Proje Raporu
Suyun Üzerinde Alternatif Bir Yerleşke Pratiği //OCTOPUS //
Su; rengi, kokusu, şekli olmayan medeniyet kavramının temel öznesi farklı coğrafyalarda, tarihin farklı zamanlarında yaşamla hep birlikte anılmıştır. Su medeniyetlerin hem kurucusu hem de taşıyıcısıdır. Yakın ve uzak tarihe baktığımızda Fırat, Dicle, Seyhan, Nil ve dahası medeniyetlerin kurulduğu yerlerden sadece bir kaçı…Suyun insanlığa karşı sınırsız cömertliğine karşın aslında biz hep suya yakın olmak konusunda yeterince cesur olamadık.
Su üzerine yerleşmek…
Peki Neden Su Üzerine Yerleşmeli?
Nüfusun önlenemez artışı ile neredeyse toprak alanlarının kalmadığı, yeşilin tükenmekte olduğu şehirlerde, aşırı betonlaşmayla küresel ısınmanın etkilerini daha ciddi hisseder olduk. Geçtiğimiz temmuz ayında bizim de maruz kaldığımız İstanbul’daki dolu yağışı ve sel ile bu etkilerin ne denli önemli ve büyük bir tehlikenin sinyali olduğunu gözlemlemiş olduk. Bunun sonucunda yeşil alanların önemli bir ihtiyaç olduğu kanısına vardık. Bu durumu tasarımımızdaki çıkış noktası olarak dert edindik. Önerimiz OCTOPUS…
Octopus Nedir?
Su üzerinde varolan Octopus bir istasyon yapısı olarak tasarlandı. Tasarımının çıkış noktası bir su canlısı olan ahtapot…
– Peki Nasıl?
İstasyondaki en büyük dairesel form yönetim ve yerleşke programlarını bulunduğu hacim ahtapotun kafasını, diğer üç dairesel form aktivite, sanat, bilim, aktivite merkezleri ahtapotun 3 kalbine referans vermektedir. Yönetim ve birimleri bulunduran kısım, 7 katlı olup yerleşke iç meydanı, ofis katları, enerji yönetim katı, fuaye, yerleşke meclisi ve meclis çalışanları katından oluşmaktadır. Sanat, bilim ve aktivite merkezleri de, yerleşkenin sosyokültürel ihtiyaçlarına cevap olması amacıyla tasarlanmıştır. Octopus kendi kendine yetebilen bir istasyondur. Enerji ihtiyacının ana merkezinin altında bulunan enerji üretim alanı su akıntısındaki kinetik enerjiyi kullanabilir ve depolanabilir enerjiye dönüştürür. İstasyonun etrafında konumlanan sekiz platform ise ahtapotun sekiz bacağına referans vermektedir. Platformlar barınma birimleri olan kapsüllerin istasyona bağlanma noktaları olup dalga kıran gibi davranıp su seviyesinin kontrolünde görev alırlar. Aynı zamanda kapsüller enerji ihtiyacını buradan karşılamaktadır. Platformların alt enerji üretiminde kullanılan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren dinamolar bulunmaktadır.
Octopus Nasıl İşler?
Octopus karada azalan yeşil alanların geri kazanımını ve doğa tahribatını önlemeyi amaçlar. Bu sebeple karadaki yaşam alanının yeşil alan olarak geri kazanımına onay veren bireylere octopusta su üzerinde alternatif yaşam sunulur. Bu sayede karayı tamamen yeşil alanlara ve doğal haline dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Octopus karada yapılan hataların su yerleşkelerinde de yapılmaması için suya görsel ve fiziksel olarak minimum etki yapmayı hedefler. Görsel olarak su üzerinde kalan kısmı ile sade görünmeyi ve suyla yakın ilişki kurmayı amaçlar.
Kapsül Nedir?
Kapsül alışılagelmiş barınma ihtiyacını karşılayan yapıların minimize edilmiş, hem su yüzeyi hem de su içerisinde bulunabilen yaşama birimleridir. Kapsül farklı boyutlarda olabilir. Bireysel yaşam alanları veya aileler için birlikte yaşam alanları sunarak barınma ihtiyacını karşılar. Kapsül enerji ihtiyacını karşılamak için octopusa bağlanır. Bireyler de en büyük ihtiyaçları olan sosyalliği burada giderebilir. Kapsül octopusdan ayrılıp başka biri alandaki diğer octopuslara bağlanabilir.
Peki Nerede?
Aldığımız tasarım kararımız doğrultusunda octopus suda yerleşmenin en önemli özelliği olan esneklik ve özgürlüğü kullanarak sadece bir yere ait kalmayı kesin bir dille reddeder. Gerekli fiziksel şartların karşılandığı (derinlik) okyanus, deniz ve göl üzerinde bulunabilmektedir. Bizim önerimiz doğa tahribatının en fazla olduğu metropollere yakın su alanlarıdır. (Örneğin Marmara Denizi)