PROJE RAPORU
BİREY-KENT İLİŞKİSİ ÜZERİNDEN
Şehir hayatına artan talepler; popülasyonu ve sonucunda konut ihtiyacını doğururken yeni toplu yaşama biçimlerinin gelişmesine sebep olmakta ve bu talepler şehirleri her tarafı tasarlanmış ve betonlaştırılmış yaşam alanlarına dönüştürmektedirler. Bu eğilim, şehirde yaşayan insanları bir metropolün sunabileceği imkanlarla çevrelerken onları doğal habitattan uzaklaştırmaya, soludukları havanın kalitesini düşürmeye ve birey-doğa ilişkisinden koparmaya kadar sürükler. Sahip olduğu yüzey alanında kapasitesinin üzerinde popülasyon taşıyan şehirler yalnızca konut yapılarında değil aynı zamanda altyapı ve servis veren yapılar açısından da stratejik olarak, çoğunluğun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanırlar. Tüm bu geneli kriter alan tasarlanmışlıklar birey-şehir arasındaki ilişkiyi zayıflatarak bireye kendi habitatında yeterli esneklikler sağlayamamakta, şehir yaşantısının sunduğu kalıp senaryolar içerisinde yaşamak mecburiyetine itmektedir.
Yapılı çevrelerin içerisinde bir metropol koşuşturmacası süren bireylerin kent ile aidiyet ilişkisi kurabilmeleri adına kentin sunduğu hizmetlerin de birey ölçeğine indirgenmesi gerekmektedir. Bu diyalektik ilişki ancak bireyin kendi habitatına müdahale edebilme imkanına erişmesiyle mümkün olacaktır.
Gün geçtikçe zayıflayan kentli ve yeşil ilişkisini yaşam alanlarına entegre ederek bireye sahip olduğu bu yeşil alanı şekillendirme imkanı vermek, genel kitle gözetilerek çoktan hazırlanmış ve tasarlanmış yaşam alanlarında bireyin sözünün olmasının, kendi alanını yönetebilmesinin bir yoludur. Böylelikle hem birey beton ve çelik yığınlarının arasından bir kaçış aracı olarak kendi yeşil alanına sahip olabilecek hem de bunu değiştirme, şekillendirme, büyütme ve küçültme gibi yollarla kendi yeşil alanını oluşturmada söz sahibi olmuş olacaktır. Bu da bireyin yaşadığı yer ile -dolayısıyla kent ile- arasındaki aidiyet duygusunu güçlendirecek ve düşeyde büyümekte olan kentlerde yeşil alanların gelişimi üçüncü bir boyut kazanarak yaşam alanlarına sızmış olacaktır.
BİRİMLERE DAİR
5m x 5m birimlerden oluşan fold düşey bahçeler, her bir ailenin / dairede yaşayan bireylerin sahip olduğu alanı göstermekle binadan ayrı çalışan gridal bir taşıyıcı sistem içerisinde konumlanmaktadır. Bu sistemde birimlerin bir araya gelme şekilleri ve sistemin konumlandırılacağı yer, tasarım ilkeleri ve çevresel faktörler gözetilerek birkaç öneri geliştirilerek sunulmuştur. Ana prensip 5mx5m grid taşıyıcı sistem olmakla birlikte bu grid sistem binanın ön cephesine, iki konut yapısının arasına eklenebilirken aynı zamanda avlu olarak da çalışabilir. Sirkülasyonunu eklendiği konut yapısının ortak alanlarından alan grid sistemde ekolojik ve çevresel faktörler tasarım ilkelerine dahil edilerek bir bütün olarak ele alınmıştır.
Her bir tercih birey-konut-şehir üçgeninde farklı opsiyonlarda ilişki sağlamaktadır. Yeşil bir cephe oluşturan bahçeler mekanın geçirgenliğiyle oynayarak kapalı alan ve açık alan arasında bir geçiş oluşturmaktadır.
