Casa Proa

GÓmez & GOrshkova tarafından tasarlanan ev, jenerasyonlar boyunca mülkiyeti bölünerek küçülmüş bir arazinin üzerinde, düşük bütçeli fakat kaliteli bir yapı.

Mimarları projeyi anlatıyor:

Rekreatif amaçlı bu ev, kiler veya tavuk kümesi gibi, taştan yapılmış bir yardımcı mekanın üzerine inşa edildi. Majada edenilen bu yardımcı yapılar zengin bostanların civarında, kasabanın çeperinde bulunurlardı. Yapıyı bulduğumuzda yıllardır kullanılmayan ve harap bir vaziyette idi.

Yeni bina, jenerasyonlar boyunca devam eden arazi bölünmeleri sonucunda, beşgen bir geometri üzerinde oturuyordu. Zorlayıcı arazi koşullarını makul yaşam standartlarıyla uzlaştırmak projenin temel meselesi oldu. Sıkışık arazi sınırlarının etkisi altında uygulanan strateji, projeyi basit imkanlarla çözdü. Yardımcı mekanlar yerleşim şemasında çepere yerleştirilerek; bodrum katında mutfağın, alt katta oturma odasının, üst katta yatak odası ve çalışma odasının olduğu merkezi bir yaşam mekanı temiz bırakıldı.

Bu düzenleme binaya, karakteristik bir delikli kabuk imgesi verdi. İç mekanla sınırlı olmayan, cömert pencerelerle peyzajın derinliklerine açılan korunaklı bir alan… Tepeler ve vadiler ev içi mekana davet edildiler ve enginliklerini bu mütavazi eve ödünç verdiler. Bu muhtemelen projenin en büyük tutkusu oldu; bunun haricinde evdeki deneyim, yemek, dinlenmek ve sohbet etrafında dönen basit bir yaşamın yenilenmesinden daha fazlası değildi.

Proje, arazideki katı mimari mevzuatların ötesinde, popüler mimarlık ve çağdaş beğeni tarafından paylaşılan geniş ortak zemine basıyor. Geleneksel estetik zeminin günümüz yorumu; ahşap, çatı kiremiti, kil ve yaygın kullanılan beyaz renkte kendini açık eden basitliğe övgüde tercüme oluyor.

Casa Proa, küçük ölçekli yapıları yeniden kullanıma sokarak, kaliteli bir çevrede düşük maliyetli konut sağlamayı hedefleyen bir modelin ilk örneği.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın