Proje Raporu
Konum
Yarışmaya konu olan tasarım alanı Muğla İli’nin Milas İlçe’sinde yer almaktadır. Alanın kuzeyinde Milas ilçe merkezi ve Milas Belediyesi yer almakta, bölgenin genel dokusunu konut ağırlıklı yapı tipolojisi oluşturmaktadır. İlçenin önemli ana arterlerinden birisi olan Lozan Caddesi, alanın batı sınırını tanımlarken, bu güzergah boyunca konumlanan Balanca Deresi, debisi oldukça azalmış olsa da varlığını sürdürmektedir. Güney yönünde ilçenin Bodrum, Söke bağlantılarını sağlayan anayollar bulunurken güneybatıda Milas Anadolu Lisesi yer almaktadır. Doğu yönünde ise ağırlıklı olarak konut dokusu bulunmaktadır. Proje alanında mevcut durumda Milas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yer almaktadır ve yeni önerilecek tasarımda okul arazisi kullanılacaktır. Arsada mevcutta okul, lojman ve atölye binaları bulunmaktadır. Dört adet girişi bulunan alanın ana girişi Şair Ulvi Akgün Caddesi’nden sağlanmaktadır.
Yer
Milas beş bin yıllık geçmişi ile Karia Uygarlığı’nın en önemli kenti olmuştur. Ardından Roma, Bizans, Selçuklu, Menteşe ve Osmanlı uygarlıklarına ev sahipliği yapan kent, çok katmanlı kültürel ve tarihsel referanslarla şekillenen kozmopolit bir kent olarak öne çıkmaktadır. Ek olarak yakın çevresinde Eralekia, Euromos, Labranda gibi birçok antik kent bulunmaktadır.
İklim
Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgede yazlar sıcak, kışlar ılık ve yağmurlu geçmektedir. Ülkemizin Karadeniz Bölgesi’nden sonra en çok yağış alan yeri bu bölgedir (yıllık; 1194,1mm). Milas’ta çoğunlukla kuzey ve güney yönünden esen rüzgarlar görülür. Yazın karayel ve poyraz havanın aşırı sıcak hissedilmesine neden olmakta, kışın ise ayaz yapmaktadır. Güneyli rüzgarlardan meltem yazın serinletmekte, kışın havanın ılımasını sağlamakta; lodos da kışın havayı ılıtmakta ve yağmur getirmektedir. Yıllık güneşli gün sayısı yaklaşık 95,4 gün olan şehirde, günlük güneşlenme süresi ise yaklaşık olarak 7,3 saattir.
Tasarım Yaklaşımı
Tasarıma konu olan yerel yönetim yapısının, coğrafyadan ve siyasi bağdaşımdan uzak, halkın gündelik hayatının bir parçasını oluşturan, ulaşılabilir, şeffaf, günün farklı saatlerinde kentli kullanımını desteklemesi muhtemel birimler ile kullanım amaçlarını çeşitlendiren, bulunduğu yerin tarihsel ve kültürel geçmişi ile uyumlu, sosyal sürdürülebilir bir kent parçası olması, mimari yaklaşım biçimlenişinin temelini oluşturmaktadır. Bu mottoyu gerçekleştirebilmek için kişiler ve kurumlardan bağımsız, kolektif ve saf işlev odaklı çalışmak esas prensip durumundadır.
Tasarımın öncelikli amacı; kentsel bellekte yer edebilecek, halkın tamamının kullanımına olanak sağlayacak, şeffaf ve sosyal bir belediyecilik örneği yaratmaktır. Bu doğrultuda yapı; işlevsel açıdan oldukça geçirgen, kent ve kentlinin ihtiyacına yönelik şekilde çalışabilmektedir. Şeffaf belediyecilik kavramı ışığında tasarlanan ve projede kamusal zeminden doğrudan ulaşılabilen kent konseyi görsel açıdan çevreye açık hale getirilmiştir.
Tasarlanan yapının kentle bağlantıları mevcutta halkın en çok kullandığı akslar üzerinde şekillenmiş ve toplu taşıma ile ulaşım göz önüne alınarak durak, bisiklet ve yaya yolu çatkıları önerilmiştir.
