirkülasyon alanı oluşturmaktadır. Bu geçiş boyunca duvarlarda İstanbul Sanayi Odasının görselleri vardır. Geçişin her iki tarafında değişken boyutlarda mekan ve meydan bulunmaktadır. Tasarım alanı yer yer daralmakta ve genişlemektedir. İstiklal Caddesine paralel olan cephenin önünde yalnızca simitçi arabaları, bitki saksıları, reklam afişleri ve mağaza girişi için kullanılmaktadır. İstiklal Caddesinden Meşrutiyet Caddesine doğru olan geçişe bağlanmadan önce bizi 2 tane sanatsal heykel karşılamaktadır. Bunlardan biri Atilla Onaran’ın Göktaşı heykeli diğeri ise Salih Acar’ı Kuşlar heykeli. Bu iki heykelin birleşiminde ise az güneş alan yeşil alan bulunmaktadır. Geçisin sonunda meşrutiyet Caddesine varmadan önce bizi geniş bir alan karşılamaktadır. Bu alanda yalnızca Bekçi kulübesi ve bodrumdan gelen şaftların oluşturduğu kuvvetli fark edilen nişler bulunmaktadır. Tüm bu alanlar boyunca devam eden mağaza cephesinin vitrinleri, sergileme alanları mevcuttur. Tasarım alanında kot farklılıkları vardır. Engelli, yaşlı ve normal yayların sirkülasyonunu engelleyecek herhangi bir sorunla karşılaşılmamıştır. Sirkülasyonun akıcılığını sağlayan düşük eğimli rampalar gözlenmiştir.
Aydınlatma, iklimlendirme özelliklerine baktığımızda ise, tasarım alanı yer yer ışık almakta yer yer yapının birinci katlarının oluşturduğu döşeme izleri nedeniyle karanlık alanlar oluşturmaktadır. Yakın çevrede bulunan yapılarının yüksekliklerinin çok fazla olması, rüzgarın yönüne oldukça etkilemektedir. Rüzgar iki cadde arasında delik görevi gören bu geçişten geçmektedir. Rüzgarın bu geçiş boyunca hiçbir engele takılmaması şiddetini artırmasına neden olmakta ve geçişi kullanan insanlar için sağlık sorunları yaratmaktadır. Tasarım alanı içerisine yer yer bulunan boşluklardan temiz hava rahatlıkla alınmaktadır. Yaz, kış güneşlenme analizlerine baktığımızda ise, mevcut arazinin yalnızca İstiklal Caddesine paralel olan cephesinin maksimum seviyede güneş aldığını, kışın ise çoğul alanların gölge altında kaldığını anlamaktayız. Yakın cevrede bulunan yapıların kat yüksekliklerinin fazla olması güneşlenmeyi büyük oranda etkilemektedir.
Tasarım alanının yakın çevre ile bağlantısına baktığımızda, birçok kişi tarafından fark edilmeyen ancak İstiklal Caddesine paralel cephesi olan ve konum olarak yapıya komşu olan tarihi yapı Surp Yerrortutyun Katolik Ermeni Kilisesi vardır. Daha geniş ölçekte yakın çevreye baktığımızda ise karşımıza hem İstiklal Caddesi etrafında hem de Meşrutiyet Caddesi etrafında Beyoğlu Anadolu Lisesi, Grand Pera Otel, Hollanda Konsolosluğu, Fransız Sarayı, Sent Antuan Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Galatasaray Lisesi, Avrupa Pasajı, Pera Saray Otel, Tarihi Çeşme vb. tarihi yapılarından söz edilmektedir. Özetle Modernist anlayışla yapılmış Odakule Yapısının dört tarafı tarihi yapılar ile sarılmıştır.
Tasarım alanına ulaşım ise Meşrutiyet Caddesinden motorlu motorsuz araç ve yaya ile sağlanırken, İstiklal Caddesi tarafından ulaşım yaya ve motorsuz araç, nostaljik İstiklal tramvayı ile sağlanmaktadır. Yalnızca özel kurumların araçları belirli izinlerle güvenlik ve sağlık amaçlı tasarım alanına araçla ulaşmaktadır.
Gece ve gündüz kullanımlarına baktığımızda ise; mevcut alan gün saatleri içerisinde oldukça sık kullanılmaktadır. Özellikle iş giriş, öğlen mola ve iş çıkış saatlerinde büyük yoğunluktan söz edilmektedir. Meşrutiyet Caddesine paralel bulunan büyük otopark alanları özellikle İstiklal Caddesinde çalışan özel araçlı insanlar için imkan sağlamış ve geçişin gün içinde kullanım yoğunluğunu artırmıştır. Gece kullanımı ise gündüze göre daha seyrek olup özellikle akşam eğlence aktiviteleri biten insanların gece yarısından önce İstiklal Caddesinden ayrılmak ve toplu taşıma ya da diğer araçlara binmek için kullandıkları bir sirkülasyon alan haline gelmiştir.
