Proje Raporu
ÖNSÖZ
“Kut kut ana kut isteriz, Allah’tan güneş isteriz, çocuklara armağan olarak hem yağ hem peynir hem de yarının masal kahramanları eski evleri, eski ustaları isteriz.” Suha Akın’ın Sisler Kovulunca belgeseli çocukların yaylalarda unutulmaya yüz tutmuş olan sis kovma töresiyle başlar. Eski bir şaman geleneğidir de ayrıca ve bize doğanın insanların yaşantılarına nasıl hükmettiğini de gösterir. Sisin getirdiği psikolojik zorluk ve güneşe hasretlik bölge insanının kültürüne yansımıştır. Hep insan doğaya hükmedecek değil ya. Böylelikle zorlu koşulların en fazla kimliğe yansıdığı yerdir Doğu Karadeniz. İnsan-doğa mücadelesi her alanda kendisini göstermekle beraber alışageldiğimiz karadeniz inatçılığı ve zekasını doğurmuş olması da muhtemeldir. Bu bağlamda hayatta kalma mücadelesi cinsiyet, süreç ve yaş ayrımı yapılmaksızın çalışmaya dayanmaktadır.
Çay ve deniz ürünleri ikilisi Karadeniz insanını doğayla içiçe olmayı gerektirmiş, engebeli arazi ve hırçın dalgalarla bölge ekonomisi şekillenmiştir. Bu mevsimsel döngü ki çay kesim mevsimi ve balık sezonu birbirlerini takip eder. Ancak geçtiğimiz son on yılda görülen çay ve deniz ürünlerindeki sorunlar bölgesel olarak hissedilmeye ve sosyolojik değişimlere yol açmaya başlamıştır. Bu bağlamda kamusal ve sosyal-kültürel karma bir yapının bölge sorunlarına sürdürülebilirlik üzerinden akuaponik döngüsel sistemle getirebileceği çözümleri tasarlamak için Rize ili seçilmiştir.
SORUNLAR
Karadeniz ekosisteminin bozulmasına giden yolda ötrofikasyon1 ilk, aşırı avlanma ise ikinci nedendi. 1950-1970 yılları arasında Karadeniz ekosisteminde besin zincirinin tepesinde bulunan torik, Karadeniz orkinosu, orkinos ve kılıçbalığı aşırı derecede avlandı. Yunusların sayısı balıkçı ağlarına takılma, kasten balıkçılar tarafından öldürülme, kıyı ekosistemlerinin yok olması ve kirlilik nedeniyle yarım milyon civarına kadar düştü. Akdeniz fokunun Karadeniz’de nesli tamamen tükendi. Besin zincirinin tepesindeki büyük balık ve memelilerin ortadan kalkmasıyla bu canlıların besini olan ve planktonla beslenen balıkların sayısında 1970’li yıllarda büyük bir patlama yaşanmıştı. Bu durum 70’li ve 80’li yıllardaki trol avcılığını ve aşırı avlanmayı doğurdu ve 90’lı yıllara gelindiğinde Karadeniz’de balık stokları tükenmeye başlamıştı. 1960 ve 1970’lerde gübre niyetine çay bahçelerine atılan hamsinin fiyatı artık hep yükselecekti.2
Ülkemizde 1930’lu yıllardan başlayan çay tarımı gerek Doğu Karadeniz Bölgesi gerekse Türkiye için önemli girdiler kazandırmış, bölgenin refah düzeyinin artmasında önemli bir paya sahip olmuştur. Türkiye’de çay üretim olarak bakıldığında ise mevcut çay tarım alanlarının %65’i Rize, %21’i Trabzon, %11’i Artvin ve %3’ü ise Giresun-Ordu illeri sınırları içinde yer almaktadır. Çay tarım alanlarının hızla artmasına paralel olarak, üretici sayısı da artmıştır. 1950’de 11900 olan üretici sayısı, yaklaşık 17 kat artarak 2001’de 204112’ye yükselmiştir. Bu üreticilerin %61’i Rize, %24’ü Trabzon, %9’u Artvin, %6’sı Giresun-Ordu illerinde bulunmaktadır. 1990’lı yıllardan sonra ise çay tarımı ve üreticilerinin gittikçe artan sorunları bulunmaktadır. Bu durum iller arası gelişmişlik sıralamasında da kendisini göstermektedir. 1980 yılında 7. kalkınmışlık sıralamasında bulunan Rize 1986’da 26.’lığa, 1991 yılında da 32.’liğe, 2010’da 38.’liğe ve 2013 yılında da 43.’lüğe düşmüştür.
