PROJE RAPORU
Sürdürülebilirlik; çok geniş ve kapsamlı bir kavram aslında. Son yıllarda önem kazanan ve gündeme gelen bu kavram, gerçekte hayatımızın bir ifadesi adeta. Hepimiz, işimizi sürdürüyoruz, ilişkilerimizi sürdürüyoruz, hayallerimizi sürdürüyoruz, mutlulukları, mutsuzlukları, acıyı, sevinci sürdürüyoruz, yani yaşamayı, yaşamı sürdürüyoruz. Ve bizler bu yaşamı içinde bulunduğumuz, gün geçtikçe tükettiğimiz doğanın varlığı sayesinde devam ettirebiliyoruz.
Doğa ile aramızdaki ilişki de karşılıklı ve biz doğayı sürdürebildiğimiz ölçüde doğa da bize yaşama fırsatı tanıyor.
Biz demişken; bizler yetişkinler, çocuklar, yaşlılar ve gençler evet gençleriz. Doğanın bize varolma fırsatı sunduğu gibi gençliğin varoluşu da bugünkü bizleri oluşturur. Bugün bizi biz yapan şey gençliğimizde sahip olduğumuz bilincin bir ürünüdür.
Yani temelde, bu sürdürülebilirlik döngüsü gençlik ve doğa arasındadır aslında. İşte bu döngünün devamı, gençliğe, genç nesillere bu bilincin kazandırılmasından geçmektedir. Biz de tasarladığımız bu gençlik merkezinde tam da bunu hedefledik.
KONSEPT
Gençlik merkezinin konsepti konusunda gençliğin, genç ruhun durağan olmayışından, hareketliliğinden yani dinamizminden ilham alındı ve konsept dinamizm olarak belirlendi. Bu dinamizm etkisi, konsept fonksiyonları dışında diğer tüm birimlerde mimari çözümlere yansıtıldı.
Şöyle ki:
Yan yana bulunan konferans salonu ve tiyatro yapılarının ayrı olan fuayeleri, birbirlerine bakan cephelerindeki camlarının açılır kapanır özelliğe sahip olmasıyla, istendiğinde iki farklı fuaye istendiğinde ise ortak ve büyük bir fuaye haline gelebilmesiyle değişime açık bir hale getirildi.
Atölyelerin meydana bakan tüm cephelerinde de yine açılır kapanır cam cepheler kullanıldı. Böylece camların kapalı olduğu durumlarda her atölye kendi bireyselliğine sahip iken açık olduğu durumlarda ise atölyelerin meydana bakan kısmındaki alan bir sergi alanına dönüşebilir kılındı. Böylece meydanda var olan atölye manzarası da durağanlıktan çıkarıldı.
Meydanı dış ortamdan koruyan ve gün ışığının kontrollü alınmasını sağlayan üst örtü için bu dinamizmi yansıtacak özel bir tasarım geliştirildi. Üst örtüye bağlı ince kolonlar meydan kotuna kadar indirildi ve kullanıcılar tarafından hareket ettirilebilecek şekilde tasarlandı. Bu kolonların hareket ettirilmesiyle meydanı kaplayan üst örtünün de şeklinin düşeyde değişir hale gelmesi sağlandı. Bu şekilde hem görsel ve işlevsel açıdan meydan kullanımı tekdüzelikten kurtarıldı hem de değişken üst örtü sayesinde yapının dinamizmi sağlandı. Bu üst örtünün meydan üzerinde olmasıyla da örtünün altında bir yaşam oluşunun ip uçlarını dışarı yansıtmış oldu.
