Mimari Açıklama Raporu
Giriş
Yarışma şartnamesinde, fikir projesi için kesin bir kent belirlenmemiş olup tasarımcıdan topoğrafya iklim ve çevresel koşulların dikkate alınabilmesi adına, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yeni yerleşme alanı içerisindeki alandan seçilen bir parsel paylaşılmıştır. Ayrıca soru cevap kısmında da tasarımcıdan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde seçecekleri bir il üzerinden tasarım yaklaşımlarını belirlemeleri beklenmiştir.
Tasarıma yönelik seçilen il, bölgenin en eski yerleşim alanlarından biri olan Mardin’dir. Geçmişi paleolitik döneme kadar uzanan Mardin, yapılı çevresinde, ev sahipliği yaptığı pek çok medeniyetten izler taşımaktadır. Mardin, özellikle eski kent merkezinin yerleştiği bölgede, şartname ekinde verilen arazideki gibi eğimli bir topoğrafyaya sahiptir. Kent yerleşimi, bu eğimli topoğrafya üzerinde farklı kotlara oturan teraslar şeklinde oluşmuştur. Asur’dan Roma’ya Bizans’tan Osmanlıya kadar pek çok medeniyetten izler taşıyan Mardin aynı zamanda geçmişten bugüne kadar farklı etnik ve inanç gruplarının da bir arada yaşadığı ve bu değerler ile şekillenen bir kent olmuştur.
İl genelinde karasal iklim özellikleri hissedilmektedir. Yaz ayları boyunca sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı bir mevsim geçişi gözlenmektedir. Kent yer yer yüksekliği 1000 metreyi bulan tepenin güney yamacına kurulmuştur. Kent genelinde, özellikle yaz aylarında tepenin, kuzeyden gelen serin rüzgârları kesmesi ve güneyden gelen çöl sıcağının etkisi ile sıcak ve kuru bir hava hissedilmektedir. İl genelinde ölçülen ortalama en yüksek sıcaklık 34,9 °C derecedir.
Kentin yerleşimine bakıldığında; eğimli topoğrafyanın kentin şekillenmesinde etkili olduğu görülmektedir. Genellikle iki, üç katlı yapılar arazinin farklı kotlardaki teraslamalara oturmaktadır. Bu teraslar arasında yer yer bir metreye düşen yatay ve dikey dar sokaklar görülür. Dikey bağlantılarda merdiven sıklıkla kullanılmıştır. Avlulu yapı modeli planlamaya hâkimdir. Genellikle güney cepheye bakan bir avlu etrafında toplanmış 2 ve 3 katlı yapı tipolojisinden bahsetmek mümkündür. Avlu, bir kamusal alan niteliğinde ve günlük aktivitelerin odak noktasıdır. Eyvan gibi yarı açık alanlar sıklıkla kullanılmıştır. Zemin kattaki revaklı avlu üzerine inşa edilen birinci katta, avlunun yerini teraslar almaktadır. Revaklar yaz mevsimlerinde ihtiyaç duyulan gölgeli ve serin alanlar oluşturmakta çok etkilidir.
Yapılarda genellikle çatı görülmez ve teraslama çatılarda da devam eder. Avlularda bulunan havuzlar verdiği serinlik ile adeta doğal soğutma sistemi gibi kullanılmıştır.
Yapılar yığma ve duvarlar bölgeden temin edilen doğal taşın kaba ve ince yonu işlenmesi ile yapılmıştır. Özellikle Cami, Medrese gibi yapıların ana giriş kapıları üzerinde taş süsleme sanatının çok güzel örnekleri yer almaktadır.
Tasarım Yaklaşımı:
Şartnamede sunulan tasarım alanı kabaca kuzey güney aksında, üç tarafı araç yolu iki tarafında da yaya yolu ile çevrili, kuzey güney aksı üzerinde 7 metrelik kot farkı bulunan bir alandır. Alana komşu parseller ağırlıklı olarak 5 kat yüksekliğinde yapılaşma sunan imar planına sahip olup, alanın yüksek olan güney ucunda park fonksiyonu yer almaktadır. Bu park alanı ile tasarım alanı arasında yaya aksı bulunmaktadır. Tasarımda bu yaya aksı aynen korunmuş, tasarım alanının kuzeyinden başlayarak güneyinde bulunan park ile kesintisiz bir bağlantı aksı oluşturulmuştur.
Tasarımda, teraslama, yarı açık alan kullanımı, revaklı çözümler gibi Mardin kentinin mimari karakterini yansıtan, topografya ve iklim ile uyumlu çözümler oluşturan yapısal unsurların modern bir mimari dil ile ifade edilmesi amaçlanmıştır.
