Regina Pacis Kilise Yönetim Binası'nın da yeniden yapılandırıldığı proje dahilinde, tiyatro ve müzik etkinlikleri için 150 kişilik çok amaçlı salon, dokuz eğitim odası ve bir mutfağa sahip yeni bir toplum merkezi inşa ediliyor.
Iotti + Pavarani Architetti projeyi anlatıyor:
Projede, günümüz ve geçmiş zaman arasında geçen ebedi bir diyalog, sonuçta ortaya çıkan binalar sanki her zaman var olmuşçasına, geçmekte olan moda akımlarından etkilenmeyen yöntemler içerisinde çözümleniyor.
Mevcut kilise yönetim binasının yenilenmesi, dış mekanların yeniden düzenlenmesi ve çok amaçlı bir salonu içinde barındıran yeni bir toplum merkezinin inşası ile birlikte, projede Regina Pacis Kilisesi’ni çevreleyen binalar tamamıyla yeniden ele alındı. Yeni dini merkezin tasarımında, bu eserin Regina Pacis cemaati için ne ifade ettiğini aktarmak için mimari dilin etkin kullanımı amaçlandı: “dışarıdakileri içten bir şekilde karşılayan, düşüncelerin buluşmasını ve entegrasyonu teşvik eden bir yapı”.
Yeni toplum merkezi, mevcutta var olan ortamın içinde büyürken bir yandan da bu ortamın yerini alan bir çalışma olarak tasarlandı. Yapı, önceden yapılaşmamış araziye tecavüz etmeden eski Capitol sinemasının temellerinden yükseliyor. Tasarım, yeni ve yapılaşmamış arazilere taşmadan, içeriden yenilenen bir kent fikrine bağlı olarak geliştirildi.
Toplum merkezinde öncelikli amaç, kilisenin apsiti ile yeni binayı ayıracak için bir avlu oluşturulması idi. Bu nedenle bu mekan, topluluk faaliyetleri için uygun bir alan olarak bu kompleks içerisinde yer aldı ve toplumun kullanımı için tasarlanan mimari bir odak noktası haline geldi. Kilise ile papaz arasında yakın bir diyalog kurulması için tasarlanan ve kompleksin üniter görüşünü yansıtan yeni bina, modern kültüre karşı bir ön adım teşkil ediyor. Dini temaya yönelen, adaba uygun bu yapının, “aile hayatı”nın karakteristik değerlerini barındırıyor olması da ayrıca önem taşıyor.
Bu büyük duvarlı yapının tasarımı, tıpkı yönetim binasına olan bağlantıda, yükselen çatıda ve merkezi avluyu saran kavislerde görüldüğü gibi esaslı fakat hassas geometrik çalışmalara dayandırıldı. Malzemelerin seçiminde kilisenin kromatik tonları takip edildi, ancak genel doku tek tipte ve daha canlı tutuldu.
Yönetim binasına bağlanan daha alçak bir hacmin eklemlendiği yeni bina, iki düzey üzerine oturtuldu. İki farklı yüksekliğe çıkan giriş holü ile farklı seviyelerde mekanları birbirine bağlandı ve yaratılan diyagonal, dinamik ve hareketli alan ile, halihazırda kullanılan alanlarla yeni bina arasında mükemmel bir işlevsel entegrasyon sağlandı.
150 kişiye kadar oturma kapasitesine sahip çok amaçlı salon etkinliklere, akşam yemeklerine ve tiyatro oyunlarına ev sahipliği yapmak üzere donatıldı. Çift seviyeli olarak düzenlenen birinci katta, toplantılar ve öğretiler için sekiz geniş oda bulunuyor.
Tüketimin azaltılması ve enerji tasarrufu konusunda, bina son derece iyi yalıtımlı bir dış kabuğa sahip olacak. Geniş cam duvarlar, güneşe karşı bir koruma sistemi ve dış perdeler ile örtülecek. Toplum Merkezi, bölgedeki uzaktan ısıtma sistemiyle bağlantılı olacak ve tüm iç mekanlarda yerden ısıtma sistemi kullanılacak.
“Sürdürülebilirlik” fikri, proje ile daha da ileri taşınıyor. Çevresel sürdürülebilirlik hususunda elden gelen maksimum titizliğin sağlanması ile paralel olarak tasarımda, toplumu sürece dahil eden bir kullanım oluşturularak, mimari estetiğin ve mekanın karakteristik özelliklerine saygı bağlamında sosyal sorumluluğun tasdik edilmesi amaçlanıyor