Tasarımın fikirlerine ve çıkış noktalarına karar verilmeden önce tasarım kriterleri kapsamında mevcut arazi değerlendirmeleri yapılmıştır. Bu analizlerden yola çıkarak ortaya konulan tasarım fikirler genel hatlarıyla, tarihi çevrede yeni, ilgi çekici bir tasarım oluşturmak, mevcutta köşede kalmış yeşil alanın İstiklal Caddesi tarafından kuvvetlice algılatmak ve İstiklal Caddesi’nin geçmişindeki yeşil dokusuna atıfta bulunmak, normalde göz seviyesi ile baktığımız İstiklal Caddesine farklı bir kottan bakma imkanı yaratmak ve farkındalığı artırmak, İstiklal Caddesine takılmış bir mini meydan oluşturarak insanların bu alanlarda oturma, dinlenme, eğlenme ve kültürel aktiviteler bulma imkanları yaratmaktır. Mevcutta var olan heykelleri vurgulayarak ve öne alarak sanatın gücünü ön plana çıkarmak, İstiklal Caddesinin vazgeçilmez klasiği olan sokak sanatçıları için ya da kendi performansını sergilemek isteyen herkes için serbest performans alanları oluşturmak, değişken sergi alanları tasarlayarak, her daldaki sanat ögelerini halka aktarmak, böylelikle mevcuttaki sıkıcı ve durağan geçişi daha eğlenceli bir hale getirmek, özel sergi nişleri ile bazı meslek gruplarına insanları özendirmek, heveslendirmek ve en genel hattıyla yaşayan, güvenli bir pasaj yaratmak yarışma kapsamı içerisinde diğer tasarım fikirleridir.
Yakın cevrede daha öncede bahsettiğimiz, günümüzde halen tarihi özelliklerini koruyan birçok yapıyla karşılaşılmıştır. Her bir tarihi yapı Beyoğlu ilçesinin mimari özelliklerini, dokularını oluşturmaktadır. Tarihi açıdan önemli ve yapıldığı dönemde büyük etkiler oluşturmuş mekanlardan yalnızca birkaçı Tünel, Alman Lisesi, Kırım Kilisesi, Narmanlı Hanı, Terkos çıkmazı, Beyoğlu Anadolu Lisesi, Çiçek pasajı, Aznavur Pasajı, Elhamra Sineması, Sent Antuan Bazalikası, Yeşilçam Sokağı ve yarışma kapsamına olan İstanbul Sanayi odası, Odakule yapısıdır. Bu kuvvetli tarihi doku içerisinde İstiklal Caddesinde yürüyen insanların yalnızca göz seviyesindeki yerlere dikkat çektikleri ve diğer kısımları minimum düzeyde algıladıkları sonucuna varılmıştır. Genel olarak zemin katta bulunan restoran, kafe, mağaza, sanat galerisi, müze, sinema, banka, kilise, lise, kurs merkezleri, pasaj vb. mekanlar öncelikli olarak fark edilmektedir. Bu algıyı artırmak ve farkındalığı sağlamak, yapıların yakından tanınması olanağı sunmak için seyir ve bilgi platformu tasarlanmıştır. Platform tasarımın şekillenişinin temellerinden birini oluşturmuştur. Yapının birinci katı gibi +3,45 kotunda konumlandırılmıştır. Platform hem engelli hem de normal yaya için rampa ve merdiven sirkülasyon çözümleri içermektedir. İstiklal caddesi boyunca uzanan bu platform yer yer saydamlıklar yer yer masif kütleler içermektedir. Caddeye paralel olan kısmında yol boyunca uzanan bilgi platformu ve turistik harita bulunmaktadır. Bu platformda Beyoğlu’nun en önemli aksını oluşturan İstiklal Caddesi hakkında, burada yaşanılan sosyal olaylar, konumlanan tarihi yapılar ve simgesel yapılar, tarihi izler ve dokular hakkında bilgi veren paneller bulunmaktadır. İnsanlar bir yandan bu bilgileri elektronik bir düzenekten dinlerken bir yandan cadde panoraması elde edebilir, keyifli vakitler geçirebilir ve Beyoğlu hatırası olarak fotoğraflar çektirebilirler.
Bilgi ve seyir platformunun mağaza tarafındaki uçunda tasarımın diğer temel kriterini oluşturan bir yeşil alan görmekteyiz. Bu yeşil alan platformun üst kotuna ulaşımı sağlayan bir rampa ile etrafından sarılmıştır. Rampanın yeşil alanın etrafını sararak çıkması, doğanın her koşullarda var olacağını, doğal olanı ne kadar yok edersen et kendini var edeceğini, yapay olana direndiğini, meydan okuduğunu ve doğanın bir parçası olan yeşil alanların dış koşullarla yok edilmesine bir tepki olarak düşünülmüştür. Bir diğer tasarım kurgusu ise yıllar önce İstiklal Caddesinde yürümeyi zorlaştırıyor olması ve bir çok mağaza, restoran, dükkan, pasaj vb. mekanların önünü kapatıyor düşüncesiyle ağaçlar kaldırılmıştır. Her şeye rağmen doğal olanın tasarım mekanı içinde küçük bir parça olsa da insanı kendine çeken ve yakın hissettiren etki yaratmaktadır. Aynı zamanda bu meydanda simgesel bir ifade kurarak kültür ve sanat konseptiyle birliktelik oluşturmakta ve yaşanılabilir mekan kurgusu oluşturmaktadır. Diğer bir yandan mevcut yeşil alanın yaz kış güneşlenmelerinden minimum düzeyde yararlandığı sonucuna varılmıştır. Yeni konumunda ise maksimum güneşlenme olanakları sunulduğu düşünülmüştür. Ayrıca meydan olarak tanımlanan alanların olmazsa olmazı kentsel yeşil alan dokusu oluşturmuştur.
Bilgi ve seyir platformu yeşil alan ile başlayıp oturma alanı ile bitmektedir. Aynı zamanda oturma alanına vardığımızda birçok kişi tarafından fark edilmeyen, saklı kalmış ve tarihi yapı olan Surp Yerrortutyun Katolik Ermeni Kilisesi farkındalığı sağlanmaktadır. Böylelikle mevcutta kullanılmayan ve birçok atıkların bulunduğu Perukar Çıkmazı canlanacak ve tasarım alanı ile bütünlük sağlayacak ve mevcutta verilen tasarım alanı sınırı genişlemiş olacaktır. Aynı şekilde göktaşı heykeli etrafında, zeminde düzenlenen platformlar bu çıkmazı oluşturan rampa ile akışkan bir bütünlük sağlayacaktır. Bu akışkan bütünlük pasaja girmeyecek ve yapı boyunca paralel yürüyecek insanlar için akıcı bir davet oluşturmaktadır. Diğer bir yandan pasajın girişinde bulunan oturma alanlarının yanında konumlanan sirkülasyon yönlenişi kilisenin varlığı göz önüne alınarak konumlandırılmıştır. Hem içte hem de dışta akıcı bir davet sunarak farkına varılmayan, bulunduğu konumda yok sayılmış ve kaybolmuş kiliseyi canlandırmak hedeflenmiş ve komşu yapı ile bütünlük kurulması, İstiklal Caddesinin her bir tarihi parçasına saygı duyulması fikrinin gerekli olduğu ön görülmüştür.
Pasajın girişinde mevcutta yeşil alan bulunan kısımlar yeniden değerlendirilerek oturma alanları düzenlenmiştir. Gün içerisinde insanların dilenmek için yeşil alanın etrafında bulunan parapete oturduğu gözlenmiş ve oturma alanı eksikliği analiz edilmiştir. Tasarlanan oturma alanı bir çeşit tribün mantığına dayanarak kurgulanmıştır. Bu alanın karşısında, mağaza vitrinin önüne denk gelen alan ise serbest performans sanatları için ayrılmıştır. Belirli bir kontrol ve düzen sistemi olan sokak sanatçıları veya isteyen herkesin performanslarını kısa süreler içerisinde sergileyeceği alan olarak düşünülmüştür. Böylelikle insanlar oturma alanlarında dinlenip, keyifli sohbetler ederken, bir yandan da canlı performanslar izleyerek sosyo-kültürel aktiviteler yapabilir, eğlenceli vakitler geçirebilirler. Diğer bir oturma alanı olan Meşrutiyet Caddesi tarafındaki oturma alanı İstiklal Caddesi tarafında bulunan oturma alanına göre daha küçük bir alan kapsamaktadır. Mevcutta güvenlik kulübesinin arkası boş ve kullanışsız bir alandır. Ancak tasarlanan oturma alanları burada sergilenen sanat eserleri ile ilgili oturarak düşünme, izleme, tartışma olanağı vermektedir.
Mevcutta bulunan Atilla Onaran’ın Göktaşı ve Salih Acar’ı Kuşlar heykellerinin konumlandırılmasında yeniden düzenleme yapılmıştır. Özellikle Kuş heykelleri boyut olarak büyük olmasına rağmen Göktaşı heykeli kadar algılanmamakta ve çoğu zaman fark edilmemektedir. Göktaşı heykeli tasarımı oluşturan kütle ile bütünlük kurmuş ve algısı artırılmışken, kuş heykelleri ise pasajın girişinde seyir ve bilgi platformunun altında bulunan taşıyıcıya destek olan ve ana taşıyıcı kolonları gizleyen latalara yerleştirilmiştir. Böylelikle sanat ortaya çıkarılmış ve pasaja duyulan ilgi artırılmıştır.