Katılımcı, Merzifon Belediyesi İş ve Yaşam Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ TASARIM RAPORU

MERZİFON

Tarihi Tunç Çağı’na kadar uzanan, Hititler, Lidyalılar, Persler ve Bizanslılar dahil olmak üzere birçok farklı uygarlıkla etkileşime girmiş olan Merzifon, gerek bulunduğu konum itibariyle, gerekse mimari miras bakımından çok sayıda ve farklı türlerde anıtlara sahip zengin bir yerleşimdir. Orta Karadeniz bölgesinin iç kesiminde, büyük bir ova üzerinde yer alan ve İç Anadolu ile Karadeniz bölgelerini birbirine bağlayan bir köprü konumundaki Merzifon, Osmanlı Devleti dönemindeki 3 ana sefer güzergahlarından ikisi olan orta ve sol kolun kesiştiği bir konumda yer aldığından önemi gittikçe artmış, halkın her türlü ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte sosyal ve dini fonksiyonlara yönelik farklı türdeki yapıların çarşı bölgesine inşa edilmesiyle zenginleştirilmiş, bunun neticesinde özellikle ticari açıdan güçlü bir şehir olarak gelişmiştir.

Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde uzunca bahsi geçen Merzifon, “Gerçi Etrak vilayetidir ama halkı gayet halim, selim kimselerdir. (…) Zira ovalık, yeşillik, bolluk ve ucuzluk yeri mamur bir şehirdir. Deşan dağı eteğinde kurulmuş dört bin adet kiremitli ve toprak ile örtülü, bağlı ve bahçeli, ma’mur ve bakımlı bir şehirdir. (…) Dükkanlarının tamamı 600 adettir (…) Tüccarlar senede birkaç bin yük rengarenk pamuk bezini, Kırım diyarına götürerek esirlerle değişirler” şeklinde tasvir edilmiştir. Tarihi boyunca estetik bir kent olarak anılan, ticari ve tarihi yönü bu kadar güçlü olan Merzifon’un tam merkezinde yer alan tasarım alanı, bütün bu geleneklerden öğrenerek Merzifon’a uygun bir biçimde ele alınmıştır.

KENTİN ‘NODUS’U

Yapı, konumu itibariyle şehrin en stratejik noktalarından birinde yer almaktadır. Çevresinin yayalaştırılması ve bir anlamda Cumhuriyet Meydanı’na katılmasıyla daha da büyük önem kazanan arsa, Kara Mustafa Paşa Külliyesi, Tuz Pazarı Hamamı ve Bedesten gibi tarihi yapılara olan yakınlığı ve çevresindeki ticaretle karışık konut dokusu itibariyle, kentin ‘nodus’ olarak adlandırabileceğimiz düğüm noktasında yer almaktadır. Konumu, bu denli kritik bir arazi üzerinde yer alan yapının, yalnızca bir iş merkezi olmaktan ziyade, Merzifonlular için bir toplanma alanı olma, şehir merkezi çevresi ve merkez arasında bir pasaj oluşturma ve yapının kullanıcıları için kamusal bir devamlılık sağlama gereksinimlerini doğurmuştur.

TARİHİ REFERANSLAR

Külliye yapıları, bir değer olarak Osmanlı dönemi Anadolu Türk Mimarisinde öğretici bir yere sahiptir. Tarih boyunca birçok farklı fonksiyonu tek bünyede son derece başarılı bir biçimde toplayan bu yapılar, yeni ‘Merzifon Belediyesi İş ve Yaşam Merkezi’nin ihtiyaç programında istenen birbirinden oldukça farklı fonksiyonları bir araya getirme şekli konusunda yol gösterici olmuştur. Bu anıtsal eserler, cephe dili, malzeme kullanımı ve örtü sistemleri itibariyle detaylı bir biçimde incelenerek günümüz mimarisinde geçmişin izini, geçmişe takılı kalmaksızın, teknolojinin modern mimarlık üzerindeki etkilerini tasarıma yansıtarak yorumlanmıştır.

