Katılımcı (SP18Bgsg5), SteelPRO 2018 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması

Mimari proje raporu:

İstanbul, tarihiyle, doğal güzellikleriyle ve iki kıta arasında bir köprü olması ile birlikte; günden güne daha da belirgin hale gelen kentsel sorunları ile de ön plana çıkan bir metropoldür. Bu kentsel sorunlar gerek 15 milyon yerleşik nüfusun yaşamını gerekse de yılda 10 milyon turistin İstanbul deneyimini olumsuz etkilemekte ve dolayısıyla, bu sorunların çözümü şehrin yaşanılabilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu kentsel sorunlar arasında ulaşım odaklı metropolleşme göze çarpmaktadır. Bu metropolleşme tipi, kentsel planlamada odağın insandan ulaşım araçlarına kaymasına sebep olmaktadır. Bu kayma durumu devasa caddeleri ve kendi yapı stokunu doğurmuştur. Bu sorunlar, kentliler için İstanbul’ u bir bütün olarak algılayamama, toplu veya özel taşıtlar olmadan kentte hareket etme kabiliyetinin kısıtlanması ve insani amaçlarla değerlendirilmesi gereken zamanın kentsel sorunlarla baş etmeye harcanması gibi gündelik yaşamı olumsuz etkileyen sorunları ortaya çıkarmıştır.

E5 otobanı, ulaşım odaklı günümüz İstanbullunun ana arteri konumunda olması, İstanbul’ un önemli bölgelerine temas etmesi, günlük 1 milyon İstanbullunun ulaşım için tercih ettiği metrobüs hattını barındırması sebepleriyle bu kentsel sorunların çözümü için potansiyeli olan bir hattır.

Koridorlar, insanları birbirleriyle karşılaştıran, yapıların içinde sirkülasyonu sağlayan ve mekanları bir düzene sokarak mekansal ve sosyal verimliliği en üst düzeye çıkartan mimari bir elemandır. Bu proje günümüz İstanbul’unu, insanların sosyal ve mekansal ihtiyaçlarını karşılayacak bir koridoru olmayan bir mekanlar bütünü olarak tanımlamakta ve İstanbul’ a kentsel bir koridor önermektedir.

Bu kentsel koridor, mevcut kentte kamusal bir alan yaratmanın imkansızlaşmasından da öte, E5 otobanının sahip olduğu potansiyeli değerlendirmek amacıyla E5 otobanını mevcut katman olarak görmekte ve bu katmanın işlevini koruyarak üzerinde ikinci bir katman, bir dikey yerleşke, olarak var olmaktadır.

Etiketler

5 yorum

  • burak-ergul says:

    Proje animasyonunu izlemek için; https://goo.gl/3eyyqX

  • azat-yalcin1 says:

    yeni nesiller korkusuzca doğruyu savunmalı, radikal ve özgün çözümler sunmalı. para koparmak veya güçlüye yanaşmak derdiniz olmasın. başkan gıdıklayıcı ”boşluğa şunu çaksak OLAR MI?” öneriniz yanlış. geometrisi güzel kavanozlar yerine düşünce ürünü aramalısınız. mesela metrobüsü zemin altına al, üzerine ”ulaşım” yeşil aksı koy. biraz demodesi havaray çak, altta yeşil aks yap. bu öneriler de zaten var. yarışmacı olarak hayata atılmanız ise çok yerinde, tebrikler…

  • burak-ergul says:

    Kritiğiniz için teşekkürler Azat Bey. Ancak bir şey çakmak için boşluk arama gibi bir derdimiz hiç olmadı tasarım sürecinde. Yarışmanın konsepti, zemine oturmayan ve kentsel sorunlara çözüm sunan bir yapı tasarlamak üzerineydi.

    Bu durum bir yana, ulaşımı zemin altına alıp üstü yeşillendirmek ise her yarışmada görmekten kurtulamadığımız ve gerçekleştiremediğimiz bir öneri. Bunun yerine uygulanabilir biçimler ile kentin ihtiyaçlarını özgün bir bakışla karşılayan bir program önermeyi düşündük. Hayalci bir öneriden ziyade bizzat içinde yaşadığımız mevcut kenti bir nebze olsun daha yaşanabilir kılacak bir öneride bulunmak istedik.

  • azat-yalcin1 says:

    ulaşımın zemin altına alınmasının neresi hayali? bin tane örneği var; ki doğru veya yanlış demedim. ayrıca bu yapının fizibilitesini yapacaksınız ileride ve o zaman diyeceksiniz ne pahalı şey önermişiz. mimarlığa ilk adımlarınızda olguya yaklaşımınıza, problem tespitinize ve bu probleme sorduğunuz bilimsel sorular ile verdiğiniz cevapların ”ÖZGÜNLÜĞÜNE” dikkat edin.

    problem, kentsel bir sorun mu/ kentsel (eksikliği hissedilen) bir ihtiyaç mı?
    metrobüs hattında birincil/güncel sorunumuz nedir? (aynı zamanda bir ihtiyaç meselesi olsun bu)
    -kapasite sorunu ve standardizasyon eksiklikleri (mesela bu sorunu UKOMEde JICA ile çalışırken 5 yıl önce bile biliyorduk)
    -zemine oturmamak? bak bu soru risklidir. hem portable bir çağrışım var hem de istanbullu olmasın ifadesi. yani görünüme ”müdahil olmasın” isteniyordur, iyi düşünmelisiniz.
    -yarışmayı aşmak? zemine oturmayan ”KALICI” hamle ne olabilir? çok ciddi düşünsel bir yaklaşım.
    işte bunu oturup tartışmak gerekiyor.

    sizin proje zemine mis gibi oturuyor. ciddi boyutlara ulaşmış kentsel bir soruna yük de getiriyor. böyle olmaz bu işler. +hocalarınızın uyduruk ve içi boş akademik dilinden kurtulmalısınız: uygulanabilir biçimler, program önerisi…vs. biçimi uygulamak nedir, kitliyor musunuz araziye? program önerisi nedir, sistem mi hedefte? düşünerek konuşun, hissederek çizersiniz

  • burak-ergul says:

    Azat Bey, ulaşımın zemin altına alınması önerisinin binden fazla örneği olduğunun farkındayım ve bunun özgün bir fikir olmadığını, özellikle yarışmalarda sakız çiğner gibi önerilmesini eleştiriyorum zaten. Gerçekleştiremiyoruzdan kastım ise bu öneriyi mimari bir bakışla ele alınmadan, kolayca bir çok sorunun üstünü kapatma amaçlı uygulandığına dair gözlemim.

    Ele aldığımız problem de metrobüs hattının problemleri değil, kentin problemleridir. Bu sayfadaki yazıda detaylı olarak anlatılmakta zaten ele alınan problemler ve bu problemleri çözmek için E5 hattını seçme sebeplerimiz. Uygulanabilir veya hayali, doğru veya yanlış, güzel veya çirkin .. Herhangi bir iddia da bulunmuyorum. Tek iddiam, yaşadığımız ve her gün deneyimlediğimiz kentte hayat nasıl bir ek ile biraz olsun güzelleşir sorusuna cevap vermek üzerine kafa yorduğumuzdur.

    Zemine oturmamaktan kasıt var – yok arası bir yapı tarifi değildi. Böyle bir yorumda bulunularak proje geliştirilebilir, o ayrı. Zaten bu tabiri kısaca isteneni anlatmak için kullandım. Şartnamede, herhangi bir imada bulunulmamıştı.

    Projemizin alandaki varolduğunu gösterme seviyesi olması gerektiği seviyenin üstünde olabilir, o da ayrıca tartışılabilir. Ancak tüm bu konuştuklarımızdan da önce, çok temel bir sorun var: O da tartışma biçiminiz

    ‘uyduruk ve içi boş’ gibi gereğinden fazla özgüvenli ifadeler sadece mimarlığa değil, yapıp etmeye dayalı tüm alanlarda tehlikeli sonuçlar doğurmakta. Bir ifadede anlatılmak isteneni bırakıp, kelimeleri cımbızla çekerek farklı anlamlarda kullanılmış gibi göstermek de pek hoş değil. Zanna dayalı ve suçlayıcı eleştirilerin zararlı olduğunu düşünüyorum.

    Yine de projemizle ilgilenip kelam ettiğiniz için teşekkür ederim. Bana da projemi hatırlama ve fikirlerimi daha detaylı paylaşma fırsatı oldu. İyi günler diliyorum.

Bir yanıt yazın