Yarışma için önerilen belediye binasının ihtiyaç programı, zemin katta konumlandırılan restoran, sergi-atölyeler, kültür merkezi, kreş, meydan ve avlu gibi işlevler ile, farklı kullanıcı profillerinin, farklı kullanım zamanlarında içinde yer alabilecekleri, 7/24 yaşayan bir kent merkezi oluşturması amaçlanmıştır.
Yapının açık, yarı açık ve kapalı alan kurgusu ile belediye ile sosyal işlevlerin bir arada yürütülebilmesi planlanmıştır. Yapının, yerel yönetim – kentli – kültürel faaliyet kavramlarının iç içe geçtiği bir arayüz haline dönüşmesi amaçlanmıştır.
Yapı tektoniği, tek çatı altında farklı işlevsel birimlerin bir araya geldiği, parçalı bir mimari dil tanımlamaktadır. Zemin kat, yerel yönetim ve sosyal-gündelik hayatın iç içe geçtiği bir mekan tanımlarken, üst kotlarda, işlevsel ayrışma ve özelleşen mekan kurgusu öne çıkmaktadır. Yapı merkezini kurgulayan avlu, farklı işlevsel birimlerin görsel temasını artıran, çok katmanlı etkileşim alanı oluşturmayı amaçlamaktadır. Milas Belediye Binası, tek bir çatı altında insanların bir araya geldiği, karşılaştığı ve mimari yaklaşımın temelini oluşturan sürdürülebilir kolon sistemi ile, yönetim yapısı imgesini, kentli / yönetici/ ölçek indirgemesinin ötesine taşıyan, günümüz sosyal hayatının ötesinde geleceğe dokunan, sürdürülebilir ve kendi kendine yeten bir idari yapı imgesi yaratma çabası oluşturmaktadır.
Özetle, sosyal ve ekolojik sürdürülebilirlik kavramı, mimari yaklaşımın temelini oluşturmakta, günümüz popüler mimarlık akımları bir kenara bırakılarak, söylediği sözün gelecek kuşaklara daha güzel bir dünya bırakmak olduğu örnek bir yönetim yapısı oluşturmak amaçlanmıştır.
Ekolojik Saçak
Yapı çeperini teşkil eden saçak, yoğun yağış alan alanın, yağmur suyu dönüşümünü maksimize etmektedir. Ek olarak güney yönünde yükselen çatı kurgusu, gün ışığından maksimum faydayı sağlayacak şekilde konumlandırılan fotovoltaik paneller ile zenginleştirilmiştir.
Ekolojik Yaklaşım
Sürdürülebilir mimarlık, yapının çevresel etkenlerle uyum içinde var olmasıdır. Bugün yapı endüstrisinin doğaya verdiği zararı minimuma indirebilmek ve maksimum enerji tasarrufu sağlayabilmek adına çevre dostu yapılar bir zorunluluk olarak karışımıza çıkmaktadır. Gelişmiş teknolojik sistemler ve bunların yapı tasarımına entegre edilebilmesiyle sürdürülebilir mimari kavramının etki alanı genişlemiştir.
Günümüzde binaların ekolojik olarak doğaya katkılarının sınıflandırılabilmesi için bir takım sertifika sistemleri oluşturulmuştur (Bream, Leed, DGNB, Greenstar..). Bu sertifika sistemlerinin alt başlıkları farklı alanlarda binanın ekolojik ayak izinin azaltılması üzerine ayrışmıştır. Projede Leed sertifika sisteminin alt başlıkları baz alınarak ekolojik yaklaşım açıklanmıştır.
Tasarlanan binada kullanılan yöntemler sadece enerji kullanımını optimize etmekle kalmayıp çevrenin sosyo-ekonomik çerçevede gelişmesine de katkı sağlar.
Proje alanına ulaşım, toplu taşıma, bisiklet parkı ve değişim alanları ile desteklenmiş, bireysel araç kullanımının, dolayısıyla çevre kirliliğinin ve fosil bazlı yakıt kullanımının azaltılması amaçlanmıştır.
Proje alanının %73’ü açık alan olarak düzenlenmiş, inşaat alanı %35 azaltılmıştır. Aynı zamanda toplam alanın %45’i yeşil alan olarak düzenlenmiştir.
