FSMVÜ Mimarlık Bölümü 2017 bahar dönemi MİM302 tasarım stüdyosu kapsamında, Yrd.Doç.Dr. Gökçe Tuna Taygun yürütücülüğünde Büşra Doğan tarafından hazırlanan karma programlı çok katlı yapı tasarımı.
Manhattan olarak belirlenen tasarım alanı New York’un en yoğun yerleşim birimlerindendir. Manhattan adasında bu yoğunluğu karşılamak adına dikey bir mimarlığa gidilerek çok katlı yapılar meydana getirilmiştir. Böylece bölge ticari ve finansal bir merkez haline gelirken bügünkü gökdelen silueti oluşmuş ve hala oluşum göstermeye devam etmektedir.
Tasarım süreci boyunca, yapı parselinde yer alan yükseltilmiş eski bir demiryolu hattı üzerine yeniden tasarlanıp kamusal bir park haline dönüştürülmüş High Line hattı ile çok katlı yapı ve bazasının etkileşim halinde olması hedeflenmiştir. High Line yürüyüş yolları, sosyal ve sanatsal etkinlikleri ile şehir insanının uğrak yeri haline gelirken, Manhattan da ikonikleşen bir yaya hattına dönüşmüştür.
High Line’ın oluşturduğu aks şehrin ve şehir insanın yeşil ile buluştuğu bir kesişim noktası haline gelmiştir. Yapının tasarım süreci iki aksın şehrin ve yeşilin kesişimini yansıtan konseptsel yaklaşımdan kaynaklanmaktadır
Yapı parselinden geçen parkın iki yanına rampalar eklenerek yayanında tasarım sürecine dahil olması ve baza girişinin de bulunduğu kamusal bir alana dönüşen meydanla buluşması sağlanmıştır.
Çevre analizi ve fonksiyonel değerlendirmeler sonucunda bölgenin sahip olduğu finansal ve ticari potansiyel doğrultusunda bazanın, zemin ve birinci katı mağaza, restoran ve kafe gibi sosyal mekanlar için ayrılırken, yapının büyük bir kısmı ve kule ofis birimlerine dönüştürülmüştür.
Yapı tasarımında tıpkı Hige Line da olduğu gibi yaratılan mekanların kamusallaştırılıp sosyal alanlara dönüşmesi hassasiyeti güdülmüştür. Bu yüzden metro durağına yakın olan ana caddeden gelecek yayalar için büyük bir meydan oluşturulurken bazanın girişinde insanları karşılayan daha özel bir meydan yer alır. Yine aynı alanda bulunan amfi, yapının cephesine doğru yönlendirilerek Hige Line’da yer alan sanatsal aktiviteleri destekleyecek şekilde sinema gösterimleri yapılması planlanmıştır.
Yapının kesişen akslarının ortasında oluşturulan atrium ile alışveriş birimlerinin yer aldığı mekanlar değer kazanmıştır. Bazada bütün ve tek duran bir kütle değil de daha esnek ve modüler olma yoluna gidilmiştir. Böylece oluşturulan birimlerde yer alan ofislerin ortak alanları şehir manzarasına sahip teraslarla bütünleştirilmiştir.