Konsepti yansıtan ana fonksiyon ise alanın güneybatısında konumlandırılan sürdürülebilirlik kulesi. Projenin yönelimi ve yapıların sürekliliği bu kuleye doğru şekillendirildi ve kule ile son buldu. Gençlik merkezindeki her birimin ihtiyacı olan enerji bu kulenin altında toplanmakta ve buradan alana dağıtılmakta. Yani projenin yaşaması, dinamizmine kavuşabilmesi için gerekli olan tüm enerji bu kuleden sağlanmakta. Kuleye ek olarak seyir kulesi işlevi de kazandırıldı. Böylece kullanıcıların alana ve nehir manzarasına daha hakim olması amaçlandı. Aynı zamanda sürdürülebilirliğin somut bir temsili olarak alanda yükselmesiyle projeye simgesellik kazandırıldı.
TASARIM
Alana yerleşim kararları alınırken arazinin geometrisi referans alındı. Kendi içinde bir yönelimi olduğunu hissettiren araziye de bu yönelime göre yerleşildi. Birimlerin yerleşimi bir meydan oluşmasını sağlayacak şekilde yapıldı. Bu meydan her türlü etkinliğin yapılabileceği, geniş oturma alanları olan, esnek kullanıma açık bir mekan olarak tasarlandı.
Kütüphane ve restoran çevreyle ilişkinin en güçlü olduğu yere konumlandırıldı. Böylece gençlik merkezinin hitap ettiği kitlenin genişlemesi sağlandı.
Spor alanları ve çocuk oyun alanı meydandan kuleye doğru olan alana dağıtıldı ve kuleye yönelimi vurgulayacak biçimde yerleştirildi. Böylece kuleye gidilen yolda daha yeşil bir doku oluşturularak kulenin temsil ettiği şeye de bir gönderme yapılmış olundu.
Atölyeler diğer birimlerin aksine, üst kota (+4.00) alındı. Böylece meydana ve kısmen alana hakim bir konuma gelmiş oldu. Atölyelerin meydana bakan cepheleri yer yer sergi alanına dönüşürken, nehre bakan kısımlarına ise amfi şeklinde oturma alanları tasarlandı. Böylece atölye ortamı daha keyifli bir ortama dönüştürüldü.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Cephe tasarımında çift cidar uygulaması ile ışığın en doğru ve en kontrollü şekilde alınması sağlandı. Yapıların rengi gibi çatıları da beyaz yapıldı. Beyaz çatı uygulaması ile beyazın yansıtıcılığı sayesinde yaz ayları için daha serin mekanlar elde edilmek istendi ve atmosferdeki karbondioksit emisyonunu telafi ediyor oluşuyla küresel ısınmanın etkileri azaltılmak hedeflendi.
Meydan zemininde özel bir malzeme kullanıldı. Üzerinde yüründüğünde enerji üretip depolayan bu özel döşeme sirkülasyonun en yoğun olduğu alana konularak üretim maksimuma çıkarıldı.
İstanbul’un iklim şartları araştırıldı ve yağmur oranına göre, alanın kenarında bulunan nehrin debisinden de yola çıkılarak, yağmur sonucu nehrin taşan suyunun özel bir sistemle alana aktarılması sağlandı.
Alanda belli noktalara bisiklet park alanları yerleştirildi ve bunlar arasına bisiklet yolları yapıldı. Her bir bisiklet, sürüldükçe enerji üreten bir çeşit olarak belirlendi ve park noktaları bu enerjinin aktarıldığı yerler haline getirildi.
Başlangıçta bir peyzaj elemanı olarak görülebilecek su ögesi sadece bir peyzaj elemanı değil. Özel bir akvaryum sisteminden referans alınarak yapılan havuz, özel sistemi sayesinde kendi kendini temizliyor ve böylece sürdürülebilirliği simgeliyor. Bu nedenle çocuk oyun alanını da bu havuzun yanında konumlandırıldı ve küçük nesillere de ilham verilmesi amaçlandı.
Alanın rüzgar alan bölümlerine, rüzgar enerjisinden enerji üreten ağaç şeklinde sistemler yerleştirildi. Böylece rüzgardan da maksimum şekilde fayda sağlamak amaçlandı.
Yapıların çatıları güneye bakacak şekilde kırık tasarlandı ve güneş panelleri kullanıldı. Böylece güneş enerjisinden de yararlanılmış olundu.