Alanda var olan ağaçlar maksimum ölçüde korunarak peyzaj düzenlemesine dahil edilmiştir. Toplam yeşil alan düzenlemesi 6650m2 ‘ye ulaştırılmıştır.
Projede su verimliliği adına yağmur suyu ve gri su yönetim sistemleri düzenlenmiştir. Yağmur suyu saçaklardan yağmur olukları yardımıyla toplanarak bir su deposuna aktarılmakta ve burada filtrelenerek arıtılmaktadır. Yapıdan gelen gri su da toplanarak filtrelenmekte ve daha sonra arıtılmış yağmur suyuyla beraber bir depoda toplanmaktadır. Arıtılmış gri su ve yağmur suyu; peyzaj sulamasında ve yapı içinde tekrar kullanılmaktadır. Aynı zamanda yapıda gri su arıtma sistemi, sensörlü rezervuarlar, susuz pisuarlar, debi ayarlı musluklar ve peyzaj alanında daha az su tüketen, su verimli bitkilerin seçilmesiyle su tasarrufu yapılması amaçlanmaktadır.
Peyzaj düzenlemesinde önerilen yağmur bahçesi, yağmur suları için doğal filtre görevi yaparak suyu temizlemekte ve yeraltı sularının beslenmesini sağlamaktadır. Ayrıca burdan elde edilen su ile peyzaj sulaması da yapılmaktadır. Yağmur bahçesinde yapay sulak alanlarda yetişebilen köklü bitkiler seçilmiştir. Seçilen bitki türleri, hasır otu (typha ss.), japon şemsiyesi(cyperus), kamış (phragmites australis), saz (scirpu, eleocharis), kareks (carex), yem kanyaşı (phalaris arundinacea), koca tatlı çim (glyceria maxima) gibi türlerdir.
Yapı, gün ışığından maksimum verim alınacak şekilde tasarlanmıştır. Bu şekilde enerji tüketiminin minimum seviyede tutulması amaçlanmış, yapı içerisinde fonksiyon dağılımı da mekanların gün ışığı ihtiyacı dikkate alınarak yapılmıştır. Yapıda saçak üzerinde bulunan açıklık, iç mekanların gün ışığından maksimum verimle yararlanmasını; binanın pasif şekilde enerji kaybını azaltmasını sağlamaktadır.
Saçak üzerine yerleştirilmiş olan fotovoltaik paneller sayesinde güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretilmektedir. Güneş paneli için binanın çatısında yaklaşık 2300m² lik alan bırakılmıştır. Bu panellerden bir yıl içinde yaklaşık 610.000 kWh enerji üretilebilmektedir.
İç aydınlatma sistemi harekete duyarlı sensörlerle otomatik kontrollü olarak düşünülmüş, bu sayede enerji tüketimini azaltmak amaçlanmıştır.
Binada kullanılması önerilen yapısal malzemelerinin tümü yerel malzemeler arasından seçilmiştir. Böylelikle malzeme taşımadan kaynaklanan yakıt tüketimi ve çevre kirliliğinin en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.
Binanın çatı yüzeyinde fotovoltaik panellerin bulunmadığı alanlarda %85 yansıtıcılık oranına sahip açık renkli membran kullanılırken cephelerde %75 yansıtıcılık oranına sahip açık renkli boya kullanılmıştır. Böylece binanın fazla ısınmasının ve alan üzerinde ısı adası oluşmasının önüne geçilmiş olur. Ayrıca otopark alanı bodruma alınarak da ısı adası etkisi azaltılmıştır.
Yapıda kullanılacak malzemeler düşük emisyonlu, VOC değeri düşük ve çevreye zararlı etkisi minimumda olacak şekilde seçilmiştir. (Söz konusu bileşenler kronik sağlık problemlerine neden olmakta ve ozon tabakasını olumsuz yönde etkilemektedir.)
Milas, ılıman bir iklime sahiptir. Tasarım alanı konum olarak alçak hava hareketinin hakim olması sebebiyle yılın büyük çoğunluğunda doğal havalandırma sağlayacak şekilde çözümlenmiştir.