İÇ MEKANA DAİR
Fold bahçeler, daha önce de belirtildiği gibi 25 m2 lik birim alanda zemin, duvar, tavan ve iç mekan elemanlarının kurgusal kullanımını belirleme fırsatı sunmaktadır. Bu birimlerde zemin çoğunlukla ışığı süzen, yarı geçirgen yapısıyla, üst üste- yan yana kurgulanan bu fold bahçelerin birbirlerinin güneş ışığına engel olmadan çalışmasını ve sürekliliğini sağlar. Bununla birlikte, zeminin sağ ve solunda 90’ar cm lik ve zeminde tarım yapmayı sağlayan şeritler bulunur. Bu şeritler, zeminin diğer kalan kısımlarına göre daha opaktır ve içinde kullanıcının istediği zaman ekim yapabileceği, 30cm x 30 cm ekim birimleri, sulama ve drenaj sistemi bulunur. Duvar elemanları da yine geçirgen elemanlarla kurgulanmıştır.
Duvar için geliştirilen yüzeyler bahçedeki mobilyaların kullanımlarını çeşitlendirir ve düşey büyümesi hızlı olan bitkilere destek görevi görür. Kullanıcı, kurguladığı fold bahçesindeki, geçirgen duvar birimlerine kendi tasarım algısını kullanarak bahçesinin mahremiyet dengesini de kendisi belirlemiş olur.
Tavan için tasarlanan grid konstrüksiyon kancalarla ve ışıklandırma elemanlarıyla birlikte tasarlanmış olup kullanıcıya yaratıcılığı doğrultusunda kullanması, isterse herhangi bir sistemi veya objeyi tavana asarak kullanma iznini vermektedir. Projenin genelinde benimsenen tasarım kararında olduğu gibi esneklik ve bireye mekanını yönetme imkanı verme eğilimiyle herhangi bir kısıtlama ve dayatmadan kaçınılmış, tavanı da kullanıma katabileceği öngörüsüyle bu sistem tasarlanmıştır.
İç mekan kullanımında meyve sebze ekimi ve bitki yetiştirme temel fonksiyon olarak ele alındığından bu fonksiyona imkan verecek mobilyalardan en az birinin her birimde olması varsayılmıştır. Bitki yetiştirme zeminde tasarlanan 90 cm lik şeritlerde yatayda gerçekleştirilebilirken küçük hacimde toprak ile yetiştirilebilen bitkilerin düşeyde de yetiştirilebilmesi için düşey ve yatay taşıyıcılardan oluşan konstrüksiyon geliştirilmiş ve yatay sıralara ekimin yapılacağı kaplar yerleştirilmiştir.
Birimlerin kullanımında ekim ve bitki yetiştirme gibi fonksiyonların yanı sıra bahçesini yaşam alanı olarak da kullanmak isteyen kullanıcılar için 60cmx60cm ve 30cmx30 cm lik küpler tasarlanmıştır. Bunlar birbirlerine monte edilip sökülebilme özelliğine sahip olup istenildiğinde yüzey takılabilme istenildiğinde boş bırakarak kullanma imkanı vermektedir. Böylelikle kullanıcıya oturma, sehpa, raf gibi imkanlar sunan, tasarımı kullananına bağlı olan elemanlar bütününü elde edilebilir.
Depolama ihtiyacına yönelik tasarlanan rafların taşındığı bir konstrüksiyonda 25 cm aralıklarla raflar yerleştirilmiş raflar bulunmakla birlikte yerden başlayan ilk üç raf esnek, dönüşebilir sistemde tasarlanmış farklı bir raf sistemidir. Bu ek sistemde raflar açılı bir şekilde dönerek üç basamağa dönüşebilmektedir ve düşeyde ekim veya depolama için yükseğe erişim sorununa çözüm getirmektedir. Bu dönüşebilen sistem yerine kapaklı bir dolap da konularak daha sabit bir depolama alanı da tercih edilebilir opsiyonlardandır.
Özetlemek gerekirse düşey fold bahçeler, bireyin kendi habitatının kurgusunu oluşturmasını ve bu habitatında kurguladığı aksiyonları konfor sınırları içerisinde gerçekleştirebilmesini amaçlar. Projenin öncelikli hayali ve amacı kalabalık ve tekdüze şehir hayatının yorduğu ve yalnızlaştırdığı kent insanın; kentin hemen içinde, kalabalığın ve gürültünün üstünde, evinin iki adım ötesinde, 5mx5m lik bahçeler ile ruhsal ve fiziksel açıdan yenilenme ve iyileşmesinin gerçekleştirilebilmesidir.