Bu duruma bakıldığında çay üretiminde ve kalitesindeki sorunların verimli tarım arazilerinin dışına çıkılması, bilinçsiz gübreleme, çaylıkların ekonomik verimlilik ömürlerini doldurmasına ve başta Gürcistan olmak üzere kaçak, sigortasız ve bilinçsiz kişilerin çalıştırılması görülmektedir.3
AKUAPONİK DÖNGÜ
a.ku.a.po.nik [isim] en temel haliyle tüketilebilir bitkisel kaynakları besinlerin tüketilebilir su ürünleri ile bir arada yetiştirilebilmesi metodu.
dön.gü [isim] herhangi bir olayın birden fazla tekrarlanması.
Bitkiler ve öne çıkan haliyle balıklar, birlikte geliştirilmiş bir sistem içine alınır ve orada birlikte karşılıklı çıkarları gözetilerek polikültür bir ortamda büyütülmeleri sağlanır. Kapalı devre akuakültür sistem ile hidroponik sistemin birlikte kullanıldığı bie entegre yetiştiricilik tekniğidir. Kısaca balık tankından çıkan su filtrasyon biriminden ve bitki yataklarından geçirildikten sonra tekrar balık tankına geri verilir. Balık dışkılarının ve yem artıklarının ortamdan uzaklaştırılması için mekanik filtrasyon, ardından çözünmüş maddelerin dönüşümü için biyolojik filtrasyon işlemi uygulanır.
Amaç Karadeniz’de kaybolmaya yüz tutmuş balık türlerinin ve çeşitli, kaliteli çay türlerinin tekrar üretilmesidir.
KÜTLE TASARIMI
Yapının tasarlanırken hedeflenen şekil monoblok olacak şekilde estetik tek bir kütle olmuştur. (Aşama 1) Böylelikle bir sembol veya uzaktan algılanabilen heykelsi görünüm, maksimize edilmiş deniz-kara görüşü (Aşama 2) ve tarihe referans verecek olan cephenin modern kurgusu ile pekiştirilmeye çalışılmıştır. Cephe kurgulanırken lamine edilmiş ahşap yay şeklinde dikmeler cepheyi sararak grid bir altlık zemin oluşturarak göz dolmanın alt-strüktürünü oluştururlar. (Aşama 5) Parametrik şekilde cepheyi oluşturan ahşap form çeşitli şekilde amacına göre şekillenerek cephe kurgusunu oluşturmuştur. (Aşama 6)
KONSTRÜKSİYON – YAPISAL MANTIK
Topoğrafyanın getirdiği zorluklar kendisini yapım alanında da göstermektedir. Malzemenin sahada depolanması, çalışılan yer veya iklim-yapım süreci gibi sorunların aşılması için yapı lamine edilmiş kolon, kiriş, döşeme ve duvar yapısal elemanlarıyla tasarlanmıştır. Glulam kolonların kirişlerle desteklenmesi ve çapraz-lamine ahşap döşeme ve duvarlarla katların ve mekanların oluşturulması Rize gibi ahşabın kolay erişilebildiği bir il için düşünülmüştür. Hızlı montaj, modüler imalat, ulaştırma ve depolama gibi kolaylıklarıyla topoğrafyanın getirdiği zorluklar aşılmaya çalışılmıştır.