Muğla kentinin sembollerinden olan ‘Muğla bacası’ 19.yüzyıldan bu yana kullanılmakta ve özel yapısı sayesinde ev sahiplerini karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı korumaktadır. Muğla bacası, üzeri kapalı, geniş ağızlı olarak, özellikle yağmurda sert esen rüzgarı kesecek biçimde, dikdörtgen olarak yapılmakta ve dört tarafı açık olduğu için baca tıkanmalarını ve tütmesini engellemektedir. Muğla Bacası’nda uygulanan prensipler proje ölçeğinde tekrar ele alınmıştır. Dört yönde bulunan dört açıklıktan yapıya alınan temiz havanın, yapı içinde dolaştıktan sonra avluyu ana açıklık olarak kullanarak yapıdan uzaklaştırılması amaçlanmaktadır.
6 yorum
Sunumda korunan ağaçlar diye ufak diagramlar gösterilmiş ama vaziyet planı ile alakasını göremedim. Kağıt fiyatlarının uçması ekibin vaziyet planına, çevredeki binaları geçtim proje arsasını bile sığdıramamasına neden olmuş sanırım. Arsanın güneyinde bulunan, diğerlerine nispeten büyük ağaçlar korunmaya çalışılmış ama kuzeyden gelen yolu takip eden aksın sağında kalan ağaçlar tamamen binaya kurban gitmiş. Binanın planları güzel, kendi içinde tutarlı ama arsaya kutu gibi oturan bu bina Kayseri’ye Nevşehir’e götürülse yine bir şey fark etmez gibi duruyor. Tarihi dokuyu sahiplenen bir bina gibi aslında ağaçlar içinde yayılan bir bina arsayı daha iyi sahiplenirdi diye düşünüyorum. (örnek olarak İnegöl belediye binası yarışması 1.ödülü alan bina https://goo.gl/mghGMH ). Hem 8 e 8 otoparkta açılan kentsel yaşam avlusuna gerek kalmazdı çünkü arsanın her tarafı değerli ağaçlar ile dolu. Güzel bir bina elinize sağlık ama yer ile alakası sorgulanır. 12-13 arsa içinde jürinin arsa hakimiyeti sınırlı tabi, yarışma için istenen alanlar ve işlevler yazılarındaki fontları bile düzenleyemeyecek kadar az gayret göstermiş idareyi ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Her şeyden bağımsız, binayı ilk gördüğümde https://goo.gl/36hr8k
https://goo.gl/ZLG6yH gibi projeler aklıma geldi.
Tekrardan elinize sağlık, tebrikler.
Koca koca adamlar çekinmeden, utanmadan..
https://goo.gl/UhixMZ
Binalar çift yaratılmıştır.
“Yağmur İniş Borusunda Geometrik Arayışlar”, ” Bir Yağmur İniş Borusunun Düşündürdükleri”,
* Proje müellifi eğer juride Arolat, Sayın vb. mimarlar olsa idi o yağmur iniş borusunun kafasında kırılma ihtimalinin bir hayli yüksek olduğunu hepimizden iyi bilmektedir. yüzeysel bir google taraması sonucu juri üyeleri teşhis edilmiş, yarışmayı düzenleyen kurumun adı ve yarışmanın odadan bağımsızlığı gibi durumlar da göz önünde bulundurup şeytana uyulmuş anladığım kadarıyla.yarışmalardan 30 küsür ödülü olan isimlerin mimarlığı indirgediği nokta gerçekten hayret verici.
*Bu arada yağmuru şöyle indirdim, böyle depoladım tepeye de güneş panelleri koydum mavrasından bir tek ben mi sıkıldım acaba?
*Herzog esintilerine gelir isek : Herzog’un stadyumundaki gücünü merdivenleri, tribünü , içerisinden patlayan döşemeleri ve düzensiz incecik kolonları ve bunların kesit ilişkilerinden alan bu kompozisyonunun basit biçimsel bir yaklaşım ile zorlama bir şekilde projeye yedirilmeye çalışıldığını düşünüyorum.
Kaldı ki kotarılamamış zaten böylesine güdük (küçük anlamında) bir yapıda.
Yok sayın Kitsch Hunter; ben de sıkıldım…