PROJE RAPORU
TESPİT
İstiklal Caddesi ile Meşrutiyet Caddelerini birbirine bağlayan 3 geçitten biri olan Odakule geçidi, yapıldığı tarihte zemin kat kullanımını bu denli kamusal yapma fikri Odakule mimarlarının vermiş olduğu iyi kararlardandır. Kırk seneyi aşkın geçmişiyle x ve y kuşağının buluşma noktası olma özelliği, şimdilerde z kuşağıyla birlikte azalsa da her daim geçidin kullanımı oldukça fazladır.
İstiklal caddesine bakan ağızın sol köşesinde konumlanan Göktaşı heykeli ve hemen ardındaki duvarda asılı Göçmen Kuşlar heykeli Türkiye’nin ilk metal heykelleri arasında olmasına rağmen, sergilenme biçimi, peyzajı ve zaman içerisinde yapılan onarımlar sebebiyle İstiklal Caddesi’nin kargaşası arasında arka planda kalmışlardır. Zemin katta yer alan mağazanın önü ise İstiklal Caddesi’ndeki hemen hemen hiçbir yapıda olmayan bir geri çekilme ile mağaza önünde bir boşluk yaratmaktadır.
Geçidin içlerine doğru ilerlendiğinde mağaza cephesi kısmi olarak biter ve İstanbul Sanayi Odası’nın giriş/çıkış kapılarına rastlanmaktadır. Geçidin en ince kısmı bu alandadır. Duvarlarda ise İstanbul Sanayi Odası’nın reklam panoları yer almakta ve üst kotlarda komşu parsele sıfır olan kilisenin duvarı yükselmektedir.
Meşrutiyet caddesindeki kotu yakalamak adına geçidin orta sonlarına doğru rampayla 70cm bir alt kota inildiğinde mağazanın cephesi devam etmekte ve karşı cephesinde ise şaftlardan dolayı girintiler çıkıntılar sebebiyle nişler oluşmaktadır. Geçidin son düzlüğünde mağazanın bitişi ile bir hol oluşmakta ve holün sağ köşesinde geçidin bitiş sınırında güvenlik kulübesi yer almaktadır.
AMAÇ
İki caddeyi dik kesen bu ara mekânın daha algılanabilir, asıl fonksiyonunu yerine getirmesi dışında kısmi vakit geçirilebilir, yeniden buluşma noktası kılınabilir bir mekâna dönüştürülmesiyle birlikte, iki önemli eseri ön plana çıkarıp aynı vitrinde sergileniyormuş hissi uyandırılıp fotoğraf çekinilebilir bir alana kavuşturulmasıdır.
KARAR
Tasarım alanını İstiklal Caddesi’nden Meşrutiyet Caddesi yönünde 4 bölüme ayırmak gerekirse; ilk bölüme mağaza önündeki boşluk, ikinci bölüme iki eserin yer aldığı geçidin giriş holü, üçüncü bölüm geçidin inceldiği sanayi odasının giriş/çıkış kapılarının yer aldığı koridor ve son bölüm ise rampayla meşrutiyet caddesi tarafındaki bir alt kottaki son düzlük.
1.Bölüm
Mağaza önündeki geri çekilmeden dolayı oluşan tanımsız alanı tariflemek adına, yaya sirkülasyonunu ışınsal olarak boşalttıktan sonra geriye kalan üçgen alanları, halihazırda İstiklal Caddesi sınırları içerisindeki küp saksıların yerlerinden kaldırılarak, boşalan üçgen alanlara prefabrik saksıların konumlandırılmasıyla yaya trafiğini kontrol altına alıp, yayaları mağazanın ve geçidin içine yönlendirmeyi amaçlamaktadır.
2.Bölüm
Atilla Onaran’ın Göktaşı heykeli ile Salih Acar’ın Göçmen Kuşlar heykelleri, geçidin giriş holünde yarı açık sergi alanı oluşturmuşlardır. Geçidi kullanan yayaların bu iki önemli eseri daha net bir biçimde algılamaları amacıyla geçidin sol kenarından başlayan bir su unsuru planlanıp, Göçmen Kuşlar’ın asılı olduğu duvara doğru suyun içinden savaklar yükselmektedir. Bu savaklardan süzülen su, Göktaşı heykelinin konumlandığı noktada oluşturulan kabartma gövdesi yardımıyla suyun boşalması kurgulanmıştır. Kabartma gövdesi suyun boşalmasına yardımcı olurken, Göktaşı heykeline de kaide görevini üstlenmiştir. Böylelikle Göçmen Kuşlar’dan, Göktaşı’na süzülen su, iki eser arasındaki ilişkiyi kurmakta ve biriken suyun oluşturduğu platform, aynı vitrinde sergileniyor hissini vermektedir. Biriken suyun kenarlarında oluşturulan bant, yayaların kısmi vakit geçirebileceği, yaz aylarında suyun akışıyla birlikte serinleyebileceği bir dinlenme ve buluşma noktası yaratma hedefindedir.
3.Bölüm
Geçidin birden incelmesi ve İstanbul Sanayi Odası’nın giriş cephesi boyunca uzanan koridorun yan duvarını beş eşit uzunluğa bölerek, ilk bölüntüye mekanik olarak çarkların kayış yardımıyla zamanın akışı hızında döndürülmesiyle çalışan mekanik bir duvar saati tasarlandı. İkinci ve dördüncü kısımlara odanın interaktif bir biçimde duyurularını ve reklamlarını yapabileceği elektronik reklam panolarına yer verildi.
Orta kısımda ise Endüstri (D)evrimleri’nin kronolojik olarak anlatıldığı bilgilendirme panosu tasarlandı. Bu devrimlerin sonuncusu olan Endüstri 4.0’ın günümüzde gerçekleşiyor olması, İstanbul Sanayi Odası’nın; gelişmekte olan sanayi iklimini yönlendirerek, sanayi kuruluşlarının sürdürülebilir rekabet gücünü arttırdığına ve Türk sanayi şirketlerinin dünya ile olan yarışında yol göstericiliği vurgulanmaktadır.
Koridorun son bölüntüsüyle rampanın arasında kalan kısım, İstanbul Sanayi Odası’nın çıkış kapısına denk gelmektedir. Bu koridorun burada sonlanıyor oluşu ve Odadan çıkan insanların karşılaşacağı çerçevede düşey olarak yerleştirilen canlı bitkilerin arasında İstanbul Sanayi Odası logosunun da yer alacağı dikey bahçe tasarlanmıştır.
Rampa
İstiklal Caddesinden Meşrutiyet caddesi yönünde bir alt kota sirkülasyonu sağlayan rampa, binanın şaftlarından dolayı oluşan nişlerden ilkine denk gelmektedir. Rampanın faydalı alanını daraltmadan bu nişe, rampa eğimiyle paralel kademelenen saçak köklü bitkilerin ekileceği metal saksılar tasarlanmıştır.
4. Bölüm
Mağaza cephesini koruyarak, karşısındaki girinti/çıkıntılar, düşey fırçalanmış beton levhalarla
kaplanıp girinti aralarının en fazla olduğu alanda, yapılacak olan reklamların akışının sağlanması amacıyla elektronik reklam panosu yerleştirildi. Son çıkıntıda yer alan havalandırma menfezi yerinden sökülerek, tavanda tasarlanan ahşap kafesin zemine devam ettirilmesiyle şaftta yer alan mekanik rezervasyonun hizasında profil sıklığı arttırılarak duvarda yer alan menfez tasarımın bir parçası olarak ele alındı.
İstanbul Sanayi Odası’nın otoparkına inen rampayla, holün bitiş rampa sınırına tavandaki ahşap kafeslerin düşeyde devam ettirilmesiyle ahşap seperatör tasarlanıp, ahşap İstanbul Sanayi Odası logosu yerleştirildi.
GENEL DETAYLAR
Zemin
Odakule Pasajı günün 24 saati işleyen ve geceleri yaşayan bir ara mekân olduğundan zemin kaplamasında dayanımları yüksek, bakımları kolay ve estetik açıdan endişe yaratmayacak üç ana malzeme düşünüldü. Bunlardan birincisi, bazalt karo ikincisi, porfir karo ve sonuncusu ise beyaz renkte dezaktif beton. Taşların ağırlıklarının hemen hemen eşit olması nedeniyle porfir karolar 60x60cm, bazalt karolar 30x120cm olarak düşünüldü.
Tavan
İstiklal Caddesi girişi ve Meşrutiyet Caddesi çıkışı hariç tavanlar zaten açık olduğundan herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Ara koridorun açık olarak kalması hem mekanik açıdan hem de oldukça ince olan koridora ekstra açılır kapanır veyahut komple kapalı bir cephe elamanı tasarlanması doğru bulunmadığından mevcut şeklini koruması uygun bulunmuştur. Üstü örtülü olan alanlarda tavanda ahşap elamanlardan kafesler tasarlanıp kafes aralarına lineer aydınlatma elamanları tasarlandı.
Kolonlar
Odakule bazasından geçide inen toplamda altı adet kolon bulunmakta bunlardan biri güvenlik kulübesinin yanında kaldığından algılanmamaktadır. Diğer beş kolona ise tavandaki tasarım mantığının devam ettirilmesi adına düşeyde ahşap profillerle kaplanıp Göktaşı heykeline yakın olan kolona oturma elamanları tasarlandı.
Odakule Nostaljik Tramvay Durağı
Eski İstanbul’un vazgeçilmez ulaşım araçlarından olan tramvaylar, günümüzde adından da anlaşılacağı gibi kısa mesafede hem eski günlerin hatırlanması hem de ulaşım ihtiyacını gidermesi amacıyla hatırı sayılır bir kullanıcısı vardır.
Taksim – Tünel hattı toplamda 3 ana duraktan meydana gelmektedir. Bunlar ise Taksim, Galatasaray ve Tünel’dir. Fakat bazı noktalarda ise ihtiyari durak olarak düşünülen 2 ara durağı daha vardır. Bunlardan biri Ağa Camii İhtiyari Durağı diğeri ise Odakule.
İstiklal Caddesi’ndeki tabela kirliliğinden bu durak tabelası algılanamıyor olması hiç de şaşırtıcı değildir. Tasarım alanının köşesinde yer alan bu durak tabelasına da dokunmamak olmazdı. Aynı tabelanın çerçevesini yenileyip, tabela üstüne krom çerçeveli klasik bir saat tasarlayıp, saatin üstüne ise saçak görevi görmesi için bir plaka kondurup plaka üstüne de nostaljik tramvay maketi yerleştirilip tasarım sonlandırılmıştır.