Glulan kolonlar üç kademeden oluşmaktadır. İç bölüm taşıyıcı lamine ahşaplardan olup meşe mukavveti en yüksek ikinci ağaç türü, orta kısım yangın direncine katkıda sağlaması için sıva çıtalarının olduğu geçiş bölümü ve dış bölüm ise lamine çam olacak şekilde kompozit bir materyal olarak tasarlanmıştır. 10X50 cm’lik kirişler ise çekme kuvveti çok yüksek olan dişbudak ağacından tasarlanması öngörülmüştür.
İHTİYAÇ PROGRAMI
Yapı kat bazında istenilen ihtiyaçlara göre 5 bölüme ayrılmıştır. Bodrum kat, zemin katta yer alan giriş, 1. ve 2. katlarda yer alan sosyal-kültürel alanlar, 3.4.5. katlarda belediye birimleri ve son olarak da çatı bahçesi. Giriş ve çatı bahçeleri ortak olarak hem sosyal-kültürel etkinliklere ev sahipliği yapabilir hem de belediye etkinliklerine mekan sağlayabilecek şekilde kot olarak en altta ve en yukarıda ortak alanlar yaratılmıştır. Zemin katta bulunan konferans salonunda belediyeye ait etkinlikler de birçok insanın diğer katlarda düşey sirküle edilmesine gerek kalmadan gerçekleştirilmesine olanak sağlamıştır. Birinci ve ikinci katlarda gerek yöre insanına yönelik atölye, eğitim kursları derslikleri, kütüphane gibi etkinliklerin gerçekleştirilebileceği alanlar bulunmaktadır. Bu mekanlar açık ve serbest bir şekilde toplanma mekanlarıyla ve sergi yeri kafe tarzı zaman geçirilebilecek alanlarla desteklenmeye çalışılmıştır.
Belediye bölümü ise 3 kata birimleri yayılmış açık ofis mantığında açılıp kapanabilen katlanır cam sistemlerle olabildiğince şeffaf bir şekilde olan modüllerden yaratılmaya çalışılmıştır. 3. ve 4. katlarda hizmet birimleri arşiv fotokopi odaları bulunmakta olup 5. katta ise başkanlık, başkan yardımcıları, kent konseyi ve meclis bulunmaktadır.
ÖZET & SONUÇ
Rize’nin Ardeşen ilçesinde sosyal tesisleriyle birlikte tasarlanan belediye yapısı yörenin fiziksel dezavantajlarının yanı sıra potansiyellerinin farkına varması ve iyileştirilmesi amacıyla tasarlanmıştır. Aquaponik sistemin yöreye kazandıracağı bilinç üzerinde durulması yapının tasarım fikrinini çıkış noktası olmuştur. Bunun için sistemin özellikleri üzerine ve Karadeniz hinterlandının geçirmiş olduğu gelişim-değişim üzerine literatür araştırması yapılıp şemayla ve grafiklerle anlatılmaya çalışılmıştır. Balıkların üretimi olan zengin nitratlı atıklar çay bitkilerinin besin ihtiyacını oluşturmaktadır ve bölgedeki permakültür ağının öncüsü olması hedeflenmiştir.
Havuz sistemleri zemin katta giriş cephesine entegre edilip yine zemin katta çay yetiştiriciliğinin iyileştirilmesi için uygun çay yatakları düşünülmesiyle yapının çevresine ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel birimleriyle de sosyolojik olarak katkı sağlanması düşünülmüştür. Yapının çevresel enerji sürdürülebilirliği olarak güneş enerjisinden elektrik üretmek yerine dalgadan enerji üretimi tercih edilmiştir.
Yapısal olarak yerin sağladığı ahşap malzeme geleneğinin dokusal sürdürülebilirliği amaçlanarak modern gelişmiş endüstriyel lamine ahşap sistemler ile yapının strüktürel tasarımı yapılmıştır. Ahşabın sıcaklığının Karadeniz gibi bir yörede konut mimarisinden dışarı çıkılarak farklı mekansal kurgular ve formlar aranmıştır.