YAPI OLUŞUMU

  1. Kentte bitişik nizam ada düzeninin hakim olduğu bu noktada kamusal zemin, boşluksuz bir biçimde hacimleştirilerek, imar planlamasında çevre adalarla aynı olan 15.50 metre kotuna yükseltilmiştir.
  2. Gerekli fonksiyonların teknik gerekliliklerine uygun olarak ve daha ferah mekanlar yaratmak amacıyla, saçak alt kotu olan 15,50 metre yükseklik, 5 yerine 4 kata bölünmüştür. İhtiyaç programının gerekliliklerini sağlamak üzere, fonksiyonları uygun olan yapılar, tabi zemin kotunun altına yerleştirilmiştir.
  3. Kent parseli, çevresinin yayalaştırılması ve bir anlamda Cumhuriyet Meydanı’na dahil edilmesiyle, kent merkezi ile çevresi arasında bir pasaj oluşturma görevi üstlenmiştir. Bu geçirgenliği sağlamak adına kütle, iki kesişim noktasını birbirine bağlayan diyagonal bir çizgi ve bu noktalarda zemin kotta yaratılan geri çekmeler yardımıyla ortaya çıkan kamusal alanlarla, zemin katta üçe, yapı genelinde ikiye ayrılmıştır.
  4. Farklı fonksiyonlar, ikiye ayrılan kütleye düşey olarak dağıtılmıştır. Ortak bir sirkülasyon alanı ile bağlanan iki kütle, bütüncül bir biçimde kenetlenmiştir. Bu ortak sirkülasyon alanı, yarı kamusal bir ofis yaşantısına ve dolayısıyla, gece-gündüz aktif bir yapı oluşturulmasına katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda, bu farklı fonksiyonların farklı gereksinimleri olduğundan, cepheleri birbirinden farklı tasarlanmıştır.
  5. En üst katta tasarlanan çatı sistemi, yağmur sularının gri su deposuna toplanmasını sağlayarak, yapının bulunduğu iklimi, çevresel sürdürülebilirlik yönünden avantaja çevirir. Ayrıca, çatıda yer alan piramit şeklindeki ışıklığa, enerji verimliliğini artırmak adına, yarı geçirgen fotovoltaik paneller yerleştirilmiştir. Son olarak, lokantanın hakim manzara yönünden faydalanabilmesini sağlamak amacıyla, bu fonksiyon ön cepheye yerleştirilmiştir.

YAPI İLİŞKİLERİ

Sokak – Yapı İlişkisi

Yayalaştırılan çevrenin yapıyla ilişkisi, yaratılan meydanların çevre kamusal alanları yapıya davet edecek şekilde tasarlanmasıyla sağlanmıştır. Yapı zemin katında olabildiğince geçirgen tasarlanarak, çevresindeki yayalaştırılmış alanı kendiyle birlikte bir meydana çevirmiştir. Zemin döşemesi, kullanıcı yoğunluğu gözetilerek, parametrik bir biçimde, ‘voronoi’ modeli kullanılarak tasarlanmıştır. Kullanıcıların yoğunlaştığı noktalarda daha sıklaşan model, merkez-çevre ilişkisine görsel bir biçimde katkı sağlamıştır.

Otopark Rampası – Yapı İlişkisi

İhtiyaç programında istenen 60 araç kapasiteli otoparka, arsa boyutlarının sınırlayıcılığına karşın, mekanik lift sistemi kullanımının yeterince verimli olamayacağı düşüncesiyle konvansiyonel bir rampa ile giriş çıkış sağlanmıştır. Yapının -2, -3 ve -4. katına yerleştirilen otopark ve doğrudan -2. kata inen rampa sayesinde arada yaratılan ve gerek ışık gerekse ulaşılabilirlik yönünden zeminle doğrudan ilişki kurabilen boşluk, bu alana ‘Yaşamboyu Eğitim Merkezi fonksiyonlarının yerleştirilmesine imkan sağlamıştır.

İklim ve Sürdürülebilirlik İlişkisi

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sağladığı veriler aracılığıyla, Merzifon’un bir iklim çemberi yaratılmıştır. Bu çemberdeki veriler ışığında yapının iklime uygun, sürdürülebilir ve çevresine aykırı kalmaksızın tasarlanması amaçlanmıştır.

Çatıda yaratılan havalandırma boşluğu ile yapının içerisindeki boşluk aktif bir şekilde bütünleştirilerek yapıda doğal havalandırma imkanı sağlanmıştır. Ayrıca çatı ışıklığında kullanılan güneş panelleri ile günde yaklaşık 150 kwh elektrik tasarrufu sağlanabilmektedir. Çatı oluklarından toplanarak -13.00 kotundaki gri su tankında biriktirilen yağmur suyu ise yapının gri su ihtiyacını önemli ölçüde karşılayacaktır.

Yatay – Düşey Sirkülasyon İlişkisi

Farklı fonksiyonları birbirine bağlayan yatay sirkülasyon kütlesi, daha çok ofislere hizmet etmek üzere geri çekilen bir çekirdek, ticari fonksiyonların düşey yönde daha canlı çalışabilmelerini sağlamak amacıyla yerleştirilmiş merkezi bir yürüyen merdiven ve yapının geneline hizmet eden yangın yönetmeliğine uygunluğu sağlayan ikinci bir çekirdek ile 3 ayrı elemanla düşey olarak bağlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın