UZUNDERE CEMEVİ SOSYOKÜLTÜREL MERKEZ
o1. Yer | Mahalle
İzmir Metropolü’nün güney sınırını çizen çevre yolu ile dağlık-doğal alan arasında kendine bir yer bulmuş bir mahalle Uzundere Mahallesi. Mahalleye sadece çevre yolundan ayrılan Eski İzmir Caddesi ile ulaşılabiliyor ve bu cadde, Orman yolu (Evka 7 Yolu) olarak devam edip Gaziemir’e bağlanıyor. Kente dolayısıyla metropol hayatına tek bir cadde üzerinden cılızca bağlanıyor olması, mahallenin izole kalmasına ve karakteristik unsurlarının bozulmadan yaşamasına imkan sağlıyor. Ve bu karakteristik unsurlar çok etkileyici.
Uzundere bağlantısında mahalleye girdiğimizde sanki Çevre Yolu’nun altından değil de bizi 25 yıl geriye götüren bir zaman kapısından geçiyoruz. Hala sokaklarda oynayan çocuklar var. Bir – iki katlı bahçeli evler. Güzel erik ağaçları ve erik koparan veletler… Işık almayan bir ofiste hayatından bıkmış bir memur tarafından çizilmediği son derece belli olan, zaman içerisinde ve yavaşça evrilerek oluşmuş ve bizi her an bir sürprize hazırlayan yollar. “İmar Yolu” olmadığı için kapılarının önünde çiğdem çitleyebilen ve kahkahaları eksik olmayan teyzeler. Yapı kalitesi olarak oldukça düşük fakat ara mekanlar ve insan samimiyeti olarak oldukça zengin bir mahalledeyiz.
Cemevine yaklaşırken yapılı çevre daha karakteristik hale geliyor. Cemevinin karşı tarafındaki evler, yol boyunca taş duvardan setlerin üzerindeler.
Yerden yüksekliği 1 ile 2 metre arasında değişen taş duvar üzerine kurulu bir dünya. Bu duvar hem toprağı tutuyor hem de evlere bir baza oluşturuyor. Yolla kurdukları ilişki merdivenle. Çekme mesafesi olmadan yoldan direkt merdivenle bağlandığımız yapıların samimiyeti var. Aslında farklı bir ölçekteyiz. Yollar dar, binalar küçük, birbirine yakın ve kısa. Yapı-yol ilişkileri alıştığımızdan farklı… Doluluk boşluk ilişkileri farklı. Sanki 1/500 bir dünyada 1/1000 olarak unutulmuş bir yer gibi. Mütevazi bir yerdeyiz.
Projemiz nerede olduğunun farkında olan bir şekilde sakin ; fakat hassas bir ibadet yapısı olarak kendi varoluşunu ortaya koymaktan çekinmeyen bir şekilde tasarlandı. Yapının yolla – mahalleyle kurduğu ilişki son derece mütevazi. Tıpkı karşı karşıya olduğu taş duvar setler gibi taş duvarlardan oluşan vakur bir kompozisyon. Yoldan geriye çekilerek dar yolun biraz nefeslenmesini sağlıyor. Yol üzerindeki en son yapı olduğu için bu geri çekilme arkasındaki güzel dağları ve ağaçları ortaya çıkarıyor.
o2. Eşik
“Eşik” kavramı bu projeyi kuran en önemli fikir. Arsa topografik açıdan oldukça ilginç bir yapıya sahip. Mahalleye yakın (yola yakın) bölüm 1215 m²lik alan tek düze bir kotta devam ediyor. Alanın mahalleye uzak bölümü ise 1510 m² ve %31 lik bir eğimle dramatik bir şekilde düşüyor. Bu iki farklı karakter ise yoğun bir ağaç dokusuyla tamamen ayrılmış durumda. Yani yoğun ağaç dokusu, tek düze kottan çok eğimli olana; mahalleye yakın olandan uzak olana, yapılı çevreden doğal çevreye bir geçiş alanı, diğer bir deyişle kuvvetli bir “eşik”.
“Bu yoğun ağaçlık alanla nasıl ilişkileneceğiz?” sorusu önemli bir soru. Yok mu sayacağız? Hiç dokunmadan adına park deyip bırakacak mıyız? İçine, gerçekçi olmasa da, bıdır bıdır atölyeler mi yerleştireceğiz? Bu alana bu şekilde her yaklaşım, onun sadece “yeşil” karakterini ön plana çıkarmak fakat onun “eşik” karakteriyle bir ilişki kuramamak olacaktır.