Cami kütlesi arazinin en yüksek noktası olan güney hattına yerleştirilmiş, caminin servis alanları, lojman ve diğer alanlar kademeli bir şekilde oluşturulan daha düşük kotlardaki teraslara yerleştirilmiştir. Böylelikle simgesel bir tasarıma sahip olan cami kütlesinin hem üst hem de alt kotlardan algılanmasına çalışılmıştır. Kotlar arasındaki bağlantı, arazi eğiminin el verdiği ölçüde doğal yürüyüş yolları, diğer bölümlerde merdiven ve asansör ile sağlanmıştır. Şadırvan, diğer servis alanları ve cenaze namazı alanı alt avluda tasarlanmış. Cenaze namazı avlusuna alanın doğusunda bulunan yoldan araç ulaşımı sağlanmıştır.
Kütlelerin yerleşiminde 5 metrelik çekme mesafesi oluşturulmuş, cami kütlesi arazinin güney hattında bir üst avlu oluşumuna olanak verecek şekilde doğu hattına yaklaştırılmıştır. Mardin mimarisinin önemli unsurlarından biri olan havuz öğesi tasarımda üst avluda kullanılmış ve caminin batı cephesine yerleştirilmiş çeşme ile bütünleştirilmiştir. Cami kütlesinin cephe tasarımında, Mardin Kasımiye medresesinin kubbe detayı, modern bir mimari dil ile yorumlanmıştır (Şekil 1). Caminin dört cephesinde oluşturulan revaklı aksın cami giriş cephesindeki bölümü son cemaat mahalli olarak tasarlanmıştır (Şekil 2). Caminin minaresi aynı zamanda bir rüzgâr bacası olarak tasarlanmıştır. Minarenin kuzey cephesine yerleştirilen kanallar ile özellikle yaz aylarında kuzey rüzgârlarının yakalanması amaçlanmıştır. Yakalanan havanın bir şaft ile bodrum kata alınması ve burada ki serin su yüzeyinde soğutulması amaçlanmıştır. Doğal olarak soğutulan havanın, caminin ibadet mekânlarını serinletmesi ve ısındıkça caminin üst kısmına yerleştirilen kanallardan mekânı terk etmesi amaçlanmıştır. Bu yolla özellikle kurak geçen yaz aylarında doğal yoldan soğutma ve havalandırma ile iklimlendirme maliyetlerinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Caminin dış ve iç duvarlarında ayrıca avlu kaplamalarında yerel bir malzeme olup bölgeden rahatlıkla elde edilebilen, Mardin, Midyat taşı olarak da adlandırılan kireçtaşı türevlerinin kullanımı düşünülmüştür.
Kasımiye Medresesi kubbe detayının Modern bir dil ile yeniden yorumlanarak oluşturulan cephe kabuğunda ise yine doğal bir malzeme olan pişmiş kilden hazırlanacak, yüzeyindeki boşluklar ile ışığı endirekt olarak geçiren, hava akışına olanak veren, cephede güneş kırıcı ve ısıyı absorbe etme görevi üstlenecek özel olarak hazırlanmış prekast paneller kullanılmıştır.
Şekil 1 Cephenin Şekillenişi
Çatıda toplanan yağmur sularının, revak ayaklarında bulunan drenaj sistemi ile bodrum katta yerleştirilmiş depoda toplanarak, üst avluda bulunan havuzda ve bahçe sulamada kullanılması düşünülmüştür.
Şekil 2 Minarenin Şekillenişi
Peyzaj Kararları:
Alt avluda bulunan terasların, zaman içerisinde farklı etkinliklerin (İftar, kahvaltı, şenlik v.s) yapılabilmesine olanak sağlayacak şekilde düz ve çim yüzey olarak bırakılması uygun görülmüştür.
Alt avlu ile üst avluyu bağlayan kesintisiz aksın batı tarafında, vahdetin yani birliğin sembolü olarak da adlandırılan Cupressus sempervirens ‘Stricta’ (kalem servi) bitkisi kullanılmıştır.
Otopark alanlarında; Acer platanoides (çınar yapraklı akçaağaç bitkisi kullanılarak yaz sıcağında gölge yapacağı düşünülmüştür.
Avlu ve otopark arasında; Rosmarinus officinalis (biberiye) bitkisi grup olarak kullanılarak hem kokusu hem dolu görüntüsüyle yeşil bir tampon oluşturulmuştur
Parsel cephesinde de; Cortaderia selloana (pampas otu) gruplar halinde kullanılarak, çimle bütünleşen doğal bir bitki örtüsü formu yaratmak hedeflenmiştir. Rüzgârda rahatça hareket eden bitki yaprakları görsel bir şölen etkisi yaratacaktır.
Ön kısmında Betula pendula alba (ak huş) bitkisi kullanılmıştır. Gerek beyaz gövde yapısı gerek sonbahar renklenmesiyle de grup bitkisi olarak güzel bir görüntü vermektedir. Rüzgârda yapraklarının çıkardığı seslerle de huzur vermektedir. Caminin kıble yönünde bulunan bu ağaçlandırma ile camiye gölge ve serinlik etkisi oluşturması amaçlanmıştır.
Eskizler : Y.Mimar Göksel ÖKSÜZ
1 Yorum
Kubbeden yola çıkarak şekiillendirmissiniz cepheyi ancak insan bu sefer kubbeyi de arıyor.