Alevi inancında Cem Meydanına açılan kapı eşik olarak adlandırılır. Kutsallığı vardır. Bir âlemden başka âleme geçişi simgeler. Önerimizde Alevi inancındaki eşik kavramı ile Mimari eşik kavramını birleştirerek sadece anlamsal değil (mana) bu anlamı kuvvetlendirici yapısal (madde) bir yorum getirdik. Cem Meydanı yoğun ağaçlık alanın sonuna yerleştirildi. Bu sayede Cem Meydanına giden yol eşiğin kendisi olarak tasarlandı. Mimari olarak yoğun yeşil alan zaten bir eşik olduğu için, bu yola giren her can maddi alemden soyutlanmaya başlıyor, başka bir aleme geçmeye hazırlanıyor. Bu yol hissiyatı kuvvetli bir yol. Yavaşça ve hafifçe azalan kot uhrevi hayata bir hazırlık. Cem Meydanı karşısında alçalmamızı sağlıyor. Yolculuk, bir rampa ile başlıyor ve farklı farklı kesitlerle devam ediyor. İki yanındaki ağaçların gölgesiyle ve yaprak sesleriyle; taş duvar setleri, küçük kot farklılıkları ve duvar parçalarıyla, havuz ve barbakanlardan akan su sesi ve kuş cıvıltılarıyla hissiyatı oldukça kuvvetli bir yol.
Bazen bir taş duvar parçası, hemen bir an sonra üzerinden sular dökülen barbakanlı bir duvarın altında Havz*ı Kevser. Ve Meydan evinin önünde ulu bir hayat ağacı. Hepsi birlikte ağır başlı bir kompozisyon oluşturuyor.
o3. Yerleşim
Cemevi’ni oluşturan alt birimler dahil tüm program, akışkan bir harekete imkan verecek şekilde ve tanımlı boşluklar oluşturacak şekilde konumlandırıldı. Bu sayede dış mekan sürekliliği ve ardışık dış mekanlar elde edildi.
Mahalleye yakın konumlanan Dua ve Cenaze Bekleme alanı hem mahalle içinde bir boşluk olarak çalışmaktadır hem de dışarıdan cenaze için gelen insanlar, kampüsün içlerine kadar girmeden cenaze alanına ulaşabilmektedir. Cenaze olmadığı zamanlarda ise mahallelinin kullanımı için ayrılmış bir kahvehane Dua ve Cenaze Bekleme alanının arka tarafına, ağaçlık alana bakacak ve dış mekan kullanımına da imkan verecek şekilde konumlandırılmıştır. İşlevlere kullanım dışında ıssız kalan formel yerler ayrılmaktan kaçınılmıştır.
Yol kotundan basamaklarla inildiğinde 160.oo kotundaki Aşevi ile Sergi alanlarının giriş holüne ulaşılmaktadır. Sergi Alanları ve Fuaye yarı açık mekanlardır ve dış mekanın devamı niteliğindedirler. 157.oo kotundaki Fuaye de Sergi salonu ile birlikte ele alınmış böylece mekanın sürekli yaşaması sağlanmıştır.
Arsanın etrafını saran yoldan alana farklı kotlarda girişler vardır. Bu sayede proje bulunduğu yere sıkı sıkıya bağlanmıştır. 157.oo kotundan girilerek Fuaye Meydanına, 153.oo kotundan iki noktadan girilerek Kafeteryanın alt katına, Kitaplığa ve Yönetim Alanlarına, 149.oo kotundan da Mihman Evi ve Atölyeler Meydanına ulaşılabilir.
Bütün bu kompozisyon içerisinde ise Meydan Evi bütün bu programın üstünde yerle gök arasında bir yerde konumlanmaktadır.
Meydan Evi
Meydan Evi tasarımında Alevi inancında önemli yeri olan bazı kutsal kavramlara yer verildi. Bu kavramların kimisi daha belirgin kimisi biraz daha muğlak. Yüzyıllardır karanlık çöktüğünde eşkiya bastığı için Aleviler, aydınlığa hasrettirler. Bu sebeple; iç karartıcı, kapalı, karanlık bir ibadet mekanındansa doğaya açılan, ferah, aydınlık bir Cem mekanı tasarladık. Semah alanını tanımlayan 12gen döşeme, tepede açılan 12 adet ışıklık ile anlamsal bir ilişki kurmaktadır. 12 ışıklık, 12 imamı hatırlatır ve ibadet, onların gölgesinde yapılır. Tam ortada tepede yer alan ışıklık, fiktif Dar Ekseni’ni (axis mundi) ifade etmektedir. Mekanın 4 duvarı ise 10’ar adetten toplamda 40 koyu ahşap plaka ile dönülmektedir.
Jüri Raporu
4. ELEME
40 SIRANO’LU PROJE Açık ve kapalı mekan örüntüleriyle taş, ahşap ve beton tektoniğini ustaca bir araya getiren bir proje. Öte yandan bu dil fazlaca dallanıp budaklanarak bağlam ve konuyla ilgili uyumsuzluklara yol açmıştır.